Saniyeler dakika, dakikalar saat, saatler günler, günler de aylar gibi geçiyordu. Klasik bir bunalınsaydım. 2 günlük yalnızlığımdan sonra odaya yeni biri gelmişti. Çok sükürki odada pek durmuyordu. Emirden başkasıni oraya koyamıyordum. Her gün saat 3 buçukta uyanıp yanında olduğunu hayal ediyordum. Elimden başka bir şey gelmiyordu çünkü.
Emir her gün arıyordu. Tam saatimizde. Bize devredilmiş gecede. Açmıyordum. Yanımda yokken bir manası da yoktu. Yine de vazgeçmeden arıyordu. Açmaya, sesini duymaya fazlasıyla muhtaçtım ama inat ediyordum.
Fakültelerimiz son derece uzak olduğu için birbirimizi görmüyorduk. Ben söylemiştim işte. Gittiği an benden de gidecekti işte. Olan buydu.
"Fırat." dedi hala adını hatırlamakta zorluk çektiğim oda arkadaşım. "Daldın gittin. 2 saattir tavana bakıyorsun."
Sanane ya istediğim kadar bakarım. Sen yokken benim tavanımdı o, hala benim.
"Pek iyi hissetmiyorum." diye geveledim.
"Konuşmak ister misin? 1 haftadır aynı odadayız. Fazla mı sessizsin yoksa bana mı özel?"
"Konuşmaktan fazla hoşlanmam."
"Pekala. Anladım. Yine de anlatmak istersen dinlerim."
"Sağol gereği yok." dedim soğukça.
Çocuğun yüzü bir anlığına düşsede gülümseyip başını salladı.
Başka koşullarda tanışsaydık gayet konuşup anlaşacağım biri gibi duruyordu. Ama Emir'in yattığı yatakta yatıyor olması, çalıştığı masada çalışıyor olması ne bileyim kullandığı dolabı kullanıyor olması onun sevmemem için yeterliydi.
Bir süre daha pinekleyip biraz ders çalıştıktan sonra uyumaya karar verdim en sonunda. Kabus görsem de umrumda değildi. Sığınacak kimsem yoktu.
...
"Fırat'ı hayata döndürme operasyonu bölüm bir: onu tokatlayın." Umut yüzüme hafifçe vurdu.
"Napıyon lan yavşak!" dedim elini iterek.
"1.adım başarıyla tamamlandı. İki olarak aşkını arayıp buraya çağırıyoruz ve öpüştürüyoruz. Mutlu son." dedi beni takmayarak.
"Aa çok mantıklı hemen arıyorum." dedi Barış sırıtarak.
"Lan Barış!" diye kükredim.
"Tamam ya şaka şeyetmiştim." dedi kedi gibi.
"Ayrıca siz bi öpüşemediniz. Kur da kur yeter. Beni salın gidin kendinizle ilgilenin." dedim sırıtarak.
"Ne öpüşmesi ya?" diye çıkıştı Barış.
"Umut öpiyim mi? Umut nolursun bi alt dudak. Ah Umut." dedim ses tonunu değiştirerek.
Utanması gereken Barış iken kızarıp bozaran Umut oldu. Koluma bir tane geçirerek homurdandı.
"Daha ne kadar saçmalayacaksın?"
"Siz saçmalayı bırakana kadar."
"Tamam peki. Aşk konusu yok."
"Ovv." dedim kendimi tutamayarak. "Aranızda bir aşk olduğunu kabul ediyorsunuz yani."
"Gerizekalı bu." dedi Barış.
"Evet öyle."
"Yazık. Hep aşk acısından."
"İntihar falan etmesin?"
"Ben hala buradayım amınakoyim ne diyonuz?"
"Kanka sen derse girsene. Dersten çıkışta alırız biz seni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAFOR (BOYXBOY)
Teen Fiction"Bir gün pişman olacaksın biliyorum." dedi genç çocuk neredeyse fısıltıyla. "Ama her şey için çok geç olacak." "Senin de bana ne kardeşim demeye ne de yüzüme bakmaya yüzün olacak." ??? // 2 erkeğin aşkını içermektedir. Rahatsız olacaksanız okumak zo...