Yaşamak için fazla amacım olduğuna inanmıyordum. Hemde hiç. Geleceğimi düşlerken bile tereddütteydim. Ünlü bir avukat olacaktım bu hedefimde kararlıydım. Sonra tam zirvedeyken ekranların karşısıma geçip "Adalet yok orospu çocukları!" diye haykıracak kafama sıkacaktım. Tabi bu senaryolarımdan sadece biriydi.
Sezar'göre ev kedisi misali korkaktım. Bunları yapamazdım. Bir şey diyemezdim. Gelecekti ben nasıl birisi olur hiç bilmiyordum. Tek bildiğim geçmişteki ve şimdiki zamandaki benden nefret ettiğimdi. Birileri beni öldürse fena olmazdı. Mümkünse acısız.
Yatağımda uzanmış saçma felsefik düşüncelere dalmışken yemek yemek dahi aklıma gelmemişti. Ben ne ara böyle biri olmuştum anlamıyordum. Şu 2 ayda istemeden kilo da vermiştim. Her şeyi yiyebilecek kapasitede bir insanken yanlışlıkla eridiğimi hissediyordum. Buna dur demeliydim.
Emir ile normal devam ediyorduk. En azından o devam ediyordu. Benimse aklımdan ıslak dudakları, sıcak nefesi, tenime değen teni çıkmak bilmiyordu. Umutsuzca yeniden istiyordum. Fakat ihtimallerden korkuyordum.
Gözlerimi avuşturarak yataktan doğruldum. Yurtta giydiğim terlikleri giyip odadan çıktım. Kendimi yemekhaneye attım. Emir bildiğim kadarıyla projemsi bir şey yapmak için kütüphaneye gitmişti. Tavuk ve patatesimi alıp her zamanki gibi Ege abinin karşısına oturdum.
"Bayadır konuşamadık Fırat ne habersin?" dedi ağzına bir patates tıkarken.
"İyiyim galiba abi." dedim yorgunca. Galibası yoktu aslında iyi değildim. Ergenliğimin doruklarımda çekmediğim aşk acısını birikmiş taksit misali şimdi çekiyordum. Hakkediyordum yalan yoktu.
"Galiba? Ne oldu? Hem sen daha bir şeyler anlatacaktın hani bana?"
"Unuttum valla abi ne anlatacaktım ki? Kafam şu aralar jupiter."
"Benimde tek hatırladığım bir şey anlatacağındı valla." dedi gülerek. "Eh başla bir yerden madem. Nasıl gidiyor?"
"Başlanacak yeri yok be abi. Aşk acısı çekiyorum galiba."
"Vay Fırat'ıma bak sen. Kim o şanssız kız?"
Bir kız değildi pekala ama beni tanıdığı için elbette şanssız sayılabilirdi.
"Boşver onu ya. Dert benim onun değil." diye homurdandım keyifsizce. Eh doğruydu öpüşmeyi alevlendiren oydu cefasını çeken bendim. Bu ne işkenceydi? Aklımdan çıkmıyordu amınakoyim.
"Ahahaha Fırat alemsin." dedi Ege abi gülerek.
"Şaka yapmıyorum, acı çekiyorum."
"Platonik misin len?" dedi sesi biraz yüksek çıkmıştı.
"Kim platonikmiş?" dedi asla duymak istemediğim bir ses.
Tepsisi ile birlikte yanıma oturup soru soran bakışlarını bana yöneltti.
"Bu Fırat-" diye başlayan Ege abinin sözünü hızla araya girerek kestim.
"Ege abi ile gene fizik üzerine konuşuyorduk. Espri yaptık kendince."
"Ya tabi herkes Tesla'ya platoniktir." dedi Ege abi dalga geçercesine.
"Anlamadım hiç." dedi Emir kaşlarını çatarak.
"Ben de anlamadım." dedi Ege abi.
"Ben de." dedim saçma bir ses tonuyla.
"Aaa ama ayıp bu yaptığınız." dedi Emir yemeğini ağzına hırsla tıkarak.
"Ne ayıp?" dedi Ege abi kaşlarını kaldırarak. "Arkadaş değildiniz hani?"
Oha ama Ege abi! Hafızandan bir kuple alayım ben bile unutmuştum bunu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAFOR (BOYXBOY)
Novela Juvenil"Bir gün pişman olacaksın biliyorum." dedi genç çocuk neredeyse fısıltıyla. "Ama her şey için çok geç olacak." "Senin de bana ne kardeşim demeye ne de yüzüme bakmaya yüzün olacak." ??? // 2 erkeğin aşkını içermektedir. Rahatsız olacaksanız okumak zo...