TAEHYUNG
Beyaz duvarların arasındaki aynı renkteki eşyalarla çevrilmiş beyaz yatakta açtı gözlerini Taehyung. Başı sanki çiviyle delinmiş gibi ağrırken gözlerindeki ağırlık onu deli ediyordu. Elindeki sıcaklığı hissettiğinde o tarafa döndü. Elini tutarak yanındaki koltukta oturur pozisyonda uyuya kalan Seokjini gördüğünde hiç şaşırmadı. Bazen bu çocuğu haketmek için ne yapmış olabileceğini düşünüyordu. Ailesi bir süre sonra bu halisünasyonlardan bıktıkları için ilgilenmez hale gelmişlerdi. Annesi ondan sonra iki çocuğa daha hamile kalmış ama her defasında düşük yapmıştı. Düşük yapmış olmaktan çok servetlerinin delirmiş olduğunu düşündükleri Taehyung a kalacak olması üzüyordu onu. Taehyung hiç bir zaman doğru düzgün ilgi ve sevgi görememiş ikisine de aç bir çocuktu. Onun bu açlığını gideren tek kişi ise Seokjin olmuştu. Onu tüm kalbiyle sevmiş ve küçük bir çocuk gibi kanatları altına almıştı. Liseye kadar çocukluğunu yaşayamamış Taehyung bütün o senelerin acısını çıkarır gibi Seokjin le birlikte bütün çocukça şeyleri yapmıştı ve yapmaya da devam ediyordu.
Gülümseyerek elindeki eli dudaklarına çekip öptü. Seokjin kelebek gibi öpücüklerle uyandığında hemen kalkmış ve Taehyung a sarılmıştı.
'Korkuttun beni aptal.'
Boynuna doğru ağlamaklı sesiyle söylediği kelimeler Taehyung un nefes almasını zorlaştırdı. Bu hayatta asla ama asla istemediği tek şey Seokjin in ağlamasına neden olmaktı. Elini sevdiğinin sırtımda gezdirip yanına yatmasını istediğini belli eder bir şekilde onu yanına çekti. İstediğini anlayan Seokjin hemen yanına yatmış ve başını göğsüne koymuştu. Onu kaybetmek düşüncesi bile kendini dağıtmıştı.
'Özür dilerim Seokjin neden böyle oldu bilmiyorum?'
'Doktorlar bünyenin zayıf kaldığını büyük ihtimalle sınav stresinin eklenmesi üzerine vücudunun daha fazla dayanamadığını söyledi. Bundan sonra ne yediğine dikkat edeceksin ve hiç bir yemeği aksatmayacaksın Taehyung yoksa sana ceza veririm'
'Kkkk vereceğin ceza yataktan kalkmamı engelleyecekse sanırım hep ceza almak isterim'
'Yah! Ciddi ol Taehyung! Hem sana öyle bir ceza vermem tam tersine bana dokunamayacağından emin olurum bakalım o zamanda beni dinlemeyecek misin?'
'Ama bu haksızlık Oppa!'
'Yah seni velet benimle dalga geçme!'
Kahkahalar ile birbirlerini dövmek adı altında gıdıklarken Seokjin dibindeki yüz ile nefes almayı unuttuğunu hissetti. Dudaklarını karşısındaki kare gülümsemeye bastırdığında onu gülüşünden öpmeyi sevdiğini bir kere daha anladı. Geri çekilecekken Taehyung onu ensesinden tutup tekrar buluşturduğu dudaklarını uzunca öptü. Aniden açılan kapı ile Seokjin kendini yataktan attığında odaya giren Jimin ve Jungkook un kahkaha sesleri birbirine karışmıştı. Taehyung onlara çatık kaşarla bakıp tekrar Seokjin e döndü.
'İyi misin bebeğim?'
'Iyiyim Taehyungie ve siz veletler kapıyı çalmayı ne zaman öğreneceksiniz!'
'Ah sanırım hiç bir zaman Seokjin çünküü sizi basmayı seviyoruz kkkk hem bizden alt tarafı ay farkı ile büyüksün ne bu velet demeler falan kkkk'
'Sus sen jimin sen boyundan dolayı bile hyung demelisin bana'
Odada Jimin hariç üçlünün kahkahaları yankılandığında Jimin sinirle dönüp Jungkookun başına vurmuştu.
'Yah! Hepimiz güldük neden sadece bana vuruyorsun?'
'Çünkü en yakında sen varsın'
Taehyung gülerek onlara baktığında acaba ne zaman birbirlerine açılacaklarını düşünüyordu. Ikisi de birbirini deliler gibi seviyor ama bunu kesin bir dille reddediyorlardı. Birbirleri ile uğraşmaya devam ederlerken Seokjin ikisinin de kulağından çekmiş ve hastanın yanında çok ses çıkardıkları için onları azarlamıştı. Belki geç bulmuştu sevgiyi Taehyung ama çok güzel bulmuştu. Etrafındaki yakın arkadaşları ve sevdiği adam onu sevgileri ile şımartıyordu resmen. Gerçek ailesinin arkadaşlarından oluştuğunu anlamak çok da uzun sürmemişti. Ne zaman düşse dağılsa onu toplayan bu adamlar olmuştu. Hayatını renklendiren bu adamlarla uğraşmayı çok seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNGULARİTY /TAEJİN
FantasyYer yarılıyor gök renk değiştiriyordu...Ay ve güneş birbirine kardeş olurken son bin yılın en büyük felaketleri baş gösteriyordu. Eğer iki dünya birbirine bağlanmazsa bu ikisinin de sonu olacaktı. Tek bir çaresi vardı... Sonuçlarını bildiği halde y...