Genç kız burnunu çekti ve ağlamamak için direndi. Onu neyin bu kadar üzdüğünü bilmiyordu. Onun farklı olduğunu sanmıştı. Diğer erkeklerin yaptığı gibi yarı sakat bir kızı görünce arkasına bakmadan kaçmamıştı.
Kalmıştı. O kalmıştı. Zeynep kendini bu...
Sizlere bölüm yazmak o kadar güzel ki. İnşallah beğeniyorsunuzdur diyorum, her zaman dediğim gibi. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum.
Bu arada, genelde hikayelerimdeki çiftler için resim vermemeye çalışıyorum ama Teenwolf'taki (Diziyi hiç izlemedim)Lydia ve Jacksonçiftinin aşağıdaki gifini görünce, aklımaZeynep ve Efe geldi. Efe siyah saçlı tabi ama bu çift gerçekten hoş bir çift. Gifi de sizlerle paylaşmak istedim. Hepimizin kafasında karakterler çok başka şekillenmiştir eminim, ama şu gif tam Zeynep ve Efe gibi ...
Siz ne dersiniz bilmem..
Allah'a emanet olun.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıskanmak, 'seni seviyorum' demenin başka bir yoludur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zeynep ertesi sabah neredeyse uykusunu alamamış olarak uyandı. Gece boyunca Efe ile geçirdiği o iki saate yakın zamanı düşünüp durmuştu ve haliyle de gözüne uyku girmemişti. Aklı sürekli, Efe'nin teklifini kabul etmemesi gerektiğini söylüyordu ama direncindeki zayıflık, ona bunu kesinlikle yapmayacağını anlatır gibiydi.
Zeynep heyecan ve beklenti ile sabahın ilk ışıklarına gözlerini açtığında, sanki Efe az önce yanından ayrılmış gibi hala heyecanlıydı.
Efe onu öğleden sonra almaya geleceğini söylemişti ama Zeynep sabah erkenden hazırlanıp hazırlanmamak arasında kararsız kalmıştı.
Uyanır uyanmaz elini yüzünü yıkadı ve kahvaltısını yaptıktan sonra Can hocayla on beş dakika boyunca yüzdü. Havuzdan çıktıktan sonra kurulandı ve bahçede bir saat boyunca oyalandı. Kitap okudu, uzun zamandır ertelediği sayısal zekasını geliştiren zorlu matematik bulmacaları çözdü.
Saate her baktığında hala öğlen bile olmamış olduğunu görmek, genç kızı sinirlendiriyordu. Hem o saatin bir an önce gelmesini istiyor hem de istemiyordu. O kadar heyecanlanıyordu ki, eli ayağı birbirine dolanıyordu. Şinasi'nin suyunu ve yemini tazeler, onu bahçeye çıkarıp hava aldırdıktan sonra odaya geldiğinde bile sabırsız bir şekilde elini ovuşturuyordu.
