Uzandığım yerde Emir'e doğru döndüm. Yine yalnız ikimizdik. Yine dondurucu soğuğa rağmen dışarıdaydık. Ama bu sefer durum farklıydı. Onu öpebilirdim. Yaptım da. Elimi yanağına koyup dudaklarına uzandım. Anında öpücüğüme karşılık verdi.
Öpücük uzamadan "Biri görmesin." diyerek geri çekildi.
"Görsüüün." dedim. "Umrumda değil."
Cevap vermedi. Aramızda huzurlu bir sesizlik vardı.
"Ne zamandır farkındasın?" diye fısıldadı sessizliği bozarak.
"Aslında her zaman benim için farklı ve özel olduğunun farkındaydım." dedim itinayla yüzüne bakmayarak. "Bunu hep görmezden geldim."
"Ama galiba sana Küçük Deniz Kızını anlattığım geceydi. Aşkın tıbbi tanımını yaptığın gece."
"Arzu edilen bir felaket." dedi o geceye gönderme yaparak.
"Farkettiğim şuydu. Felaket veya değil umrumda değildi. Tek arzuladığım sendin."
"Peki ya bunu nasıl kabullenebildin? Bir erkeği arzuluyor olmayı? Yıllarca-"
"Sende biliyorsun dünyanın en çapkın insanı değildim ben Emir. 2 kızla mı ne çıktım şimdiye kadar. İkisi de benim için önemli değildi. Dünyanın en düz insanı değildim ki!"
Beni yiyip bitiren bu düşünceleri nihayet dökebilmek hem rahat hem garip hissettiriyordu. Saklamak için gereksiz çırpınmıştım.
Cevap olarak tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
"Bu çok tuhaf." dedi geri çekilirken. Sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu.
"Ne tuhaf?" dedim mayışmış bir sesle.
"Biz en yakın arkadaşlardık. Asla kopamayan birbirine bağımlı arkadaşlardık belki ama. Seni o zamanlar hep arkadaşım olarak gördüm."
"Şuan değişen ne?"
"Sensin. Belki de ben. Bilmiyorum ama bunun farkındayım bende seni istiyorum."
"Kalbim yerinden çıkacak." bunu içimden söylediğime emindim. Ama Emir'in kahkaha atması yanıldığımı farkettirdi.
"Aslında beni dövmelisin."
"O niye?" diye sordu gözünü kırpıp başını sallayarak.
"Bilirsin tarih tekerrür eder misali."
"Aslında haklısın." dedi beni şaşırtarak. Daha ben ne olduğunu anlayamadan üzerime çıktı.
"Kesinlikle dövmeliyim." dedi ellerini bileklerime sararak. İkimizin de üzerinde mont olmasına rağmen vücudundan yayılan sıcağı iliklerime kadar hissediyordum.
"Hakkettiğimi bulmalıyım." diye fısıldadım. Üzerime doğru eğilip dilini dudaklarımın üstünde gezdirdi. Geri çekilip hince gülümsedi.
Ardından sert bir şekilde dudaklarıma yapıştı. Dudaklarım acıdığı zaman ancak ısırdığını farkededebilmiştim. Karşılık vermekte zorlanıyordum.
Tekrar geri çekilip derin bir nefes aldı. Dudaklarımı kanattığına an itibariyle emindim.
Ben de derin bir nefes aldım. Ellerinden birini bileğimden çekmesiyle elimi boynuna sardım ve tekrar öpmek amaçlı kendime çektim.
Öpücüğü kısa tutup dudaklarını çeneme indirdi. Boynuma doğru ıslak bir hat çizen dudaklarına odaklanmışken bacağıma bastırdığı aletini net bir şekilde hissettim. Bu bana rahatsızlık vermiyor veya korkutmuyordu. Daha önce kimseyle ileri şeyler yaşamamıştım. Ama yaşayacaksam bu Emir ile olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAFOR (BOYXBOY)
Teen Fiction"Bir gün pişman olacaksın biliyorum." dedi genç çocuk neredeyse fısıltıyla. "Ama her şey için çok geç olacak." "Senin de bana ne kardeşim demeye ne de yüzüme bakmaya yüzün olacak." ??? // 2 erkeğin aşkını içermektedir. Rahatsız olacaksanız okumak zo...