Güz'den:
Yıllar sonra cesaret edip yanına yaklaşmıştım.Onun için bir yabancı gibiydim.Biliyordum kitapları kadar ona yakın olamayacağımı.Kahramanlarını sevdiği kadar beni sevemeyeceğini.Sevdiği kitaba yaklaşırken ki heyecanını yaşatamayacağımı.
Ama o an elinden kayıp giden kitabına bakacakken gözlerime takılan gözleri umut içermişti birazda olsa.Sevdikleriyle yaklaşmalıydım belki ona.Onlara bağlandığı gibi bağlanmasını sağlardım bana.Söylemek istediklerimi kitaplarıyla anlatırdım.Hatırlardı biraz olsa.Şuan için yapılacak bir şey yok gibi gözüküyor.Mecburen yarını bekleyeceğim.
...
Fazla düşünmekten uykumu alamadım.Ama içimdeki coşku ve heyecan artık bunu hissettirmiyor bile.Her şey hemen olsun istiyorum.Bir an önce kütüphaneye gitmek,onu görmek,onu hissetmek.Bu düşünceler sonucu fırlayarak dışarı çıktım ve kütüphane yolu.
Benim için doğru olan neydi? En başından bırakmalıydım bu işin peşini.Ya da gizli sevgiye devam etmeliydim.Yaptıklarımın mantıklı bir yanı yoktu.Ben onun her saliseni,saniyesini,dakikasını bilmek isterdim.
Tanımadığı bir yabancı tarafından izlenen masum kızdı o.Hiçbir şeyden haberi olmayan bir melek. Belki adı Melek'ti..
...
Yavaş adımlarla kütüphaneye giriş yaptım. Etrafı süzdüm ve boş bir yere oturdum. Gözlerim onu aradı ama orada değildi. Birkaç dakika sonra sessiz kütüphanede yankılanan bir ses... ''Asya !''
Başımı çevirmem ile onu görmem bir oldu. Asya.Demek adı Asya'ydı.Tam ona yakışacak bir isim.Adını duymasıyla görüş alanıma girdi ve muhteşem gülümsemesini sergiledi.Bana doğru geliyordu, aklım çıkacaktı.Ama hayır yanlış bir anlama oldu ve yan masa da oturan arkadaşının yanına oturdu.İstemeden (!) konuşmalarına kulak misafiri oldum.Anladığım kadarıyla adının Şevval olduğunu öğrendiğim kızla ev arkadaşıymış.Konuşmaları bittikten sonra ayaklandılar.Şüphe çekmeden kısa bir süre daha onları izledim.Kol kola girdiler ve dışarı çıktılar.Düşündüm de biraz takipten bir şey olmaz.
...
Geldiğimiz yerin yabancısı değildim. Az bir mesafe ileride oturuyordum çünkü.Bundan büyük mutluluk mu olurdu diye düşündüm.Olamazdı elbette.Ona yakın olmak tüm kalbimle istediğim bir şey.Bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp seyretmeye devam ettim.Bir apartmana girdiler .Yukarıda bir ışık yandı ve perde açıldı.Bu karanlık geceye aniden güneş doğdu sanki.Pırıl pırıl bir yüz.Canım,Asya'm. Bir süre etrafı gözledi.Beklediği biri varmış gibi...Bunu aklıma getirmek bile canımı sıkmıştı.O da başkasını seviyor olabilir miydi?Tabi ki evet.Sonuçta güzel bir genç kızdı.Sevdiği ve sevenleri olabilirdi.Dedim ya bu durum her ne kadar canımı sıkmış olsada bunlar olabilecek şeylerdi.
...
Dalgınlığım gecenin ufkunda parlayan güneşin sönmesiyle kesildi.Perdeyi kapatmış ve gitmişti.
Büyünlenmiştim adeta.. Artık eve gitmeliydim.Ellerim ceplerimde yürümeye başladım.Günün yorgunluğunu hissetmeye başlamıştım.Sonunda yuvama geldim.Odama girdim ve yatağıma çuval gibi serildim.Uykuyla yanıp tutuşan gözlerim Asya'nın yüzünü görmeyi istiyordu.Sanırım kendimi fazla kaptırdım.Hayatında biri olabilirdi.Gereken tek şey zamandı belki de.Sonuçta her şey olacağına varırdı.Uyumadan önce not defterime şu satırları yazdım:
"Bir gülüşü var,kelebek görse ömrü uzar." Gözlerim kapanmaya başladı.İyi geceler Asya.
Asya'dan: