Geçmiş 3

25 5 0
                                    


   "Anne!"
  İsmet oğlunun seslenişine bıkkınlıkla of'ladı.
   "Ne var yine?"
   "Ne zaman gideceğiz?"
  İsmet sanki birisi boğazına ayağıyla basıyormuş gibi hissetmişti. Bir yandan kocasının gömleğini ütülüyor, diğer yandan da dizisini izlemeye çalışıyordu. Ah aptal Rosalinda. Neden sırf minnettarlık uğruna o yaşlı adamla evleniyordu ki.

   Dizisinin ortasına dalan oğlunu dikkate almadı. Final bölümü için kaç aydır bekliyordu.

   "Anne ne zaman gideceğiz söylesene?"
    "Ay Oğuz yeter ya, görmüyor musun işim var. Baban gelince gideceğiz işte. Yeter yarım saatte bir sorma."
   Gömleğin yakasını ütülerken gözlerini tekrar dizisine çevirdi. O da ne?
   Ama bu Rosalinda az önce yaşlı adamla evleniyordu. Ne olmuştu da şimdi düğün arabasında sevdiği adamla beraberdi?

  Camın önüne tünemiş sokağa bakan oğluna ayağındaki terliği fırlattı.
  
   "Senin yüzünden finali kaçırdım. Git odana gözüm görmesin."
 
   Oğuz tünediği yerden önüne düşen terliği alıp annesinin ayak ucuna getirdi.
   İsmet ona kıyamamış terliği isabet etmeyecek şekilde fırlatmıştı.

   "Çok saçmaydı. Yaşlı adam hayır dedi. Sonra da genç olan onun yerine geçip kızla evlendi. Saçmalığın danifkası."

   İsmet odasına doğru giden oğlunun arkasından "Danifkası değil, daniskası." diye seslendi.
   Bu çocuk bir alemdi doğrusu. Neyse en azından finali öğrenmişti. Mutlu sondan tatmin olup kocasının pantolonuna geçti. İyi görünmeleri gerekiyordu. Çünkü, bu akşam gizemli komşularına gideceklerdi.

    Oğlunun akşama saçmamalaması için dua etti. Zira adam oldukça sert birisi gibiydi. Kocası ayağını kırdıktan sonra küçük kızını kapıya gönderip geçmiş olsun dileklerini iletmişti. Bunun üzerine onlarda ön yargılarını atıp artık yeni komşularına bir hoşgeldin ziyareti yapmaya karar vermişlerdi.
   İsmet oğlundan yüzüğü alamasa da bir daha bu yaşta evlenme lafı etmemesi için onu bir güzel ikna etmişti. Elbet bahar temizliği yaparken o yüzüğü bulacaktı.

   Ah ben bu oğlanla ne yapacağım acaba diye düşünmeye başlamıştı yine İsmet. Başka çocuklar kovalambaç ya da saklambaç oynarken oğlu, onları izleyip gülüyor ama ne kadar çağırırlarsa çağırsınlar oyunlarına katılmıyordu.

   Hikmet'i bunun sebebini öğrenmesi için oğluyla konuşmaya ikna ettiğinde aldığı cevabı duyunca keşke hiç sordurtmasaydım diye düşünmüştü.

   Hikmet'in anlattığına göre oğlu, çocuklar oyun oynarken kimin ebe olacağını tahmin etmeye çalışıyor, tuttturduğundaysa geleceği görebildiğini düşünüyormuş.

   Bir kaç ay önce gelip geleceği gördüğünü zırvalamasının sebebi buymuş demek ki.
   İsmet bazen oğlunun dahi mi yoksa aptal mı olduğunu ayırt edemiyordu. Dersleri çok iyiydi ama çok farklı düşünüyor bu sebeple anne-babasını korkutuyordu.

 
   Ütülerini bitirip oğluyla hazırlandıklarında
kocası da işten gelmişti. İsmet yorgun gelmiş kocasını güler yüzle karşılayıp banyoya sokmuş, banyodan çıkana kadar da atıştırması için bir şeyler hazırlamıştı.

   Malum gidecekleri komşuları bekar bir erkekti ve kocası aç kalınca insanlıktan çıkıyordu.

   Ailecek derlenip toplanıp, İsmet'in gündüz yaptığı şekerpare tatlısını da yanlarına alıp komşularının kapısını çaldılar.
   Daha ikinciye çalmadan kapı açılmış ve küçük kız onlara hoşgeldiniz diyerek babasına seslenmişti. Adam hole açılan kapılardan birinden çıkarak yanlarına doğru gelmişti.
    Hikmet'le tokalaşıp içeriye buyur etmiş, İsmet'e de "Hoşgeldin bacım." demekle yetinmişti. Soğuk dursa da seviyeli adamdı. Komşusunun bu davranışı İsmet'i memnun etti. Seviyesini bilmeyen lakayt adamlar bu hayatta en hazetmediği şeylerden biriydi.

   "Hoşbulduk." deyip tatlıyı komşusuna uzattı. Adam "Ne zahmet ettiniz, teşekkürler." diyerek onlara sağdaki ilk kapıyı gösterdi ve içeri buyur etti.

   İsmet gösterilen odaya girdiğinde odanın haliyle bi duraksadı. Oturma odası içler acısı bir durumdaydı. Dağınık olmasa bile vitrin ve sehpaların üzeri bir parmak toz, duvarlar is lekesiyle kararmış ve koltuk örtüleri yer yer yırtılmıştı. Eşyalar eski değildi aslında. Şöyle adamakıllı bir temizlense cillop gibi olurdu.  
    Kocasının yanına oturduğunda kendi kendine hayıflandı. Adam akşama kadar çalışıyordu. Küçücük kızın evi temizleyecek hali yoktu ya. İsmet, biraz samimi olduktan sonra bu evi bir elden geçirmeyi kafasına koymuştu.

    Derken kısa cümlelerden oluşan tanışma muhabbetlerinden sonra kocasıyla komşusu sohbeti ilerleyip koyulaştırmışlardı. İsmet ise o arada çay demlemiş ve adamlara ikram etmişti. Bir yandan arada bir sohbete katılıyor diğer yandan oğlunun üstünden gözünü ayırmıyordu.

    Küçük kızla oğlu diğer odaya gitmek istediklerinde biraz rahat oturmak adına izin vermişti. Oğlu koşarak yanına gelip içinden hediye paketine sardığı kitabını alıp kızın peşinden ilerlemişti.

    Gelmeden önce annesinden en sevdiği kitabı Çizmeli Kedi'yi Sedef'e vermek için izin almıştı. Çocuklar gidince rahat bir nefes alıp kocasının muhabbetine O da katıldı.

  
  Yaptıkları bu akşam ziyaretinden sonra kısa sürecek de olsa bir dostluğun temelini atmışlardı

Hatırla (Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin