IS THİS LOVE REAL? [ Jisung Park ]

Bölüm:14 (Final)

Evet biz Jisung la çıkalı 3 buçuk ay oldu.Bugün annem ve Jisung ı tanıştıracağım. Jisung ın telaş yaptığı çok belli.
" ya Soo bi baksana bu çok mu renkli? "
"hayır gayet iyi"
"ya annen beğenmezse"
" ya saçmalama hadi"
Jisung ın evinin salonunda oturmuş onu bekliyordum. Sonunda ne giyeceğine karar vermişti ve evden çıktık.

---------------
Annem kafede oturuyordu. Kapıdan girerken Jisung ın elini tuttum.
" ya napıyorsun Soo bin evlenmeden olmaz "
" görende hamile bıraktım seni sanar"
Deyip elimi hızlıca çektim.
"özür dilerim sevgilim heyecanlıyım" deyip sarıldı ve annemin yanına geçtik.
Yaklaşık yarım saat oldu ama annemle ikisi baya kaynaştı. Şuan fotoğraf çekiniyorlar. İkinci plana atıldım sanırım.

Annemi taksiye bindirdik. Ardından bizde eve geçtik. Evde Jaemin vardı çünkü Jeno ve Min seo nun dersi vardı. Üçümüz oturuyorduk. Jisung karşı koltuktaydı. Ve elinde telefon sürekli gülüyordu ve kızarıyordu. Görende flörtleşiyor sana- NE! Niye böyle oynaşıyor lan bu!
"Jisung" 
Duymuyor.
"Jisung"
Sakin ol kızım.
"Jisung"
O kulağına o telefonu sokacam.
" ya!  JİSUNG PARK!"
Bir anda kafasını kaldırdı.
" ne!?"
"kimle konuşuyorsun?"
"kuzenim"
Ne yani kuzenine kur mu yapıyordu?!
Derken telefonu çaldı.
" Ah bende seni arayacaktım. Nasılsın? " diyerek balkona çıktı.
Yaklaşık 10 dk sonra telefonu kapatıp içeri girdi.
" ben çıkıyorum "
"nereye?"
"Biriyle buluşmam lazım."
Soğuk bir cevaptı.

Unutmuş olamaz dimi? Bugünün doğum günüm olduğunu unutmuş olamaz hatta bugün 1 saat sonra kutlama yapacaktık.
Kapının kapanma sesini duyunca kalbime öküz gibi ağır birşeyin oturduğunu farkettim. Kuzeniyle konuşmadığına emindim.

Ceketimi aldım ve kendimi kapıdan dışarıya bir an önce hava almak için attım, Jaeminin "nereye" demesine bile fırsat vermeden.

Yolda sadece yürüyordum. Ve düşünüyordum. Beni aldatıyor muydu?
Yolda ilerlerken marketin önünden geçiyordum ve bişeyler dikkatimi çekti.  Kafamı çevirip baktım.

Jisung ve bir kız oturmuş ramen yiyordu. Ve kız Jisung a aç ayının bala baktığı gibi bakıyordu. Kuduz. Gülüşüyorlardı.

Tamam bu bana doğum günüm için fazlaydı. Gözümün dolmasına aldırmayarak hızlıca eve geldim.  Ve odaya girip kendimi odaya kapattım. Şuan yüzüm yastığa basılı bir şekilde ağlıyordum. Boğazımı yırtarak bağırmak istiyorum neden diye. Jeno ve Min seo anlaşılan eve gelmişti. Jeno kapıya ardı ardına vuruyordu.
" aç şu kapıyo Soo bin yoksa kırarım "
" soo kızım açsana şu kapıyı,  bak kapıyı açtığımızda ağzına kapının kolunu sokarım ona göre" gene Min seo zırvalıyordu. Ardından Jaemin de vurmaya başladı.
" ya prenses aç şu kapıyı! "
Dayanamadım ve kapıyı açtım. Üçüde gelip sıkıca sarıldı.
" ah güzelim  noldu sana o piç yaptı dimi!" anında modu değişen Min e şaşırmadım değil. Ağlamam sakinleştikten sonra Jeno elimden tuttu.
"Seni bir yere götürmek istiyorum"
Başımı salladım.
Dağılan saçıma aldırmadan ayakkabılarımızı giyip evden çıktık. Min seo arkadan gözümü kapattı. Yaklaşık 15-20 dk dır yürüyorduk. Ah çocuklar gerçekten şuan sürprizi kaldı-
İç sesim yarıda kaldı çünkü Min seo gözümü açtığı anda gördüğüm şey şaşırmama sebep oldu. Karşımda ki manzara o kadar güzeldi ki ağzınız açık kalırdı...
  Ve bir anda biri sağ elimi tuttu. Kafamı çevirdim. Jisung benim elbisemle aynı renk bir gömlekle tam karşımda etkileyici bir şekilde duruyordu.

"Herşey sürprizin parçasıydı, seni gerçekten aldatacağımı mı sandın. Seni herşeyden çok seviyorum. Seninle bir ömür boyu birlikte olacağıma söz veriyorum. "

"kalbime iniyordu şerefsiz"  deyip omzuna sertçe geçirdim. Ve ciddi ciddi güldü. Sonra dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

"Doğum günün kutlu olsun sevgilim"

                     ^  SON ^