Gözlerimi sinirle açıp karşımda duran iki enbesile baktım. Her seferinde beni kendilerine gıcık etmeyi başarıyorlardı. Gece zaten uyuyamamıştım sabaha karşı uyuduğumdan uykum vardı ama bağıra bağıra şarkı söyledikleri için uyuyamıyordum. Sürekli kabus gördüğümü onlar bile bilmiyordu ama geceleri bu yüzden uymakta zorlanıyorum. Bilseler bu hareketi yapmazlardı. Yatağımdan kalkıp Mert'in odasına girdim. Burda uyuyacaktım ama beni yine rahatsız edeceklerdi. Zaten bugün okula gitmem gerekiyordu. Devamsızlık günlerim okula gittiğim günlerden daha fazlaydı. Gözlerimi ovuşturup belimden düşen eşofman altını çektim. Aylin ve Mert'de kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Aylin beni görünce gülümseyip "kuzum üstünü değiştirdi kahvaltı yapalım" dedi. Onaylamak için başımı aşağı yukarı sallayıp öpücük attım. Haraketimle gülümseyip o da aynısını yaptı. Bu kızı gerçekten seviyordum. Annem gibiydi benim anne sevgisini hiç tatmamıştım ama bana gösterdiği saf şevkat beni ona bağlıyordu. Onlarla bir grupta tanışmıştım ikiside bisexsüeldi. Bu şekilde konuşa konuşa birbirimize bağlandık birlikte eve çıkmayı düşünüyorduk ama tabi beş parasızdım birde babam ve annem beni kapı dışarı etmişti. Sebep olarak eşcinsel olmamı öne sürüyorlardı ama tek sebebi o değildi beni zaten hiç sevmezlerdi gay olduğumu öğrenmeleri olayın tuzu biberi olmuştu. Bu evi de bize Mert'in üvey babası hediye etmişti. Adam zengindi ve Mert'i çok severdi ondan ayrı kalmak istemese bile kırılmasın diye ona bu evi hediye etmişti. Eski anıları hatırlayıp kendimi üzmek istemiyordum. Gülümseyip okul formlarımı giydim. Okul formasının renklerini beğeniyordum. Füme rengi pantolon ve beyaz gömlekti aslında gömlekler ya beyaz ya da bordo olabiliyordu ama pantolonun rengi sabitti. Tabi ben beyaz rengi daha çok seviyordum. Bizim evde sadece Aylin bordo okul üstü giyiyordu. Bordo rengine bayılırdı. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Göz altlarım mosmordu ama bunu önemsemiyordum. Banyodan çıkıp mutfağa girdim.
Mert oturmuş kahvaltısını yapıyordu Aylin'de meyve suyu koyuyordu. Masaya oturdum. Mert dik dik bana bakıyordu ne var anlamında kafamı salladım.
"Göz altların mosmor kaç gündür uyumuyorsun" dedi. O kadar belli oluyor muydu? Ben dikkat etmesem göremezdim. "Kabus görüyorum ya ondan uyuyamafık bir kaç gündür çirkin mi duruyor" elim istemsizce gözüme gitti. "Boşver oğlum çirkinliğini söyleseydin ya bize" söylediklerini Aylin'de onaylamıştı. Bu çocukları gerçekten seviyordum. "Önemli değil oğlum ya birşey olmaz" benim için endişelenmelerini istemiyordum. Aylin yanıma gelip gözlerimden öptü. Gülümseyip bende onu öptüm. Çok sevimli görünüyordu. Hepimiz fazla mutluydum bugün tabi bizi kıskanan Mert dışında.
"Ben neyim lan burda. Üvey miyim ben? Piç miyim? Beni de sevin" Gerizekalı her seferinde beni güldürmeyi başarıyordu. Gülüp kollarımızı açtık yanımıza gelip sarıldı. Böyle kardeşlerim olduğu için gerçekten çok şanslıydım. Birde sapıklık yaptığım sapığım vardı.
Okul bahçesinden içeri girdiğimde şimdiden gitmek istiyordum. Derslerim kötü değildi ama içindeki insanlar bana çok boş geliyordu. Okulun kapısında arkadaşlarıyla oturan Mirza'ya baktım. Gözgöze gelince bakışlarımı kaçırdım. Eskiden ondan hoşlanıyordum ama kendisi sürdü. Yani sanırım. Kendisi hakkında bir fikrim yoktu sadece hoşlanıyordum işte sonradan olmayacağını bildiğimden unutmaya başlamıştım ya da öyle sanıyordum. Okula girip sınıfımıza çıktık. Bu kolejin parasını da veremezdim Mert'in üvey babası sayesinde burslu olarak burda okuyordum. Aylin ve Mert ise burda babasının parasıyla okuyorlardı. Levent amca bizi bile kendi çocuğu gibi seviyordu. Hatta yönelimlerinizi bile biliyordu hiçbirşey dememişti. Gerçekten Levent amcanın oğlu olmak isterdim.
İlk eşinden bir çocuğu olduğunu duymuştum. Annesiyle kalıyormuş ama arada babasınada geliyormuş. Öyle duymuştum. Aslında Levent amca ilk karısına aşık değilmiş ama babasının kızını zorla dövdüğünü öğrenince onunla evlenmek istemiş. Bir çocukları olmuş ama ikiside birbirine aşık değilmiş en son boşanmaya karar vermişler ama Levent amca ona bir kafe açmış kadın işleri büyütmüş falan hatta biz o kafede çalışıyorduk. Kadına durumu anlatınca hemen kabul etmişti. İyi insanlardı hepsi seviyordum.
İlk dersin matematik olması beni yıpratıyordu erken yaşlanıyordum resmen gerçi ne kadar şikayet edersem edeyip derslerim hep iyiydi. Burs almanın sebebi Levent amcaya daha fazla yük olmak istemememden kaynaklanıyordu. Zaten bizim için bir sürü şey yapmıştı birde koleje her yıl para vermesini kabul edemezdim. Hocanın sesiyle kendime geldim. Dersi dinlemem gerekiyordu.
"Tamam baba sırf kırılma diye geliyoruz"
"Tamam bende sizi seviyorum"
Mert telefonu kapatıp masaya koydu. Kantinde oturmuş ile tea içiyordum. Mert ise babasıyla konuşuyordu. Aylinle birlikte tabiri caizse mal gibi suratına bakıyorduk yani açıklama bekliyorduk ona baktığımızı görünce ne var anlamında kafasını salladı. Bana kalmadan Aylin açıkladı " Amınakodumun habeş maymunu suratına bakıyoruz açıkla diye" dedi. Bir insana göre fazla kibardı(!) "ha babam aradı akşam üvey abimle tanıştıracakmış gelmemizi istedi. Sizde gelicekmişsiniz ailecek olacakmışız" dedi. Sonunda şu abiyle tanışacaktık ailecek kelimesi kalbime ağrı girmesine sebep oldu. Asla öz ailemle böyle olamayacaktık. Asla babamla erkek muhabbeti yapamayacaktık asla annemin dizine yatıp sevdiğim insanı anlatamayacaktım,babama söylememesi konusunda uyaramayacaktım. Yalnızdım ben tamam arkadaşlarım aileleri vardı ama kendi öz annem gibi olamıyordu hiçbir zaman zaten asla olamayacaktı.
"Sen iyi misin? Niye ağlıyorsun" duyduğum sesle girdap gibi beni içine çeken düşüncelerden sıyrıldım. Karşımda Mirza bana garip bir şekilde bakıyordu. O söylemese ağladığımın farkında bile değildim. Onu karşımda görmek daha fazla ağlamaya neden oldu. Eskiden onun içinde az ağlamamıştım. Yerimden hızlıca kalkıp okulun bodrum katına indim. Burda genelde kimse olmazdı rahatça ağlayabilrdim.
Aslında ağlamayı asla acizlik olarak görmezdim. Ağlayınca rahatlıyordu insan sadece insanların bana acıyarak bakmasını sevmiyordum hatta nefret ediyordum.
Yanıma biri oturdu kafamı kaldırdığımda Aylin bana endişeyle gelmişti. Yine merak etmişti beni küçük annem. Omzuna kafamı koyup,gözlerimi kapattım. Derince İç çektiğini duydum." Ailenin seni bırakmasını kabullenemiyorsun değil mi? Zor geliyor. Annenin seni nasıl sevmediğini anlayamıyorsun babanla hiç annenden gizli aksilikler yapamamak içinde bir yere dokunuyor. En kötüsüde bunlar hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olması seni üzüyor" onaylama ihtiyacı hissetmedim anlardı o beni sessiz iletişim kurardık. Dahada şiddetlenmişti ağlamam teselli etmedi beni belkide en iyisi buydu yaptığı tek şey sarılıp saçlarımla oynamaktı. "Sendeki tüm yararlı kapatacak birini tanımanı isterdim"
Pantolonumuda giydiğimde artık hazırdım. İster istemez heycanlanmıştım. Kapı pat diye açılınca kafamı çevirdim. Aylin ve Mert karşımda bana bakıyorlardı. Aylin sinirli gibiydi. "Al işte buda aynı sen gibi giyinmiş ay azıcık şık olun bu ne böyle" gelip donanımı açıp içinden iki tane gömlek çıkardı. O iki gömleğide mağazada bana zorla kaldırmıştı. Fazla güzellerdi ve bence oraya gitmek için fazlalardı. "Bunlar bence çok abartılı" demeden edemedim. Bana tip tip bakıp " susun ve seçin birini giyinin" arkasını dönüp gidecekler birşey unutmuş gibi geriye döndü "sadece beş dakikanın var" dedi ve gitti. Bazen beni korkutuyordu. Gömlekten birini seçip giydim. Hazır olunca Mert'de baktım o da hazırdı. "Hadi gidelim" deyip dışarı çıktı. Normalde olsa bayramlık çocuklara dönmüşsün derdi ama gerildiği için susmayı tercih ediyordu. Dışarı çıkıp Levent amcayı beklemeye başladık. Bizi o alacaktı. Aylin'in elinde çiçekler vardı." yalnız biz böyle abisiyle tanışmaya değil direk istemeye gidermiş gibiyiz" dedim. Hep birlikte gülüp gelen arabaya bindik.
Levent amca arabayı park edip yanımıza geldi. Ev ev değil bildiğin saray yavrusuydu. Evin havuzu bile vardı. Daha önce gelmiştim ama her geldiğimde ilk defa geliyormuş gibi oluyordum. Kapıyı çalıp açılmasını bekledik. Kapı açılınca gördüğüm kişiyle gerçek anlamda şok olmuştum.
Levent amcanın oğlu gerçekten Mirza mıydı?
...................
Dırım dırım çok üzdüler lan benim Efemi valla yazık ona
Bide ben sanırım 5 gün falan yokum kendinize iyi bakın❤💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya mı? TEXTİNG
Short StoryEşcinsel konulu hikayedir rahatsız olacaksanız telefonun ekranını kilitleyip yavaşca yere bırakabilirsiniz.