Bölüm 8 - "Pişmanlık."

5.3K 87 29
                                    

"Gecenin bir vakti; buraya neden geldiğimizi söyleyecek misin artık?" Elif; meraklı gözlerle etrafı süzerken, hiçbir şey anlamamış olması olası bir ihtimaldi. "Sabret biraz daha"diye mırıldandıktan sonra, "Gel benimle" diyerek peşimden gelmesini umut ederken yürümeye başladım. Bayhan'ın bir ucu cennet, bir ucu cehennem idi. Artık bu şehrin güzelliklerine odaklanırken, cennete doğru adım atmaya başlamıştım.Her adım attığımda biraz daha heyecanlandım. Damla ile konuşmamızın ardından, tam bir hafta geçmişti ve bir daha onu hiç görmemiştim. Sanırım artık pes etmişti. O konuşmadan sonra, asla barlar sokağına uğramamak üzre o lanet yerden çıktım. Evet, hayatta ilk defa kendime verdiğim sözü tutmanın sevincini yaşıyordum. Yeni hayatımın ilk gününü adadığım bu kızın, artık benim hayatımda çok farklı bir yere sahip olduğunu hissediyordum. Ardımdan peşin sıra gelen Elif, "Ya nereye gidiyoruz? bir şey söyle artık!" diye yapmacık bir öfkeyle konuşurken, yüzümdeki tebessümle beraber dudaklarımı aralayıp "Geldik." dedim. Karşımızda duran manzara hayli bir şaşırtmış olmalıydı ki, yönünü bana doğru çevirmesinin ardından, gözlerini kocaman açıp "Burası neresi?" diye merakla sordu.

Söylediği şeye aldırış etmeden, etrafı loş ışıklarla çevrilmiş geniş yatağın sol tarafında doğru uzandım. Yatağın baş ucunda dikili bir şekilde bana bakan Elif ise, ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi suratıma bakıyordu."Gelmeyi düşünmüyor musun?" diye alaycı bir ifadeyle konuşup, gözlerimi gökyüzüne doğru çevirdim. Sanki yanı başımdaymış gibi parlayan yıldızlara hayretle bakmaya başlarken, ılık bir rüzgarın elmacık kemiklerime çarptığını hissettim.

Yatağın sağ tarafına utangaç bir şekilde uzanan Elif'e doğru baktığımda, yanaklarının kızardığını görmüştüm. "Neden buraya geldik?"diye sormasının ardından "Sessiz ol! oyunbozanlık yapma."diye sert bir şekilde cevap verip, bakışlarımı tekrardan yıldızlara doğru çevirdim.İlk defa bu kadar yakınlaştığımızı fark etmiştim ve hoşuma gitmişti."Bana kendini anlatır mısın?"diye meraklı bir ses tonuyla sorduğumda, kıkırdayarak güldüğünü duydum. Bu soruyu sormamın onu bu kadar mutlu edebileceğini düşünmezken "Aptalca sırıtmayı bırakıp cevap ver!" dediğimde, yapmacık bir öksürüğün ardından "Nereden başlasam bilemedim." diye neşeli bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

."Şey... Ben ilk defa bir erkeğin yanında yatıyorum." diye utançla konuşurken "Peki ya sen?" diye konuşmasını tamamladı. Yüzüme alaycı bir ifade takınıp, yönümü Elife dönmemin ardından "Cevabını bildiğin soruları sorma."diye emir verircesine hitap ederken, yüzündeki masum ifade birden öfkeli bir hal almaya başladı. "Daha önce hiçbir erkekle yatmadım." diye dalga geçercesine konuştuktan sonra, "Onu sormadığımı biliyorsun."derken yüzündeki öfkeli ifadeyi korumaya devam ediyordu. Bakışlarımı Eliften alıp gökyüzüne doğru çevirdiğimde, gözlerimi kapatarak "Uyu!"diye mırıldandım. "Öküz!"diye hayıflandığını duyarken, söylediği son kelimeye aldırmayarak kendimi uykuya teslim ettim.

---

Gözlerimi açtığımda, güneşin arkamda sırıttığını fark ettikten sonra, Elif'in telaşla sağa sola doğru yürümesini izliyordum. Ne yaptığını anlamaya çalışırken."Ne yapıyorsun sen."diye merakla Elif'e doğru baktım.Sağ elini anlına götürüp tedirgin bir şekilde konuşmaya başladı."Annem!.."Kaşlarımı çatıp "Bana annenin evde olmadığını söylemiştin."derken, öfkeyle solumaya başladım. Huzurlu bir güne uyanamayacak mıydım ben? tabi ya kaderin yüzüme bir kere bile gülmemesini ele alırsak, böyle bir şey ihtimal dışıydı. "Öyleydi, erken gelmiş olmalı"diye cevap verdi. Yatağın baş ucuna oturup, "Off ne yapacağım ben yaa."diye iç karartıcı bir şekilde konuştuktan sonra, bakışlarımı tedirgin bir şekilde oturan Eliften aldım. Pantolonumun cebinden bir sigara çıkartıp yakmamın ardından, rahat bir şekilde cevap verdim "Hallederiz."Bir çırpı ayağa kalkıp "Yürü!"diye seslenirken arabaya doğru ilerlemeye başladım. Arabaya vardığımda, sigarayı dudaklarımın arasından alıp yere attıktan sonra üzeride bastım. Elif'in arabaya binmesiyle beraber kapıyı açıp şoför koltuğuna oturdum ve arabayı çalıştırdım.

Gözlerini yola dikmiş, dikkatle yola bakan Elif'i dikiz aynasından süzerken, arabayı sağa doğru çekip durdurdum.Ne yapmaya çalıştığımı anlamamış bir şekilde suratıma ifadesizce bakan Elif'e"Arka koltuktaki siyah poşeti al."dedikten sonra, bakışlarını siyah poşetle buluşturup eline aldı. "Ne ki bu?"derken "Aç!"diye cevap verdim. Ardından poşeti orta yerinden yırtarak açtı. Daha nazik bir açış beklemek, hayli dengesiz bir kız için saçmalık olurdu değil mi? Gözlerindeki gülümsemeyle yüzüme bakarken, bakışlarını tekrardan poşetin içindeki mavi kaykayla birleştirdi. "Bu benim kaykayım"diye şaşkınlığına esir olurken "Ama bu kırıktı." diye konuştuktan sonra "Annene kaykay parkına gittiğini söylersin" dedim ve tabiri caiz ise bıyık altından keyifli bir şekilde gülümseyip, arabayı tekrardan sürmeye başladım.

Birkaç dakika sonra kaykay parkının girişine geldiğimizde arabayı durdurıp "İn!"diye sert bir şekilde seslendim. Söylediğimi anlamamış olmalıydı ki "Nedenmiş o" diye alıngan bir şekilde konuşurken "İstersen arabayla eve kadar bırakayım." diye merakla sorduğumda. "Haa anladım."deyip arabadan indi. Bir kaç saniye arkasından baktıktan sonra karşımda duran yokuşa doğru arabayı sürmeye başlarken, yokuşu aşıp eve varmamın ardından arabayı girişe park edip arabadan indim.

Kapıdaki güvenliğe selam verip kapıya geldiğimde, zili çaldıktan sonra kapının açılmasıyla, şaşkın bir şekilde, karşımda durup gülümseyen Asya teyzeye baktım. Hemen ardından salondan gelen bir sesle irkildi kulaklarım. "Hoş geldin oğlum." birkaç adım atıp içeriye girdiğimde ise karşımda duran babama ifadesiz bir şekilde baktım. Ne olup bittiğini henüz kavrayamamıştım. Gülümseyerek bana doğru kendinden emin bir şekilde bana bakarken "Saol."diye mırıldandıktan sonra merdivenlere doğru yürüdüm. "Yusuf!"diye şiddetli bir ses tonu adeta suratıma tokat gibi çarparken, birkaç adım atıp sağ kolumdan sertçe tutan babam, yönümü kendisine doğru çevirip gözlerimi gözlerine kenetledi.

"Uzatma artık!" diye kısa ve net bir şekilde konuştuktan sonra, aşağılayıcı bir şekilde suratına bakarken "Ne bekliyorsun, sana gelip sarılmamı mı?" Sahiden bunu mu bekliyordu hemde bana yaşattığı onca şeyden sonra. Bakışlarımı evde gezdirirken etrafta Umayı görememem beni şaşırtmıştı. Öfkeli bir şekilde gözlerimin içine bakan babam, söylediğim son cümleden olsa gerek hayli öfkeli yüzünü şaşkınlıkla buluştururken "Ben senin babanım"dedi. Sanki yıllar sonra tanışıyormuş gibi konuşmuştu. Sesimin tonunu yükseltirken "Şimdi mi aklına geldi babam olduğun!"derken öfkeyle solumaya başladım.

Onu affedemezdim... Bana yaşattığı onca şeyleri görmezden gelemezdim. Öfkeyle babamın suratına bakarken, babamın donuk bakışlarına aldırmadan arkamı dönüp merdivenlerde yavaşça adımlarken yatak odasından Umayın çıktığını gördüm. "Ne oluyor burada Kenan? Bu kadının evde ne işi var."dedikten sonra, bakışlarımı şaşkınlıkla olup biteni seyreden Asya teyzeye çevirdiğimde, "Sanırım gitsem iyi olacak."diye konuştuktan sonra babamın"Hayır Asya hanım işinize devam edebilirsiniz."demesi Umayı hayli bir sinirlendirirken, tekrardan odasına girdi. Umayın bu hali keyiflenmemi sağlarken, birkaç adım atıp odama doğru yönelim ve kapıyı açmamın ardından odama girdim. Tam karşımda duran Annemin fotografı ile göz göze gelmiştim. Çalışma masamda duran fotoğrafı alıp uzun uzun baktıktan sonra, aklıma yaşadığımız güzel anılar düşmüştü ancak bunların yaşanıp bitmesi beni üzerken, vücudumun tamamını yatağa bıraktım ve yarım kalan uykumu göz kapaklarımı yavaşça kapatarak Üzerime çöken ağırlığa karşılık veremezken, zihnimin uyuştuğunu hissetmemin ardından uykuya daldım.

Oyun BozanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin