Uzun zamandır yeni bölüm yazmadığım için güzel bir bölüm yazmaya çalıştım. Umarım seversiniz. Sabrınız ve mesajlarınız için teşekkürler :))
Oldukça sakin bir kafenin bahçesinde oturmuş karşımda duran adama bakıyordum. Soğuk yüzünün altında her zaman ince bir gülümseme gezinirdi. Sert mizacını bu şekilde kapatır ona sevimli denebilecek bir hava katardı. Tabi siz sevimli dediğime bakmayın. Artık pek de sevimli bulmuyorum kendisini. Ben konuşana kadar konuşmayacakmış havası veriyordu bana. Oysaki söze ilk ben başlamayı oldum olası hiç sevmezdim.
"Yapmayacağım." dedim sesimin en soğuk haliyle. Kesik bir kahkaha duydum ardından.
"Elbette yapacaksın." dedi eğlenir bir tavırla.
"Çocuk olmadığımın farkındasın değil mi?" diye çıkıştım. "Bana öyle her yapacaksın dediğin şeyi yapacak değilim." Bu sefer gelen kahkaha oldukça büyüktü.
"Ben hala çocuk olduğunu düşünüyorum." Elindeki sigarasını küllükte söndürdü.
Boğazımdan hırıltıya benzer bir ses çıktı. "Her zaman yanılgı payın oldukça yüksektir. Sen de biliyorsun."
Tablasından bir sigara daha çıkardı. Bu hızla içmeye devam ederse çok yaşayacağını sanmıyorum. Güldü. "Beni eleştirmekten hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?" dedi.
Gittikçe rahatsız hissediyordum. O aslında iyiydi. Neden kötü olmaya karar vermişti ki? Oysaki kötü çocuklara hep kızardı.
"Neden Kerem?" dedim masumane sayılabilecek bir sesle. "Neden bana kötülük ediyorsun?"
"Etmiyorum ki." dedi düz bir sesle. "Aksine yardım istiyorum ama sen bana kötülük ediyorsun."
Gelen garsona bir kahve sipariş ettikten sonra tekrar ona döndüm.
"Neden ben?" dedim ilk yudumumla beraber. "Benden onlarca kat daha iyi avukatlar bulabilirsin. Merdivenin en tepesinde oturuyorsun. Emrine amade bunca adamın varken daha mezun bile olmamış bir kızın yardımı sana ne kazandırır?"
Derinden bir iç çekiş duydum. Alıştığım bir şekilde ciddi konuşmaya geçerken ellerini önünde kavuşturdu.
"Onlar bunları yaşamadı çünkü Cemre. Yaşasalardı onlara giderdim. Ama sen de ordaydın, sen de gördün, sen de hissettin. Ben her gece nefreti iliklerime kadar yaşıyorum. Araştırdım Mustafa Bey hariç hepsi yaşıyor. Hepsine hayatı cehennem edeceğime daha o yaşlarda yemin ettim. Hem sen çok zeki bir kızsın bana faydan olacağını sanıyorum. Kendi başına halledemez misin diyeceksin. Halledebilirim elbette. Ama işin aslı şu ki yola yalnız çıkmak istemiyorum. Yalnız olmak kötü hissettiriyor."
Bir kere olsun haksız olmazdı. İntikam yeminlerini kaç kere edip kaç kere bozmuştum gecelerimde. Neşemin silindiği günleri kafamdan atmak için bunca zaman uğraştıktan sonra sadece tekrar bulaşmak istemiyordum. Ama hatırladıkça duygularım Kerem'inkilerle kesişiyor fikirlerim yön değiştiriyordu.
"Neden Ali'ye anlatmıyorsun o halde. Onunla da çalışabilirsin."
Ellerini saçlarına götürüp karıştırdı. Güneşte oldukça kumrallaşıyordu.
"O çok güçlü. Akıllı bir çocuk da. Ama çok fevri hareketlere sahip. Öfkesine hakim olamayacak ve bir hata yapacak. Ve tüm plan puff'! En azından şimdilik bir şey söylemeyeceğim ona. Beni ele verecek bir şey yapmasını istemiyorum. Para sıkıntısı yok. İstediğin kada harcayabilirsin. İstersen bir adam gönderirim evinin önüne gece gündüz kollar. Korkma. Hiçbir şekilde ismin geçmeyecek. Sen gizli kahraman olabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse
Romanceİçinden gelen, içinden gelen değil mi asıl olan? Pek bilmediğin Hiç görmediğin Bazen sevmediğin Ama senin olan..