ACI HABER / JANE

243 21 9
                                    

Hayatım babam öldükten sonra çok değişmişti. Annem, Hugh adında bir milyonerle evlenmişti. Adamdan nefret ediyordum. Adam hayatımı karartmıştı. Herşey 3 sene önce annem iş için yurt dışına çıktığında olmuştu.

Adam kolama uyku hapı atmıştı ve ben uyurken beni becermişti. Uyandığımda onun yatağındaydım . Adam yanımda çıplak uyuyordu. Ne olduğunu anladığımda iş işten geçmişti. Sinirimden çığlıklar atarak göğüs kafesine doğru vurmaya başladım. Adam bir küfür savurarak uyandı.

- Ee yeter be! Annen gibi sen de bir kevaşesin. Benim parama ihtiyacınız var. Ben olmadan yaşayamazsınız.

Adam doğru söylüyordu. Google ile kıran kırana bir rekabet içinde olan bir teknoloji şirketi vardı. Ama zengin olması istediği şeyi yapmasını gerektirmez. Özellikle benim namusumla oynuyorsa...

- Bundan sonra evimde yaşamanı istemiyorum. Ne yaparsan yap. Annene kendi rızanla gittiğini söyleyeceksin. Sana aylık 2 milyar vereceğim. Bütün ihtiyaçlarını kendin karşılayacaksın.

- Sen şerefsizin önde gidenisin. Bu saatten sonra istesen de kalmam evinde!

-Annen gelene kadar eşyalarını topla, geldiğinde durumu açıkla bir yalan söyle ve git bu evden!

Annem geldiğinde ona arkadaşım ile ortak bir evde kalacağımı söyledim. Tuhaf ama bu isteğimi kabul etti.

Hugh, dediği gibi her ay para gönderiyordu. Fakat geçinmeme yardımcı olmuyordu. Ek olarak okuldan sonra bir restaurantta garson olarak çalışmaya başladım.

Bir akşam çalıştığım yere yakışıklı bir adam geldi. Adı Celvin idi. Bana güzel bir teklifte bulunmuştu . Bir ajansı varmış ve benim fiziğimi çok beğendiği için bana iş teklifi etti.

Fakat adam tam bir pezevenkmiş. Beni pazarlayıp durdu. Bu işlere böyle girmiş oldum. Ta ki Alex ile tanışana kadar...

Alex'e delicesine aşık olmuştum. Ona böyle bir kötülük yapamazdım. Herşeyi arkamda bırakmıştım. Onu öyle seviyordum ki New York'un en kötü evlerinde kalıyordum. Param ancak yetişiyordu.

Alex ile çıkalı 7 ay olmuştu. Bir gün Simon mesaj atmıştı.

- Ne bok olduğunu biliyorum

- Ne diyorsun?

-Geçmişte hayat kadınlığı yaptığını biliyorum. Herşeyi Alex'e anlatırım. Ondan uzak dur.

- Alex'i deliler gibi sevdiğim için o işi bıraktım. Sakın Alex ile aramı bozayım deme .

- Bir şartım var. 2 gün sonra doğum günüm var. Eğer o güzel vücudundan bende yararlanırsam, Alex'in hiçbirşeyden haberi olmaz .

- Öyle birşey olmayacak, beni bir daha rahatsız edecek olursan polisi ararım.

- Sen bilirsin bebeğim. 2 gün sonra 114 numaralı odada bekliyorum :)

Delirecektim. Alex'in evlat olarak edindiği ailenin tek çocuğu Simon bu fırsattan yararlanmak istiyordu.

Bir karara vardım. İngiltere'ye teyzemin yanına gitmeliydim. Fakat annemi bu konu hakkında nasıl ikna edecektim bilemiyordum. Annem ile görüşmeye gittim. Hugh bana kötü kötü bakıyordu. Buraya sadece hafta başında gelme şansım vardı. O da annem ile özlem gidermem için.

Annem'in çiçeklerden bile güzel kokan kokusunu içime çektim. Sıkı sıkı sarıldım. Az kalsın ağlayacaktım. Simon bu tabloya daha fazla dayanamayıp dışarı çıktı.

Bu fırsattan yararlandım ve anneme ingiltereye gitme fikrimi anlattım. Eğitimim için daha iyi olabileceğini ve teyzemin bana bakabileceğini söyledim. Birkaç dakika bana bunun hayatta olmayacağını, arkadaşımda kalırken bile beni çok özlediğini vb. Şeyleri anlattı. Fakat en sonunda eğer eğitimin için en iyisi olacaksa git Jane deyip bana destek verdi.

2 günün nasıl geçtiğini anlayamadım. Simon'un doğum günü gelmişti. Oraya gitmek istemiyordum. Yalnız Alex ile son kez görüşmem gerekiyordu . Ona ingiltere' ye gittiğimi söylemeliydim.

Herşey bir hızla gerçekleşti. Alex'e olayları anlatışım , benim ile gelmek istemesi, öpüşmemiz ve Simon'ın beklenmedik telefonu...

Alex'ten izin isteyerek dışarıya çıktım. Simon pes etmemişti. Eğer onun ile ilişkiye girmez isem Peter ile olan videoumu Alex'e atacağını söylemişti. Alex buna katlanamazdı. Peter, Alex'in takımdan arkadaşıydı ve benim eski sevgilimdi. Benim ile çıkma amacını sonradan fark etsem de Peter'a delicesine aşıktım .

Simon'a geleceğimi söyledim. Ben gitmeden önce peter ile aralarının bozulmalarını istemiyordum.

Simon'ın dediği gibi 114 nolu odaya gittim. Oda da bornozu ile bekliyordu. Onu görür görmez sinirimden bir anda tokat attım . Bana diye diye sinirlenince daha tatlı olduğumu söyledi ve dudağıma yapıştı. Dudaklarından iğreniyordum. Herşey Alex içindi. Alex'i düşünerek Simon'a karşılık verdim. Nasıl olduysa herşey bir anda olup bitmişti. Simon istediğini almıştı. Ben ise hıçkırıklara boğulmuştum.

Üvey babamın bana yaptıklarına mı? Alex'i üzmemek için hiçbirşeyden haberi olmaması için onu aldatma mı ?

Yoksa gözyaşlarımın daha çok artmasına neden olan Alex'in bir anda odaya girmesine mi?

Nereden haberi olmuştu? Ona nasıl yansıtılmıştı? Onun için yaptığım herşey boşuna mıydı?

Onun aklında bir kevaşe olarak kalacaktım. En çokta buna üzülüyordum. Bana cehenneme gitmemi söylemişti.

Alex odadan çıktığında bu kadar acıyı kaldıramadım. Gözlerim karardı ve bayıldım.

Bayıldığımda korkunç bir kabus gördüm. Alex'in üzerinde smokin , benim üzerimde gelinlik vardı. Tam yemin ederken Alex'in arkasında karanlık bir boşluk oluştu. Alex'i bir anda içine çekti.

Nasıl uyandığımı bilemedim. Korkudan deliler gibi bağırıyordum. Oda da tek başımaydım. Simon benden alacağını alıp gitmişti. Hala çıplaktım. Sinirden yatak örtüsünü yere fırlattım. Alex'i kırmamak için yaptığım herşey bir hiç uğrunaydı.

Güneş yeni doğuyordu. Hava çok güzeldi. Alex ile burada uzanmış yatıyor olabilirdik. Fakat beni terk etmişti.

Fazla stresli bir gece geçirmiştim. Çok kötü terlemiştim . Stresimi atmak için her zaman soğuk bir duşun altına girip hayatımı zehir eden adamı nasıl öldürebileceğimi düşünürdüm.

Bazen bir kaşık suda boğarak, bazen erkekliğini keserek, bazen bir direğin üzerine oturtarak öldürmek gelirdi. Ne zaman bunları düşünsem aklıma annem gelirdi ve bu düşüncelerden kurtulurdum. Annem niye bu adamı seçmişti. O güzelliği sayesinde zengin ve iyi niyetli bir adamla evlenebilirdi.

Kaç dakikadır duştaydım bilmiyordum. Fakat beni rahatlatmıştı. Alex'i unutmama yetmemişti ama Simon'u unutmama yetmişti. Tam o sırada içeriden sesler duydum. Büyük olasılıkla odayı temizlemek için gelmişlerdi. Kapıya rahatsız etmeyin diye birşey koymamıştım.

Bornozumu giyerek banyodan çıktım. Tahmin ettiğim gibi bir kadın çarşafları topluyordu. İlginçtir ama kadın televizyondan haberleri açmıştı. Beni görünce güler yüzlü bir tavırla günaydın demişti.

Dün geceden dolayı kadına karşılık veremedim. Bornozumla oda da bulunan armut koltuklara oturdum. Kadının çıkmasını bekliyordum. Kadın bir türlü çıkmak bilmemişti. Sıkıntıdan hiçbir zaman izlemediğim çok sıkıcı bulduğum haberleri izledim.

Haberlerde iki adam bir konu hakkında konuşuyorlardı. Uzaylılar, gök taşı, kaza yapan araba , kimlikleri yanında olmayan 16,17,18 yaşlarında üç çocuk, kazanın las vegas yakınlarında olduğu...

Bir anda içimde kötü bir his oluştu. Paul,Alex ve Jack....

16,17,18...

Las vegas yakınları...

Habere öyle bir dalmışım ki kadının çıktığından bile haberim olmadı Üzerimi giyinmek için dolaba yöneldim. Bu mavi elbiseyi hemen yakmalıydım. Bu geceye ait elimde kalan tek şeydi.

Televizyonun kumandasını alıp tam haberi kapatacakken cesetlerin fotoğraflarını yayınladılar . Neye uğradığımı şaşırdım. Kumanda bir anda yere düştü . Sessizliğin içinde kumandanın yere düşmesi bana bir bombanın patlamasını andırmıştı.

Fotoğraflar Hepkins Kardeşlere aitti....

Duygusal KahramanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin