3 : gas station

5.2K 503 741
                                    

_____________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_____________

Saat gece yarısına 29 dakika kala hala benzin istasyonunda dışarıda, doldurma borularının yanında dikiliyordum. Omzumu solumdaki metal plakaya yaslayarak karşımdaki düz arazide uzanan villaları ve çeşitli ağaçların rüzgarda sallanışını izliyordum. Hava mart ayının sonlarında olduğumuz ve gece olduğu için normal olarak serindi. Parmak uçlarıma kadar çektiğim soluk kırmızı, bol kazağa rağmen üşüyen ellerimi paçalarını kıvırdığım kot pantolonumun cebine koydum. Üzerimdeki kolsuz, şişme iş ceketim rahatsız edeciydi. Ayağımdaki siyah NIKE spor ayakkabılarıma rağmen 3 saattir burada, benzin istasyonunun dışında dikildiğim için acı çeken bir çift ayağa sahiptim. Ve bu ayaklar buna daha ne kadar katlanır emin olamıyordum.

Geçen sene part-time olarak çalıştığım kafeden istifa etmiş ve kendimi birkaç ay sonra bu lanet benzin istasyonunda bulmuştum. Aslında kötü değildi, vardiyalı olarak çalıştığım diğer kişi Mark Lee normalde kasada durması için alınmıştı fakat kız olduğumdan olsa gerek, bazen halime acıyıp içeri geçip biraz dinlenmemi söylüyor ve benim yerime bakıyordu.

Mark Lee, aynı yaşta olduğum biriydi. Tam olarak detaylarını bilmiyorum ama son 4 aydır meslektaşı olarak bildiğim şeyler basit birkaç şeydi.

Annesi, babası ve abisi vardı. Durumları Seoul'un geneline göre normal dereceliydi ama Mark üniversitesinin gelecek yılında ev tutmak ve en kötü ihtimalle eski model bir araba almak istiyordu. O yüzden burada çalışıyordu. Kanadalı, aslan burcuydu ve arada sırf Mark'ı görmek için şehrin diğer ucundan buraya ziyarete gelen çok tatlı bir sevgilisi vardı. Sevgilisiyle lise ikinci sınıftan beri beraberlerdi. Kızın kısa, küt kesim saçları ve kendine özgü giyim tarzı vardı. Ayrıca kibar ve aynı zamanda vahşi bir kişiliği vardı. Yani Mark'a bu dünya üzerinde yakışabilecek tek insandı.

Villaların olduğu sokaktan sinyal veren bir BMW buraya doğru ilerlediğinde yaslandığım plakadan doğrularak ellerimi kot pantolonumun ceplerinden çıkardım. Bordo araba önüme doğru yavaşça ilerledi ve durdu. Sürücü koltuğundan inen kadın bana ne kadar dolduracağımı söyleyip cebinden çıkardığı Marlboro paketinden bir tane sigara çıkarıp yaktı. Ben de takılı olan benzin kolunu çıkarıp arabanın benzin kapağını açarak oraya yerleştirdim. Birkaç düğmeye bastığımda benzin dolmaya başladı.

Benzin doldurma işlemi bittiğinde kadına faturayı uzattım ve o da başını hafifçe sallayarak para ödemek üzere dükkanın içine geçti.

Ellerimi birbirine sürtüp ısıtmaya çalışırken kadın elinde poşet ile dışarıya çıktı. Önümden geçerken hafifçe eğildim ve sırf zorunda olduğum için gülümseyerek "İyi akşamlar," dedim. Kadın cevap vermeden arabasına bindi ve hızla uzaklaştı.

Yorgundum. Sabah uğraştığım çiçekler ve satarken tartıştığım 40 yaş üstü kadınlar yüzünden hem bedenim hem de ruhum bitkin düşmüştü. Gözlerim kapanıyordu ve benim eve gitmek için daha 3 saatim vardı. Ayrıca yarın sabah 9'da yeniden kalkıp dükkana gitmem gerekecekti ve yarın sulama günüydü.

Florist And Tattoo ArtistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin