10. bölüm

7 1 0
                                    

"Evet arkadaşlar etkinliğimizin konusu Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan' ın aşkı bununla ilgili tiyatro oyunu hazırlamanızı istiyorum. Sorusu olan?" Sınıfta oflama puflama sesleri katlanarak ertarken hocanın gülüşü bütün yüzüne yayılıyordu. Ama asıl konu bu öküzden nasıl intikam alacaktım. Bir anlığına gözlerim Emir'e kaydığı da telefonuyla birşeyler yaptığı fark ettim.
Mm Aaaa çok ayıp derste telefon.

"Hocam " hocaya seslenmemim ardından öküz direk kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Ne yapacağımı anlamış olacak ki bana ölümcül bakışlarını atamaya başladı.
Kimin umurunda.

"Evet yağmur'cuğum"

" Hocam Emir arkadaşımız derste telefonla uğraşıyor"
Barış ,Sude ve Göksu bana ' aferin ' bakışını atarken Emir ve tayfası da 'sen bittin' bakışını atmakla meşguldü hoca ise o yüzüne yayılmış olan gülümsemesinden eser kalmadı.

Hoca seri adımlarla iki Saniye içerisinde bizim sıramıza geldi.
Sinirle"Emir telefon" diyip elini uzattı Emir başta vermemek için dirense de sonra birden aklına birşey gelmiş gibi sırıtarak telefonu hocaya verdi.
Hoca telefonu aldıktan sonra sırasına ilerleyip telefonu çantasına koydu ve hiçbir şey olmamış gibi eski sevecen haline dönerek ders anlatmaya başladı.
Bütün ders boyunca öküzün bakışları altında ezilirken zilin çalmasıyla ani Bir rahatlama geldi. Ve çantamı aldığım gibi sınıftan çıkacakken ,

Göksu" yağmur nereye gidiyorsun"diye sorunca olduğum yerde kaldım.
Geri dönüp sınıfa baktığımda öküz yerinde yoktu bu durum beni huzursuz etse de pek fazla önemsemedim Barış yanıma gelince arkasından Göksu ve Sude'de geldi.
"Yağmur konuşsana ne oldu nereye gidiyorsun"
Ne diyecektim ben şimdi okula geldiğimden  beri birkaç ders kalıp kaçıyordum bunu kendime bile açıklayamazken size nasıl açıklayabilirim ki.
" Ben şey kendimi iyi hissetmiyorum da eve gideceğim"Barış bana inanmayan gözlerle bakarken kızlarından aynı şekilde baktığını hissettim sanırım sürekli aynı yalanı söyleyince inanmadılar haklı olarak.
"Yağmur gel biraz konuşalım"Barış benimle ne konuşacaktı ki Barış önden ben arkadan koridorda ilerlerken bir çığlık duymamla olduğum yerde donup  kalmıştım ruhumu saran o korkunç günü unutamıyor yaşadığım her anıda o kötü anı aklıma geliyor, hatta çıkmıyordu
Birden nefesim daralırken üstüme gelen bir kişiyi farkettim ama kim olduğunu algılayor sadece küçük küçük sesler duyabiliyordum yüzüme dokunan elleri hissedince korkum ikiye katlandı ve onu itmeye çalışırken aynı anda da çığlık atıyordum. O kadar çok debelenmeme rağmen beni bırakmıyordu ve görüş alanıma o girdi  "Umut"dedim korkuyla ne yapacağımı bilemeyerek beni tutan ellerin sahibini büyük bir güçle itirip kaçmaya çalıştığım sırada birine çarparak durabildim. O kişiye baktığımda sebepsizce güvende hissettim kendimi bu kişinin Emir olmasına rağmen.
"Emir "dedim rahatlayarak bana kötü davranmasına rağmen kendimi güvende hissetmem çok garipti.Beni omuzlarımdan tutarak sakinleştirmeye çalışıyordu

"Kimden kaçıyorsun "dediği sırada artık görüş alanım bulanıklaştı ve gözlerim yavaş yavaş kapağında gerisi sadece karanlık.

Gözlerimi yavaş yavaş açarken başımda korkunç bir ağrı vardı.
"Yağmur iyi misin canım" Göksu'nun sesiydi bu.
Gözlerimi tamamen açınca başımda dikilen Barış ,Sude ve Göksu 'ya baktım hepsi çok endişeli gözüküyordu.
"Noldu bana"diyebildim sadece çok yorgun hissediyordum.

"Bilmiyorum sinir krizi geçirdin seni sakinleştirmeye çalıştım ama beni iterek kaçarken bayıldın"

Hatırmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Hatırladığım tek bir kişi vardı "Umut"dedim korkuyla yattığın yerden anı kalkmamla baş ağrısı daha da arttı. Biliyordum işte. Geçmißimden kurtulmak o kadar kolay değildi. İntikam alacaktı benden ama ben yeterince bedel ödedim bu kadarı çok fazlaydı kaldırabileceğimden çok daha fazla.

"Umut kim" dedi Göksu beni omuzlarımda tutarak geri yatırıldı. Efradıma bakındım ama Barış Göksu ve Sude dışında kimse yoktu.Ve sanırım okulun Revirindeydim.Peki beni buraya kim getirdi. Barış mı ? Bunu sormazsam içimde kalacağını bildiğim için sormam gerekiyordu.
"Beni sen mi getirdin Buraya ?" Barış sorduğum soruya karşı afalladı."Hayır " dedi sinirle neden böyle bir tekpi verdi ki tekrar devam ettim,"Kim gitirdi o zaman" Barış sessiz kaldığında Göksu"Emir" dedi.ve devam etti"sen kaçarken Emir'e çarptın daha sonra Emir'in kollarında bayıldın oda seni alıp revire getirdi" Emir mi yok artık  emir bana yerdım mı etmiş buna inanmak çok zor olsa da hafızamı zorlanınca bende Emir'e çarptığımı hatırladım ama ondan sonrası karanlık.

"Şimdi daha iyi misin" Barış endişeli görünüyordu onu rahatlatmak için her ne kadar kötü hissetsemde "iyiyim" dedim

"Şimdi anlat bakalım neler oluyor sana böyle" Göksu'nun tek kaşı havada sorduğu bu sorunun cevabını vermek çok zordu benim için. Deli olduğumu düşüneceklerini bildiğim için sessiz kaldım.
"Evet yağmur sen bu okula geldiğinden beri sürekli birilerinden kaçıyor gibisin söyle lütfen sana yardımcı olacağımıza emin olabilirsin"

"Sude yok bir şeyim dedim ya abartmayın gözüm karardı ve bayıldım hepsi bu" Sude inanması da inanmaya çalışırken ,

Barış;"Hayır Yağmur mesele bayılman değil ben seni sakinleştirmeye çalışırken bana 'Umut' diye seslendip kaçmaya çalıştın ve uyanır uyanmaz yine Umut diye sayıkladın kim bu Umut  ondan neden korkuyorsun?" Yaşadıklarımı sen yaşasaydın emin ol sende korkardın Barış
"Yok _" diyeceğim sırada Barış sözümü keserek" yok birşey deme sakın var işte anlat"dedi ondan böyle bir çıkış beklemiyordum açıkçası sinirlenince gerçekten korkunç olabiliyor.

"Beni yaralayan hatta öldüren gećmişimin kötü kahramanı" dedim bezgince ilk defa ailem ve psikoloğum hariç birilerine anlatmak istiyordum  ve bunun için gerçekten çok gergindim
Barış ,Sude ve Göksu beni pür dikkat dinlerken" burada olmaz  başka bir yere gidelim anlatacağım "dedim buruk çıkan sesimle bu zamana kadar hep kendim halletmeye çalışsam da geçmişim beni bırakmıyordu.

Her zaman tek başıma gittiğim tepeye ilk defa birileriyle gelmiştim. Barışın arabasıyla gelmiştik araba durur durmaz atlar gibi indim yüzüme vuran rüzgar saçlarımı savururken içimi titretiyordu 3 arkadaşımda yanıma gelip sessizce konuşmamı bekledikler sonunda konuşmaya karar verince onlara bakmadan
" Doğruluk mu cesaret mi"dedim

Onlara baktığımda birbirlerine bakarak ne dediğimi anlamaya çalıştıklarını gördün Göksu yanıma gelip umuzkarımdan tutarak anlatmamı bekledi

Başımdan geçenlerin hepsini anlattığımda hepsi şok olmuş gözlerle bana bakıyorlardı haklılar da benim masun bir kız olmadığımı öğrenince haklı olarak şaşırdılar.
Barış Umu'ta küfür saydırırken Sude duygusal bir kız olduğu için ağlamaya başladı Göksu da sessizce duyduklarını hazmeteye çalışıyordu Sude bana sarılınca ya kadar gözyaşlarımın arttığının farkında değildim Göksu da bize sarılınca Barış bana teselli vermek için
"o gördüğün kişinin Umut denen it olduğuna emin olmamız gerek yarın ceza evine gidip bakacağım" dediğinde "hayır hayır bunu sakın yapma o çok tehlikeli biri sana zarar verebilir"
"Yağmur sakin ol bana hiçbir şey yapamaz o it hem hapiste bana ne yapabilir ki?" Kızlarla sarılmamız bitince Göksu'da Barışa hak verdi ama Sude"de benim gibi tehlikeli olabileceğinden korkuyordu.

"Hadi kızlar sizi eve bırakayım konu kapandı"dedi Barış kesin bir dille bütün yol boyunca Barış ve Göksu Umut'ta saydırırken Sude benim onun adını duyunca korktuğumu anlayıp onları susturdu. Her ne kadar ikna etmeye çalışsam da Barış kararından vazgeçmedi vazgeçeğini düşündüğüm sırada Göksu atlayıp 'hayır gideceğiz' diyince susmayı tercih ettim çünkü ne yapsam nafile

gideceklerdi.

Eve gelince hepsiyle vedalaşıp eve girdim annem mutfakta yemek hazırlıyordu yanında da aslı abla vardı hemen kendimi toplayarak en içten ve sahte gülümsememi takındım.

"Selam kızlar" dedim gülerek annem ve Aslı abla gülüşerek yaptıkları yemeklerde ara verip "Hoşgeldin kızım" dediler aynı anda neyse benimde iki annem vardı.
Hazırladıkları yemekleri hep beraber yedikten sonra aslı abla doğum yapan bir akrabasını görmeye gitti annem de hastanede nöbetçi olacağı için evde yanlız kaldım.

PARANOYAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin