SEDEF
"Sedef!"
Sedef, okulun ilk günü takıldığı kızıl kızı duymamazlıktan geldi. Nerde görse sülük gibi yapışıyordu. Adımlarını hızlandırıp okulun çıkışına doğru ilerledi.
"Sedef! Sana diyorum, dursana!"
Kız hala vazgeçmeden sesleniyordu. Onun arkasından koşturduğunu anlayan Sedef biraz daha hızlandı. Fakat sonra aniden duruverdi. Neden ondan kaçıyordu ki? İsterse git başımdan deyip onu kovabilecekken üstelik.
Kızıl kız arkasından yetişip koluna asıldı. "Yahu! Duymuyor musun? Sana sesleniyorum bi saattir."
Sedef sert bir şekilde kızın kolundan çıktı ve omuz silkip yürümeye devam etti. Fakat kızıl buna alınmak yerine ağzındaki sakızı caklata caklata yüzsüzce yanında yürümeye devam ediyordu. Sedef yine umursamamayı seçti ve yanında, neyden bahsettiğini bilmediği popüler yalakası kızla okulun çıkışına doğru ilerledi.
Kapıdan çıktığında saatine baktı ve Ecel ablasının yanına gitmek için bir saati daha olduğunu farketti. Şimdi bi büfeden içki alıp içmek vardı da..... Neyse. İş saatleri içinde yasaktı. Ecel ablası akşamdan kalma olmayı da yasaklamıştı. Sedef aslında bunu çok iyi gizleyebilirdi ama bu riske girmek çok gereksizdi.
Para bulmak kolay değildi ve onun paraya çok ihtiyacı vardı. Yanındaki kızın kolunu dürtüklemesiyle alkol kokan düşüncelerinden çıkıverdi.
"Ay, ne var dürtüp duruyorsun?" diye yanındaki kıza sert bir şekilde çıkıştı.
Kız hızla elini indirip " Hafta sonu kamp partimiz var. Gelmek istersen ararsın." deyip eline bir kağıt tutuşturdu. Sedef kağıda baktı. Bir numara ve isimden başka bir şey yoktu. Olabilir belki diye düşünüp kağıdı kotunun cebine tıkıştırdı.
İşe gitmeden önce biraz yürümek ona iyi gelebilirdi. Dün gittiği ve çok beğendiği mahalleye doğru ilerledi. Tertemiz ve güzel apartmanlardansa böyle küçük eski evleri daha çok beğeniyordu. Ona mutlu olduğu günleri anımsatıyordu böyle evler. Dün girdiği ama ilerleyemediği sokağa girdi.
O sapık burada olmasaydı biraz yürüyecekti. Ama durağın olduğu köşeyi dönüp onu gördüğünde vazgeçmiş,durağa oturup onun gitmesini beklemişti. Ona bakmamak için çabalasa da yaptıklarını izlemekten kendini alamamıştı.
22 saat önce
Oğuz denen çocuk , telefonunu cebinden çıkarmış ve gülümsemesine sebep olan biriyle kısa bir süre konuşmuştu. Sonra da durağa doğru bakıp yürümeye başlamıştı.
Sedef birden panikledi. Kendisini görürse yanlış düşünebilir ve daha fazla peşine düşebilirdi.
O anda okuldan bir çocuk imdadına yetişiverdi. Herhalde otobüs beklemek için gelmişti. Hiçbir şey demeden çocuğa yaklaştı ve göğsünden ittirip banka oturmasını sağladı. Göz ucuyla Oğuz'a bakıp onlara doğru geldiğine emin olduktan sonra çocuğun kucağına oturup onu öpmeye başladı.Oğuz onların yanından yürüyüp geçene kadar da öpüşmesine ara vermedi.
Bir arbede ya da en azından bir çekişme bekliyordu ama olmamıştı. Öylece yürüyüp gitmişti. Dönüp bakmamıştı bile.Birden bire içinden yükselen tiksintiyle kendisini sıkıca sarıp kucağına bastıran adamın kollarından kurtuldu ve yere eğilip içi çıkarcasına kustu.
Neden kustuğunu bilmese de bir yandan ağlıyor bir yandan da kusuyordu. Öpüştüğü çocuk ise kendisine bir kaç hakaret edip defolup gitmişti.
Gözyaşları içinde tişörtüyle ağızını silerken çocuğun de dediklerine aldırmadı. Şu an beynini kemiren tek bir düşünce vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatırla (Askıda)
RomanceÇocukluğunuzu geçirip sonrasında ayrı düştüğünüz birine hissettiğiniz aşk mıdır yoksa özlem midir? Hayatındaki herşeyi yazdığı maddelere göre yaşayan bir adamın ve hayatını oluruna bırakmış gelişigüzel yaşayan bir kızın hikayesi...