Genç kız burnunu çekti ve ağlamamak için direndi. Onu neyin bu kadar üzdüğünü bilmiyordu. Onun farklı olduğunu sanmıştı. Diğer erkeklerin yaptığı gibi yarı sakat bir kızı görünce arkasına bakmadan kaçmamıştı.
Kalmıştı. O kalmıştı. Zeynep kendini bu...
Selamlar... bu bölüm böyle biraz kısa oldu ama bu hafta doktor randevum var, diğer hikayemi de yetiştirmem gerekiyordu. (: Balayı olduğu için bölümler kısa gelebilir.. İyi okumalar diyorum ve yorumlarınızı bekliyorum. Allah'a emanet olun efendim..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kalbim ellerinde...ben de öyle. Hiç olmadığım kadar sendeyim. Hiç hissetmediğim kadar hissediyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Denizin tuzlu kokusu ve dalgaların sesini karışan kuşların cıvıltısı uzaktan bir yerlerden kulağına geliyordu. Bedenine dolanan çarşaf onu biraz sıcaklatmıştı ama asıl sıcaklatan şey hemen başının altında uyuyan, güçlü kollarını bedenine dolayan insanın vücuduydu. Bilinci yavaş yavaş yerine gelirken yüzüne konan gülümsemeye engel olamadı. Başının hemen altındaki kalp atışının o huzurlu ritmiyle gözlerini açtı ve sabahın esintisini hissederken sol kolunu onun göğsünün üzerine koydu.
Çıplak teninin sıcaklığı parmaklarına ısı yayarken, gece boyunca yaşadıkları anları düşündü. Yanaklarına kızarıklığın yayıldığını hissetti ve aklına gelen her detayla birlikte gözleri yeniden kapandı. Bir sefer değil, iki kez birlikte olmuşlardı. Teni biraz hassastı ancak yine de onun olmaktan çok mutluydu. Bir erkeğe ait olmanın, özellikle sevdiğin bir erkeğe ait olmanın bir kadın için anlamı büyüktü. Artık kendine güvenin daha net oluyor, her şeyi yaşamış olarak ayaklarını daha sağlam basabiliyordu.
Evlilik Zeynep'i bir günde daha da olgunlaştırmıştı sanki. Cinsel yakınlığın anlamı ve etkisi çok büyüktü. Bedeni garip bir his içindeydi.
Martıların sesi sahilin her yanına dağılırken, pencereden vuran esintiye doğru yüzünü çevirdi. Başını Efe'nin koluna yaslamış, sol kolunu onun vücuduna dolamıştı. Onun göğsünde uyumuş kalmıştı. En son hatırladığı kısa bir duş aldıktan sonra onun tatlı öpücükleri ile uyuşup uykuya daldığıydı. Onun saçlarını okşadığını hayal meyal hatırlıyordu. Ayın ışığı odanın içine vururken karanlıkta huzura sarılmış bir şekilde uykuya dalmak çok zor olmamıştı. Düğünün ve birleşmelerinin de yorgunluğu genç kızın bedenini bitkin düşürmüştü.
