SİNGULARİTY /TAEJİN

13/Part-2

‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️‼️PART 1 i okumadan bu bölüme geçmeyiiiin‼️‼️‼️‼️

JİN

Luhan Masora Krallığının yaptığı hatayı öğrendiğinde hissettiklerini açıklayamazdı. İki masum aile Kral Kim in oyunları yüzünden katledilmişti. Jin in güvende olmadığını bir kere daha anladığında Masora Krallığına gelecek olan kişinin çabuk gelmesini söylemişti.

Yolda olduğunu öğrendiği kişiyi beklerken çabucak gelmesini umuyordu. Tam o sırada çalan kapı ile korkuyla Jin in olduğu odaya bakmış ve eline zehirli bir tılsım alarak kapıya gitmişti. Yeğeni ona emanetti ve gerekirse onu kanının son damlasına kadar koruyacaktı.

Yavaşça açtığı kapıda kafasında cüppe olan yüzü kapanmış birisini gördüğünde tılsımı ona doğrultarak sert sesiyle sormuştu.

"Sen de kimsin?"

"Beni beklediğinizi duydum Lordum."
Masoradan beklediği kişi olduğunu anlayınca içeri girmesini söyleyerek etrafı kolaçan edip kendisi de girmişti.

İçeri giren kişi cübbesini açarak kendini tanıtmıştı.

"Ben Masora Krallığının baş büyücüsü Jisoo,emrinizdeyim Lordum."

"Yeğenimin hemen iyileşmesi lazım Jisoo burdan hemen gitmesi lazım Kral ın onu bulması çok zor olmayacak bu gidişle."

"Emredersiniz efendim."
Jisoo hemen içeri girmiş ve Jin in başına geçerek büyü yapmaya başlamıştı. Önündeki gencin iyileşmesinin ancak ruh tamamlanması ile olacağını anladığında yapacağı tek şey iki bedenin ruhlarının arasına farkedilmeyecek kadar ince bir bağ koymak olmuştu.

Bu bağ o kadar inceydi ki kim çekerse kendinden tarafa onun için çalışacak ve onların bağlı olduğunu bile farkettirmeyecekti. Eğer olurda bu iki beden tekrar aşık olursa o zaman bağ kendini yenileyip güçlenecek ve normal bir bağ seviyesine gelecekti.

Jisoo Jin e doğru çektiği bağ ile Jin in ruh çemberini tamamlamış , onun Tae ye ait olan diğer bütün özellikler ile birlikte iyileşme özelliğini de kullanabilmesini sağlamıştı. Artık her şey Jin e kalmıştı. O ne zaman uyanmak isterse o zaman uyanacaktı.

TAE

Rüya aleminde gezmekte olan Tae insanların onun uyanmasını beklediğinin pekala farkındaydı fakat biraz olsun o kargaşadan uzak durmak iyi gelmişti. Son zamanlarda yaşadıkları ona çok ağır gelmişti; babasının onu yaralaması, Jin in terk edişi... Bunlar çok ağırdı onun için.

Hissettiği soğuk rüzgar ve kokuyla birlikte onu nikahta bırakan sevdiği adamında bu alemde olduğunu anlayınca hemen onu aramaya başlamıştı.

"Jin! Nerdesin?"

Etrafta koşturmaya başladığında göl kenarında gördüğü bedene doğru koşmaya devam etmişti.

Ne olmuş olursa olsun onu hala seviyordu, o yüzden iyi olduğundan emin olmalıydı. En son kendisinin özelliğini yine bağ olmadan kullandığını biliyordu. O yüzden ağır yaralı olduğunu düşünüyordu.

Aniden hissettiği bariyer ile geriye doğru savrulmuş ve sırt üstü düşmüştü. Yerden zorlanarak kalktığında karşısındaki bedenin gözleri kapalı bir şekilde ona döndüğünü görmüştü.

"Jin neler oluyor? Çek şu bariyeri Jin!"

"Senden nefret ediyorum Tae!"

Duyduğu nefret dolu bağırış ile olduğu yerde kalakalmıştı. Hala neler olduğunu bilmediğinden Jin in bu tavırlarına anlam veremiyordu.