13. Bölüm (M)

7.5K 559 68
                                    

“Jongin! “ içeriye koca adamın bağırarak girmesiyle sıçrayarak uyandım.

“Ah. Pardon çok özür dilerim.” Chanyeol elleriyle af dilediğini belirten bir işaret yaptı.

“Dostum neden uygunsuz zamanların adamısın?” Jongin uyku sesiyle-kesinlikle çok etkilendiğim bir sesti- yatakta doğruldu. “Ne oldu?” gözlerini ovuşturarak kendine gelmeye başladı. Ne kadar süredir uyuyorduk ki? Duvardaki saate baktığımda saatin 10 olduğunu gördüm. Hava doyurucu bir karanlığa ulaşmıştı.

“Sana yer ayırdığımı söylemeye geldim.” Jongin uzanarak ışığı açtı.

“Ne zamana?”

“Yarın Japonya’ya giden bir gemi buldum. Yardımcı kaptanı arkadaşım ve yük gemisi olduğu için herhangi bir sorun olmadan gidebileceksin.” Elinde tuttuğu kağıdı yaklaşarak Jongin’e verdi. Göz ucuyla kağıda baktım. Geminin adı ve saati yazıyordu.

“Teşekkür ederim Chanyeol, bu iyiliğini hiç unutmayacağım.”

“Önemli değil. Prensesle bu gece güzel vakit geçirin.” Bana bakarak göz kırptı ve odadan ayrıldı. Ben ise yatakla daha fazla bütünleşmiştim.

“Sanırım uykum kaçtı.” Saçlarını karıştırarak bacaklarını yatağın dışına sarkıttı.

“Duş almak istiyorum.” duş almak ve hiç çıkmamak istiyordum.

“Baekhyun’dan temiz havlu alayım. Bekle.” Saçlarımı karıştırıp odadan çıktı. Aklıma gelen düşüncelerle boğulacak gibi oluyordum ama hayır, sakin kalmalıydım. Onunla son gecemdi ve bebek gibi ağlamak istemiyordum. Tamam beni hatırlamayacaktı ama en azından günün birinde aklına gelirsem zırlayan birisi olarak anılmak istemiyordum.

“Kapının arkasına bornoz astım ve suyu ısıttım. Girebilirsin.” Kapının aralığından seslenip ayaklanmam için bekledi. Çıplak gövdemden az bir miktarda utanarak kapıya kadar ilerledim. Bana büyük ihtimal banyoyu göstermek için bekliyordu. “Eğer yine bayılacak gibi olursan bana seslen olur mu?” eğer öyle bir şey olursa kendimi sertçe yere atardım ve beyin travmasından ölürdüm.

“Tamam.” Koridorda yürüyerek banyoya ilerledi ve kapıyı açtı.

“Yanında durmamı istemediğinden eminsin değil mi?” sırıtarak teklifte bulundu.

“Hayır Jongin.” Onu arkamda bırakarak çoktan dumanla dolmuş banyoya girdim ve arkamdan kapıyı kapattım. Derin bir nefes aldım. Duş almak her zaman iyi gelirdi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Güçlü olmak zorundaydım. Millet ailesini kaybediyordu bense bir suçluyu. Bu kadar kendimi harap etmemeliyim...Tanrım böyle anlarda başkasının acısından ders almaya çalışmak kesinlikle işe yaramıyordu. Suyun altına girerek sıcaklığın vücudumu haşlamasına ve kızartmasına izin verdim.

--

Duşa girmek iyi gelmişti. En azından daha temizdim ve bedenim biraz olsun rahatlamıştı. Jongin’in benim için bıraktığı bornozu üstüme geçirerek buraya geldiğimden beri kullandığım odaya geçtim. Jongin gözleri kapalı bir şekilde kulaklığıyla müzik dinliyordu. Onun gibi huzurlu olmak istiyordum. Ya da en azından görünmek. Odaya girdiğimden beri ne yapacağımı bilemeyerek dikiliyordum. Üzerime giyecek kıyafetim bile yoktu en basitinden.

Jongin’e burada olduğumu belli etmekten başka şansım kalmamıştı ve yavaşça gidip koluna dokundum.  Yavaşça gözlerini açıp beni görmesiyle büyük bir gülümseme takındı. Gülümsemesi bile canımı o kadar çok yakıyordu ki.

Coincidental HostageHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin