10.bölüm

1.8K 119 11
                                    

Gençler dün atamadığım için üzgünüm. Birde dokuzuncu bölüm kısa olduğu için tek sayfa görünebilir. Staj yaptığım için dün erkenden uyumuşum. Şans dileyin , dua edin iş yerinde güzel şeyler öğrenebileyim. Üniversite zor gençler ona göre iyi çalışın ^^ Neyse şimdiden keyifli okumalar. 

Baby's Story 

Çeviren:Bettkris

-DUYGULAR 

//Kyungsoo’nun Bakış Açısı
Yurtta 

Jongin soğuk görünüyordu.
Ve ben bundan nefret ediyordum. 
Nefret ediyordum çünkü ona gidip kocaman sarılamıyordum. Nefret ediyordum çünkü burnunun ucunu ve dudakların öpemiyordum. Aptal , Aptal ben. Neden düşündüklerini pat diye söyledim ki? Neden o sırada sinirlenmiştim? Ugh.! Yurda geldiğimizde o bana söylemeden direkt odamıza gitti. 

“Ne yaparsan yap, onların odasına gitme. Eğer Baekhyun’un ne yaptığını bilmek istiyorsan , bana sorabilirsin, ben senin için kontrol ederim. “

Sinirliyken bile benim iyiliğim için endişeliydi. Suçlu mu hissediyordum? Derin bir iç çektim. Koltuğa kendimi attım ve ellerimi karnıma koydum. Mucize -ah biz ne yapacağız ? Baba bana çok sinirli.Ben bazı yanlışlar yaptım. Sırtüstü uzandım ve tavanı izlemeye başladım. Yarım saat boyunca olanlar hakkında kara kara düşünürken , aniden Jongin beliriverdi.

“ Konuşmalıyız.“

Sesi çok yumuşak değildi, dürüst olmak gerekirse onun haklı olduğunu biliyordum.Bu yüzden o odamıza dönerken ayaklarımı sürüyerek onu takip ettim. Bu olay çirkin bir hal alabilir miydi? Bu konuyu önemsemesek ve hiçbir şey olmamış gibi davransak olmaz mı?. Ardından kapıyı kapattı, yatağın yanına gidip oturmam için işaret etti. Sonra önüme sandalye çekip o da oturdu. Yaklaştı, fakat dokunmadı. Ne çok yakın ne çok uzak. İleri doğru uzandım ve sandalyesini çekerek onu kendime yaklaştırdım. Kolunu çok acıtmış olmalıyım. O ağzını açıp bir şeyler söylemeden önce çabucak ağzımı açtım ve düşünmeden konuştum. 

“Sana bu sabah vurduğum için özür dilerim. Bana ne oldu bilmiyorum. Söylediğim şeyleri düşünmeden ağzımdan kaçırıverdim .Ben onu kastetmemiştim , seni üzgün görmek ve aramıza duvar örmeni istemiyorum. Jongin… “ 

“Kyungsoo-ah! Sen bana asla yalan söylemezsin değil mi? “ Gözleri yalvaran bir şekilde bakıyordu. 

“Asla. Neden böyle bir e soruyorsun?” Şimdi kafam karıştı. Bu konuşma nereye gidiyordu? 

“ Bak! Bugün için sinirli değilim . Dürüstçe söz veriyorum. Ben senin vücudundaki birçok değişmeyi anlıyorum.Ve hormonları da. Biliyorum onlar bir kişinin karakteriin değişebileceğini söylüyor.Kitaplar böyle söylüyor. Ani ruh değişimi ve sert davranışlar olabileceği hakkında uyarıyorlar…” 

“ Jongin-ah…” Onun eline uzanıp tuttum . 

“ Bitirmeme izin ver… Kısacası Ben bugün için üzgün değilim. Fakat sabahki olumsuz olaylar bazı düşüncelerimi tetikledi, onları atamadım aklımdan. Her nedense senin ne hissettiğini anlamadığımı farkettim. Özelliklede aynı fikirde olmadığımız zamanlarda. Sonra kafama dank etti. Nasıl nadiren de olsa kavga ediyoruz. Nasıl her zaman hemfikir görünüyoruz . Nasıl nerdeyse her şeyde hemfikiriz. Bizim bir olup olmadığımızı düşünmeye başladım, yada sadece bana boyun eğip eğmediğini. Bu beni üzdü, bana doğruyu söyleyecek kadar güvenmediğini hissettirdi.belki çok fazla düşünüyorum, biliyorum, ama elimde değil,bu biraz acıtıyor. “ (Ç.N : Ne uzattınız altı üstü bir Baek kustu o da anlamıyorsun dedi -_-) 

“ Jongin-ah, bu şekilde düşündüğünü bilmiyordum. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sırtını incittiğin zamanı hatırlıyor musun ? O korkutucu dönemi! Dürüst olmak gerekirse önceki kavgalarımız aklıma geliyor. Çok sık değil ama bazen. Kavgalarımız çekişmelerimiz aklıma gelince , yine olabilir diye korkuyorum. Yeniden olmasını istemiyorum. Bana göre, kavgalar ve tartışmalar daha fazla çekişme yaratır sadece; iletişim kurmak için daha etkili yollar var. Aşk al gülüm ver gülümdür. Eğer gerçek hislerimi söylemek fedakarlıksa seve seve yapabilirim.Sana günün her saatini vereceğim. Seni kaybetmeyi göze alamam, Jongin .Kalabileceğimi sanmıyorum.“

“ Sebebsiz yere başlayan kavgalarımız hakkında sen haklısın. Fakat elimizdeki bu sorunlardan daima kaçamayız. Benimle konuştuğun gibi,burun buruna kaldığımı sorunlardan kaçmak geçici ve zayıflıktır. Bana kolay çıkış yolu verdiğinde, neden kendini kurban etmek zorunda kalıyorsun? Her zaman bunları konuşabiliriz, değil mi? Ben bu kadar aptal ve kör iken, olayların geçmişteki gibi kızışmasına gerek yok. Aklında gerçekten neler var onları bilmek istiyorum sadece. Nereye varmak istediğimi anlıyor musun? “ 

‘’Evet , Evet anlayabiliyorum. ‘’

“ Sen ne soruna sahip olursan ol bana söyleyebilirsin, ben buradayım . Bu konularda endişelenme sevgilim… Sen benim yaşamımda en önemli kişisin. Bu asla değişmeyecek. Bak hemen değiştiremeyebilirim fakat söz veriyorum deneyeceğim bütün gücümle. Tek ihtiyacım olan bunu duymak. “

“Dürüstçe konuşmak gerekirse, hiçbir şey için garanti veremem ama elimden geleni yapmaya çalışacağım. “ 

“İşte. Tam burası. Sadece gerçek düşüncelerini söyledin . Teşekkür ederim. Gerçek düşüncelerini söylediğin ve dinlediğin için , denemeye istekli olduğun için.Senin için, pozitif olacağım ve çok düşünmeyi bırakıp elimden geleni yapacağım. “ 

Lanet. Gözyaşlarım yeniden akmaya başladı. Kafamı hemen yere eğdim, gözyaşlarımı görmediğini umarak. Fakat o suratımı nazikçe kaldırdı ve yüzüme baktı, başparmakları ile gözyaşlarımı sildi . Yavaşça alnımı öptü,sonrada yanaklarımı.Sonunda dudaklarım…

//Jongin ‘in Bakış Açısı

Dang . Onu yine ağlattım. İç geçirdim.

Onu ağlarken her gördüğümde,başarısız olmuş gibi hissediyorum. Ama sonra tekrar, sanırım kavgalarımız ne kadar kaçınılmaz olursa olsun biz birlikte uyumluyuz.Bu kavgalarda minik çıkış yollarımız olmasına memnunum. Ümit ediyorum ki bu çıkış yolları gelecekteki olacak yanlış anlamalarımızda yardımcı olacak. Onu kollarımda tutuyordum şimdi, çok mutlu hissediyorum. Resmi olarak bir çift olduktan sonra, beni sevdiğinden hiç şüphe etmedim. Bazen sevgisini daha yoğun hissediyordum yada belki sevgisini daha etkileyici buluyordum.Kalbimin en derinlerinde onunda beni çok sevdiğini biliyordum kelimelere gerek yoktu, sonuçta herkesin onlar için özel insanları sevme tarzı farklıydı. Bütün bu düşünceler bana çift olduğumuz günü hatırlattı. Bir olduğumuz günü.

Bizim çıkışımızdan hemen sonraydı. Showcase’den hemen sonra.

Ben stajerlik günlerinden beri Kyungie’ye aşkla bakıyordum ve odamı onla paylaştığımdan duygularım her geçen gün daha da derinleşiyordu. Onun ilk şarkı söylediği zamanı hatırlıyorum . Henüz eğitim almamış olmasına rağmen, sesi meleğimsi ve hipnoz etkisi yaratan bir etkiye sahipti. O ağzını açıp söylemeye başladığı anı hatırlıyorum, bütünüyle çok etkileyiciydi. O günden itibaren farkında olmadan bilinçaltım onunla dolmuştu. Odalarımızı düzenlerken onun benimle aynı odayı paylaşılmasına karar verildiğinde, nasıl mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. Kelimenin tam anlamıyla bu haberi aldığımda zıplayarak yumruklarımı havada sallamıştım. Onu daha fazla tanıdıkça, daha fazla masum ve saf ruhunu öğreniyordum. Ve gün geçtikçe daha çok sevmeye başlamıştım. Kyungie bana karşı çok iyiydi, ama herkese karşı da öyleydi.Duygularımın karşılıklı olduğunu söylemeseydi asla itiraf edemezdim. Sahip olduğumuz rahat arkadaşlığı mahvetmek istemedim sadece, bu yüzden denemedim. 

Debut günümüz geldiği zaman sahne arkasında hepimiz çok gergindik. Pekala, gerçek bir sahneye çıkacağım için bütünüyle panik yapmış ve şaşırmış durumdaydım. Bugüne çok uzun bir zamanla gelmiştim.Bütün alın terim ve kanla başla.Sonunda sahneye çıkmıştık .Bütün Showcase bir flaş ışığı hızında geçti. Tamamında ne oldu çok net şekilde hatırlamıyorum ama bir şeyi çok net bir şekilde hatırlıyorum. 

Bütün kızlar onun adını bağırıyordu. 

Afişlerde onun adı vardı. 

Bunun hakkında düşünüyorum da , bu bir üye için ümit ettiğinden daha fazlasıydı. Fakat o anda, kıskançlık benliğimi ele geçirmişti.
Ve o zaman ilgiden dolayı onun kızardığını gördüm.

Siyah spot ışıklar altında dans ederken gözlerim ondaydı , kıskanmıştım. O benimdi. BENİM. Bu bana kabullenmem için cesaret vermişti ve iyi hissetmiştim. 

//Kyungsoo’nun Bakış Açısı

Göğsüne daha da çok sokuldum . Elimde değildi ama onun beni o gün kabullendiğini düşünüyordum. 

“Senden hoşlanıyorum. Benim ol .” O an düşünmeden söylediğinde, sahnenin dışına adımımızı henüz yeni atmıştık. 

“Neden bahsediyorsun, Jongin ? “ Onun dediklerini kabullenemedim ve şakadan ittirdim. Cevap vermemi beklemeden bileğimden tutup sürüklemeye başladı ve içini döktü. Beni kabaca duvara itip ellerini başımın yanına, duvara koydu. Eğilip gözlerime baktı ve bütün ciddiyetiyle ;

“ Senden hoşlanıyorum Do Kyungsoo. Erkek arkadaşım olur musun ? “

Şok olmuştum, ne diyeceğimi bilmiyordum.Onu sevmediğimden değildi. Onu seviyordum ama ona yakın arkadaş ve bir kardeş gözünden daha farklı gözle bakmamıştım ( Yeme beni Soo, o yüzden mi hamilesin. ) Biz iyi bir uyuma sahibiz ve birlikte olduğumuz zamanlarda her zaman eğlenmiştim, ama onunla farklı bir ilişkimizin olması düşüncesi hiç aklıma gelmemişti. Gözlerimdeki şaşkınlık ve tereddütü gördüğünde, geri çekildi ,gözlerinde acı ve gurur ifadesi vardı. 

“Jongin-ah…”

“Hayır . Sorun değil . Anladım.” Topuklarının üzerinde dönüp kapıya doğru yürümüştü.

Neden yaptım, ne yaptım, hiçbir fikrim yoktu. Uzanıp bileğini kavradım. 

“Bekle. Seni sevmediğimden değil. Seviyorum! Sadece …umm o şekilde değil… henüz. “

Bana dönüp şüpheyle baktı .Küçük bir umut parçası oluşmuştu yüzünde. 

“Alışmam için bana biraz zaman ver. Tamam mı? Sadece biraz zamana ihtiyacım var. “

Aniden nefesim kesildi. Bana sıkıca sarılmıştı.

“Tabiki hyung ! Teşekkür ederim . Teşekkür ederim . Teşekkür ederim “

Bir hafta sonra resmi bir çift olmuştuk. 

Çok hızlıydı, bazıları öyle demişti. Ama onun benim için tek olduğunu fark etmem için bir hafta yeterliydi. O konuşmadan sonra bana bir hafta vermişti, açıkçası bu zaman yeterli olmuştu. Çünkü bir kere onunla çift olma fikri aklıma girmişti. Ona aşık olmaya başlamak benim için zor olmamıştı.O kaçınılmaz gün, cesaretimi topladım ve ona gizlice yaklaştım. O zaman ilk adımı atıp ona hızlı bir öpücük kondurmuştum. Gözleri önce şokla genişlese de , hemen sıkıca sarılmıştı, elleriyle başımı tutmuştu ve uzun ve derin bir öpücük için beni kendine çekmişti. 

Zihnimde havai fişekler patlamaya başlamıştı. 

O bir taneydi…

**

Baby story - (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin