24. Bölüm-Şüpheliler

586 53 16
                                    

Eylül Tarafından:

Dudağımda hissettiğim baskı ile gözlerimi açtım.
Ali:Uykucu, uyanmasaydın.
Eylül:Sana da günaydın! Saat kaç?
Ali:8.30.
Eylül:Ne zaman gidiyoruz?
Ali:Kahvaltıdan sonra gideriz.
Dudağına bir buse kondurdum.
Eylül:Gel kahvaltı hazırlayalım.
Elimizi yüzümüzü sırayla yıkadıktan sonra merdivenlerden ilerlemeye başladık. Aklıma gelen hain planla sırıtıp Ali'nin sırtına atladım.
Ali:Hayatım bari bir haber verseydin.
Eylül:Bi'şey olmaz!
Gülerek aşağıya inmeye devam ettik. Mutfağa girdiğimizde masada kuş sütünün eksik olduğu bir sofra gördük. Kafamızı çevirdiğimizde Bahar ve Oğuz'u gördük.
Bahar:Eee hep siz mi erken kalkıp kahvaltı hazırlayacaksınız? Bu seferde biz yapalım dedik. Öyle değil mi Oğuz?
Oğuz:Ya yalan söylüyor. Zorla uya-
Oğuz'un lafını bölen Bahar'ın Oğuz'un kafasına sert bir şekilde vurması oldu.
Bahar:Oğuz fazla şakasıdır. Eylül senin Ali'nin sırtında ne işin var?
Eylül:Atlamam için çok ısrar etti de...
Ali:Tabii canım ben çok ısrar ettim.
Oğuz:Hadi kahvaltımızı yapıp çıkalım. Ozan'ları uyandıralım.
Ozan:Geldik.
Masaya oturduk. Ali benim tabağıma bir sürü şey doldurdu.
Eylül:Ya Ali, ben bunları nasıl yiyeceğim!?
Ali:Biraz kilo al! Kemiklerini sayabiliyorum. Ele avuca gel!
Yemeye başladım.

Kahvaltıları bitirmiştik.
Ali:Yavaştan kalkalım.
Eylül:Ay bence de ama ilk pijamalarımızı çıkaralım.
Ali:Gel.
Elimi tutup yukarıya çıkmaya başladık. Üstümüzü giyip aşağıya indik. Diğerleri hazırdı.
Eylül:Hadi.
Dışarıya çıktığımızda adamlar toparlanıp bavullarımızı aldı.
Sedat:Baba bir bakar mısın?
Erkekler Sedat'ın yanına gitti. Bir şey konuşuyorlardı. Hepsi kafasını bir yöne çevirdi. Baktıkları yere baktığımızda 2-3 tane beyaz araba gördüm.Yanlarına gittiğimizde hepsi sustu.
Eylül:Ne konuşuyorsunuz!?
Ali:Bi'şey konuşmuyoruz!
Eylül:Ali, Sedat size bi'şey söylediğinizde hepiniz şurada ki arabalara baktınız! Niye!?
Ali:Şüpheliler.
Eylül:Nasıl şüpheliler?
Ali:Bildiğin şüpheliler.
Sedat'a döndü.
Ali:Sedat bizim dışımızda kaç araba var.
Sedat:7 tane araba, baba. Sizin önünüzde ve arkanızda bizim çocuklar bulunsun.
Ali:Tamam.
Yanıma gelip belime sarıldı. Arabalara binip teleferiğin tam tersi yönünde ilerlemeye başladık.
Eylül:Niye buradan gidiyoruz?
Ali:Diğer taraftan gidelim de kayak yapan insanları ezelim?
Eylül:Dalga geçme!
Gülüp elimi tuttu. Avuç içimi koklayı öptü.

Dağlık alandan çıkmış düz yola varmıştık. Ama hâlâ biraz kar vardı. Sansarsın düğüne gidiyoruz. Bizimle beraber 11 tane araba arka arkaya gidiyorduk. Bizimkiler ortadaydı. Arkada ve önde korumalar vardı. Önümüzde ki aracın ani fren yapması ile birden durduk. Ali hemen kemerini çıkardı. Aracın torpidosunda bulunan silahı aldı.
Ali:Sen burad-
Engin:Eylül!
Eylül:Engin bu!
Silahı tekrar torpidoya koydu. Araçtan indi. Ben de arkasından. Hafif ilerledik. Engin tam karşımızdaydı.
Engin:Nereye gidiyorsunuz!?
Ali:Sana ne lan! Senin yediğin dayak sana yetmedi galiba!? Çek şu arabanı!
Talha:Bahar'ı hiç bir yere götüremezsiniz!
Engin:Eylül'ü de!
Oğuz:Lan siz bela mısınız!? S****r git!
Talha&Engin:Siz s****rin gidin!
Ali'ye ve Oğuz'a baktım. Göz göze geldiler. Hiç kimsenin beklemediği bir anda Ali Engin'in; Oğuz Talha'nın üstüne atladı. Bir birini yumruklamaya başladı. Yanımıza 2 tane ani frenle siyah araba yaklaştı. Çıkan sesle kavga etmeyi bırakmışlardı. Arabayı izliyorlardı. Arabaların camları biraz açılıp içinden el çıktı. Ellerinde silahlar vardı. Havaya ateş etmeye başladılar. Vücudumda hissettiğim acı ile yere kapaklandım. Bu acının sebebi kurşunlar değil Ali'nin vücuduydu. Kendini bana siper etmişti. Arabalar uzaklaştı.
Ali:Eylül! İyi misin!?
Eylül:İyiyim! S-Sen!?
Ali:İyiyim!
Ayağa kalktık.
Oğuz:Bu neydi şimdi!?
Ali:Valla anlamadım! Kimlerdi!?
Oğuz:Camlar simsiyahtı. Görmek imkansızdı.
Eylül:Az önceki şüpheliler olabilir mi?
Ali:Sanmıyorum, onlar beyazdı bunlar siyah. Neyse gidelim.
Arkasına dönüp Engin'e yumruk attı. Oğuz'da Talha'ya. Ali yanıma geri gelip belime sarıldı. Arabamıza ilerlemeye başladık.

Yola devam ediyorduk ki karşıda polislerin olduğunu gördüm.
Eylül:A-Ali! Pol- Polis! Ne yapacağız!?
Ali:Güven bana.
Polislerin yanına varmıştık. Kan ter içinde kaldım.
Polis:İyi günler! Ehliyet ruhsat lütfen!
Ali:Buyurun memur bey!
Memur bey ehliyet ve ruhsatı kontrol ettiğinde geri Ali'ye verdi.
Polis:Buyurun Gökhan Bey, geçebilirsiniz!
Ali:Sağolun!
İletmeye başladık.
Eylül:Gökhan mı!?
Ali:Sahte kimlik denilen bir şey var. Ben Gökhan Alkan; Oğuz, Ali Burak Ceylan; Alp, Selahattin Paşalı; Ozan, Can Sipahi.
Eylül:Şimdi anladım. O zaman evimize gidelim Gökhan.
Gülüp yola devam ettik.

Ali Tarafından:

Sonunda evimize varmıştık. Arabayı bahçenin içindeki garaja koydum.
Ali:Eylül gel- Ohoo, hanımefendi uyumuş.
Arabadan inip Eylül'ün kapısını açtım. Eylül'ü kucağıma aldım. Diğer kızlarda uyuyakalmışlardı. Evini içine girdik. Yatak odasına gidip Eylül'ü yatırdım. Montunu ve bere, atkı vb. eşyalarını arabada çıkarmıştı. Üstündeki kazağı çıkardım. Bavulu açıp ince bir tişört aldım. Eylül'e giydirdim. Kapı tıklandı. Gelen kişi Sedat'tı yere bakıyordu. Ne de olsa yatak odam üstüne üslük Eylül'de bu evde ve benim yatak odamda kalıyor.
Sedat:Abi bir gelsen?
Eylül'ün üstünü örtüp alnına bir öpücük kondurdum. Beraber aşağıya indik.
Ali:Heh, Cemal Selin'leri gönderdin mi?
Cemal:Gönderdim abi.
Ali:Nereye?
Cemal:Hollanda. Eğer istersen başka bir yer seçeriz.
Ali:Heh yok, eğer uslu durmazlarsa yerin dibine göndeririz. Eee, sorun yok değil mi?
İkisi de yere bakıyorlardı. Ellerini önlerinde birleştirmişlerdi. Oğuz, Alp ve Ozan'da geldi.
Ali:Cemal, Sedat bir sorun yok değil mi!?
Yavaşça sinirlenmeye başlamıştım.
Cemal:Abi kızları gönderirken bi'şey fark ettik.
Ali:Ne fark ettiniz!?
Cemal:Abi sen kızlara telefon almışmıydın?
Ali:Yok, almadım.
Cemal:Abi kızların cebinde telefon vardı.
Ali:Ne!? Nasıl lan!?
Cemal:Bilmiyoruz abi! Affet!
Oğuz:Lan emin misiniz!?
Cemal:Evet abi!
Ali:Ee, Berat ve 4-5 kişi daha gitmişlerdi. Onları aradınız mı!? Kontrol etsinler!
Cemal:Aradık ama açmadılar. En sonunda telefonları kapandı.
Ali:Allah kahretsin! Hemen Hollanda'ya 4-5 kişi daha gönderiyorsunuz! Hemen!
Cemal&Sedat:Hemen Baba!
Koşarak gittiler.

Selin Tarafından:

Uçaktan inmiştik. Havaalanında bile adamları vardı. Arabaları yanımıza yaklaştı. Arabaya bindik. Mesaj gelmişti. Hepimize gelmişti.
X:Kendinizi koruyun! Her an kaza olabilir!
Kızlarla göz göze geldik. Tetikte duruyorduk. Çok geçmeden bize doğru 2-3 araba yaklaştı. Tam da tahmin ettiğim gibi bize çarptı.

Gözlerimi açtığımda telefon çalıyordu. Kapı açıldığında kendimi bir an ayakta buldum.
X:İyi misiniz?
Selin:Çok mu umrunda!?
X:Değil!
Selin:Allah senin belanı versin!
X:Senin de!
Kafasını çalan telefonu çevirdi. Arayan kişiye baktı.
X:Sedat, Ali'nin sağ kolu!
Telefona ard arda ateş etti. Sonra diğer Ali'nin adamlarının kafasına sıktı. Ne olur, ne olmaz, diye.
X:Gidelim mi?
Hiç bir şey demeden arabasına doğru yol aldım. Arabanın kapısını açıp annem, babam ve erkek kardeşime sarıldım.
Selin:Sizi çok özledim.
Baba&Anne&Kardeş:Biz de seni.

~~~

Olay var gençler!
Vote ve yorum atmayı unutmayın,
Kendinize iyi bakın,
Deli'de kalın,
Hoşçakalın... 👋🏻 👋🏻 👋🏻 👋🏻 👋🏻 👋🏻

Mafya Aşkı(Devam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin