D

21.6K 792 378
                                    

Hayata geldiğim gün

Yaşamaya, nefes almaya başladığım gün, aynı zamanda abimin hayata gözlerini yumduğu gün. Doğum günüm.

Hiç sevmezdim doğum günümü kutlamayı çoğu zaman abimin mezarına gider ondan özür dilerdim. Ailem abimin ölümünden beni sorumlu tutuyordu. Aslında çoğu zaman bende öyle düşünüyordum. Abim benim yüzümden ölmüştü.
Annem anlatırdı bana annemle alışverişe giderken kaybolmuş annem onu ararken korktuğu için doğum başlamış ve abimi kaybetmiş. Eğer ben erken doğmasaymış belki de abim yaşarmış. Zaten kaybolduktan sonrada abimi tanınmaz halde bulmuşlar. 10 yaşında vefat etmiş. Annemlerin benden nefret etmesinin sebebi buydu işte. Beni abimin katili olarak görüyorlardı ve benden nefret ediyorlardı. Derin ve abartılı bir nefes alıp,çiçekçiden aldığım güllere baktım. Abimin yanına gitmek istiyordum. Bana Efe ismini annemlerin dediğine göre abim koymak istemişti. Babamsa bana hep abimin bulduğu ismi hak etmediğimi söyleyip Asaf ismiyle seslenirdi. Yani önceden.

Eve gitmek için taksiye bindim. Abimin beni bu halde görmesini istemiyordum. Bütün gün çalışmıştım aşırı yorgundum ve bu suratıma yansımıştı. Eve geldiğimde kapıyı anahtarla açtım. Saatin çoktan beş olduğunu görünce şaşırmıştım. Banyoya girip hızlıca duş aldım. Abim beni bekliyordu. Bu sefer otobüse binip mezarlığa kadar yürüdüm. Mezarlıktan içeri girecekken burnuna dolan yakıcı kokudan dolayı bilincim kapanmıştı.

Uyandığımda bir karavandaydım. Film sahnelerini aratmayacak şekilde kaçırılmıştım. Ama kim beni neden kaçırsındı ki? Kendi halinde bir vatandaştım ben kimseyle işim olmazdı. Karavanın kapısı açılınca siyah pantolon ve t-shirt giymiş bir adam içeri girdi. Bunun takım elbiseli olması gerekmiyor muydu?

"takım elbisen nerde? ağzımdan bir anda çıkmıştı ama kendimi tutamamıştım. Bu ne diyor der gibi suratıma bakıyordu haklıydı da. " ne takım elbisesinden bahsediyorsun?" dikkatle açıklama yaptım. "Hani beni kaçırdınız ya takım elbise giymek gerekiyordu senin olmadı böyle"  bir an duraksayıp, "harbinden siz beni niye kaçırdınız lan fidye için desek para bende ne gezer? birine yaptığım birşey desek yaptığım  kötülük ya balkondan aşağı insanlara tükürmek ya da zillere basıp kaçmak ben niye kaçırıldım lan?"

Bir süre yüzüme bakıp kahkaha attı. komik olan neydi? Açıklama yapmasını bekliyordum sanırım şoktan saçmalıyordum. "Sen çok komik bir çocukmuşsun bizimki zevkliymiş" dedi.

Bizimki zevkliymiş?

Kimden bahsediyordu?

"Şu takım elbiseyi giy sonrada dışarı çık Efe" dedi. İyice merak etmiştim. Bu kimdi acaba? dediği takım elbiseyi giyip dışarı çıktım. Vay canına burası gerçek miydi? Bir ormandaydık ve karşımda ışıklandırılmış bir dağ evi duruyordu. Çardak gibi bir yerde masanın üstünde benim habersizce çekilmiş bir sürü fotoğrafım vardı. Her yer ışıklandırılmıştı. Ve masanın ortasında yine habersizce çekilmiş güldüğüm bir fotoğrafım vardı. Tüm bunları kim düşünmüştü? Oturma yerinde ise bir gitar duruyordu. Arkamdan birisi gelip beline sarıldı. Arkamı döndüğümde ise kesinlikle Mirza'yı beklemiyordum.

(ehehe biz bekliyorduk ndbddbdjdb neyse devam edem)

" Çok şaşırdın değil mi? Korkuttuysam özür dilerim biraz farklı olsun dedim kaçırma fikri benimdi". gülümseyip devam etti " Seni seviyorum Efe uzun zamandan beri. biliyorum kafan biraz fazla karışık ama herşeyi açıklayacağım. Sana her gün tekrar tekrar aşık oluyorum uyanma sebebim güzekleşti senin sayende, üzüldüğümde aklıma gülüşün geliyor mutlu oluyorum. Her gün seni görmek için uyanıyorum, varlığın  sakinleşmeme yetiyor. Sanırım bu hayatta yaptığım tek doğru şey seni sevmek. İyi ki doğdun iyikim..."

Gözlerim dolu doluydu. Beni sevdiğini gerçekten gözlerinde görmüştüm. "Bende. Bende seni çok seviyorum. İyi ki varsın" onunda gözleri dolmuştu. Yaşlı gözlerimize tezat olacak şekilde kocaman gülümsüyorduk. Gözlerim az önce gözünden akan damlaya kaydı yavaşca dudaklarına doğru süzülüyordu. Dudağına gelince bakışlarım dudaklarına sabitlendi. Düşünmeden dudaklarına yapıştım. ilk başta şok olmuştu fakat kendine gelince karşılık verdi. Heyecandan bayılmak üzereydim.

Birlikte masaya geçip benim için yaptırdığı pastayı dilek tutup, üfledim. Ne dilediğimi sorsada söylememiştim. Kestiğim dilimi tabağa koyup ona yedirdim. Kendimi uzun zamandır ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum. Birlikte çimenlerde uzanmıştık. Birden doğrulup ayağa kalktı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Arkamı döndüğümde bizim çocuklar bize bakıyorlardı. Onların bundan haberleri var mıydı? Aylin yanıma gelip sıkıca sarıldı. "iyi ki doğdun birtanem. Hep mutlu ol" dedi. Benimde gözlerim dolmuştu.Aylin'i alnından öpüp teşekkür ettim. Mert yanıma gelince belli etmek istemese de duygusallaşmıştı. "İyi ki doğdun kanka bir yaş daha yaşlandın artık" dedi. Bu çocuğu seviyordum. Sonra Mirza'nın arkadaşları da doğum günümü kutladı ve hediyelerini verdiler. Ne kadar mutlu da olsam yüzümde buruk bir tebessüm oluşmuştu. Abimin yanına gidememiştim. Yanıma gelen Mirza fark etmiş gibi ne olduğunu sordu.Onu da üzmek istemiyordum önemli değil der gibi başımı salladım. Bir süre yüzüme bakıp elimi tuttu. Arabanın kapısını açıp beni yönlendirdi. Nereye gittiğimiz merak etmiştim. Yanıma binince "Nereye gidiyoruz kimseye açıklamada yapmadık" dedim. O ise sadece "sürpriz" demekle yetindi.

Araba durunca geldiğimiz yere baktım. Mezarlığın önünde durmuştuk. Beni abime getirmişti.

Arabadan inip onun yanıma gelmesini bekledim. "Abini görmeden rahat edemeyeceğini biliyordum. Seni ona getirdim her doğum gününde onun yanına gelirsin. Biliyorum." işte o an Mirza'ya aşık olmanın bugüne kadar yaptığım en doğru davranış olduğunu anladım. Ona sarılıp abimin yanına geldim. Rahat konuşmam için beni arabanın yanında bekliyordu. Mezarın başına oturup konuşmaya başladım.

"Ben geldim abim. Daha erken gelmem gerekiyordu biliyorum ama işim vardı işte,seni beklettiğim için özür dilerim. Çok kötü bir kardeşim değil mi? Aslında biliyor musun annemlere beni sevmedikleri için kızmıyorum haklılar beni sevmek için nedenleri yok. Ellerinden seni almışım ben neden sevsinler ki? Beni affet olur mu? Kızma bana elimde olsa sen yaşa diye canımı verirdim. Olmuyor işte zamanı geri alamıyoruz. Yaşasaydın 28 yaşında olacaktın. Benimde bugün 18. Yaş günüm reşit oluyorum artık kocaman adam oldum yani" hafifçe gülümseyip göz yaşlarımı sildim. "Özür dilerim abi. Benim gibi bir kardeşe sahip olduğun için özür dilerim..."

Göz yaşlarımı durduramıyordum. Gözlerimi silip kendime abimin beni böyle görmek istemeyeceğini hatırlattım. Yanıma gelen Mirza elindeki su şişesiyle mezarın kenarındaki su kabına su koydu.

Mezarlıktan çıktıktan sonra bir uçurumun kenarına oturduk. Ona içimdekileri dökmek istiyordum. "Bugün için teşekkür ederim Mirza. Seni çok seviyorum dediğin gibi bu hayatta yaptığım tek doğru şey seni sevmekti. İyi ki hayatımdasın bu Dünya belki elimden abimi aldı ama bana seni verdi. Son nefesime kadar seni seveceğim ve sin nefesimi verirken yanımda olacaksın. Seni seviyorum..."

(Gittikleri dağ evi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Gittikleri dağ evi)

Selam ben geldim vndndn

Sanırım ilk defa bir bölüm bu kadar içime sindi.

Nasıl olmuş sizce? Yorumlarınızı bekliyorum

RENKLERİNİZE İYİ BAKIN🌈🌈

Mafya mı? TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin