Arkadaşlar bölüm okumalarını bakınca önceki bölümün daha az olduğunu farkettim. Iki bölüm yayınladığı için ÖNCEKİ BÖLÜME BAKMADAN BURAYA GEÇMEYİİİİİNNN
TAE
Aynanın karşısında oturup gözlerini yakan lensleri çıkarırken aniden aynanın çekim gücünü hissederek gözlerini kapatmış ve kendini Taehyung un rüyasında bulmuştu. Hala tam olarak içeri giremeyen benliği ile cam bir çerçevenin arkasından olanları izlerken gördüğü bedenle sinirlendiğini hissetti. Jin... Ne yapmaya çalıştığını tabiki de biliyordu Tae. Taehyung u korkutarak Tae ye yardım etmesini engellemeye çalışıyordu. Konuşmaları takip etmediği bir sırada aniden Jin in önünde oluşan beyaz duvarla gözleri geri Taehyung a dönmüştü. Gördükleri karşısında şaşırarak onu izlerken Jin in söyledikleri ve mimikleri ile Taehyung daki değişimi sadece kendisinin gördüğünü anlamıştı. Taehyung un alnının bir yanından gelen siyah ok ve çiçek karışımı dövmeler diğer taraftan gelen aynı desende ama beyaz renkte olan dövmelerle ortada bir sarmal olarak birleşiyordu. Tam birleşim yerlerinde bir çiçekten çıkar gibi siyah ve beyaz renkte iki el çıkıyor ve aralarında dolunayı tutuyorlardı. Tae o zaman anladı. Kim Taehyung gerçekten çok ama çok güçlü birisiydi. Çünkü ruhu olabileceği en yüksek seviyede tamamlanmıştı. Şu an Seokjin i görebilme imkanı olsa onda da aynı dövmelerin oluştuğuna yemin edebilirdi. Beklemediği bu olay karşısında şaşırırken Jin in duvarı dağıtması ile dışarı atılmış ve tekrar aynanın karşısında bulmuştu kendini. Bu işin sonunda sadece Seokjin in zarar göreceğini düşünüyordu fakat şu an daha iyi anlıyordu ki sadece Seokjin olmayacaktı. Hala içinde olan iyi tarafının vicdanının sızladığını hissetmişti. Vücudu eski haline dönerken tekrar kütüphanedeki kitaplara bakması gerektiğini biliyordu fakat önce yapması gereken başka bir şey vardı. Aynanın karşısında ezbere bildiği kelimeleri söylerken Sephora da olan Jin in aklına girmişti. Jin ne kadar uzağa giderse gitsin hiç bir zaman Tae nin aklına girmesini engelleyemezdi. Çünkü onların ruhu birdi. Her ne kadar iki taraf da kabul etmek istemesede.
'Önüme çıkmayı bırak artık Jin. Zaten her şey senin yüzünden buralara kadar geldi.'
'Neden çıkmayım Tae. Sen onca insanı yok et diye mi? Hemde bunu oranın insanı olan Taehyung sayesinde yapmana ne demeli. Peki Taehyung bu olayın sonucunu biliyor mu? Yapacağı fedakarlığı, kaybedeceği kişiyi? Hiçbir şey bilmiyor değil mi? Ve ona söylemeyeceksin de. Ama sana elimden geldiğince engel olacağım. Masum bir Dünya nın yok olmasına izin vermeyeceğim!'
'Ah lanet olsun bir şey bildiğin yok senin! Eğer Taehyung Sephora yı kurtarmazsa sadece Sephora değil onun Dünyası da yıkılacak. Kader Taşı sadece bir dünyanın yaşamasına izin verir mi sanıyorsun? Anlamıyorsun! İki Dünya birbirine bağlı ya ikisi de yaşayacak ya ikiside ölecek! Ikisinin da yaşaması ancak Kim Taehyung un elinde! Sana Kader i yanlış anladığımızı anlatmak için ulaşmaya çalıştım ama sen bir korkak gibi kaçmaya devam ettin! Benim bencil olduğumu düşünüyorsun ama asıl bencil sensin!'
Tae Jin in zihninde sinirle bağırıp ona acı çektirmeye başladığında Jin sadece bir kaç saniye yerde kalmış ardından yüzünde bir gülüşle geri ayağa kalkmıştı.
' Daha da güçsüzleşmişsin Tae. Sephora nın Kralı olmak için fazla güçsüzsün. '
Aniden hissettiği güç ile geriye doğru savrulan Tae kendini göremediği bir duvara bastırılmış halde bulmuştu. Boğazındaki baskı artarken parmak uçlarının soğuduğunu hissediyordu.
' Kral olmayı hak etmiyorsun Kim Tae. Ve sana yemin olsun ki ailemin intikamını ele geçireceğim krallığını yıkarak alacağım.'
Bir anda zihninden atıldığını hissettiğinde kendini yine aynanın karşısında bulmuştu. Onun bu kadar güçlendiğinin farkında değildi. Ikisinin ruhu birleşmediği halde nasıl bu kadar güçlenmişti anlamıyordu. Aklındaki soruların hepsini ve daha fazlasını cevaplamak için gözlerini kapatıp Sephora da olduğunu hayal ederek aynanın içinden geçti. Gözlerini açtığında kendisini bekleyen abisi Kim Namjoon u gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNGULARİTY /TAEJİN
FantasyYer yarılıyor gök renk değiştiriyordu...Ay ve güneş birbirine kardeş olurken son bin yılın en büyük felaketleri baş gösteriyordu. Eğer iki dünya birbirine bağlanmazsa bu ikisinin de sonu olacaktı. Tek bir çaresi vardı... Sonuçlarını bildiği halde y...