Bambaşka Bir Smyrna

475 22 2
                                    

Kitabın konusu sizi dizinin ilk bölümlerine itmesin. Diziden bağımsız hayali bir kurgudur.

Medyayı dinlemeden geçmeyin!

Sevmeniz dileğiyle 💫

Odasında, pencere ile karşılıklı duran yazı masasında oturmuş hokkasını mürekkepliğin içinde tutuyor, elinin altındaki mısralarla dolu kağıdı avuç içindeki terleri nemlendiriyor karasız bakışlarını kağıdın üzerinde gezindiriyordu.

'Ali Kemal Hilal'in burada durması hem kendine hem de bize zarar. Kardeşim yanlış anlama ama Hilal'i bilirsin geri tepmez bu işten ve bu yüzden başına bir fenalık gelmesini istemem. Başına gelebilecek en ufak müşkül bize de sıçrayabilir. Ayrıca harp vakti bir kızın bu tür tehlikeli işlerden sonra başına gelebilecek ol-'

Daha fazlasına tahammülü kalmadan gizlendiği kapının ardına bile balmadan matbaadan çıkış yaptı. Gözleri doluyor burnu aynı zamanda yanıyordu. İtimadını sarsan, ağabeyi saydığı Hasan Tahsini kaybettikten sonra cenazesi için Çanakkale' den gelen kardeşi Mehmet, onu tanımadan böyle laflar etmesine darılıyordu. Kız başına yapabileceği işlerden bihaberdi.

Sımsıkı yaptı yumruklarını. Adımlarını yere emin bir şekilde vurarak evine adımladı. Kararlıydı. Artık silahını kuşamanın vaktiydi. Geç bile kalmıştı esasen, Hasan ağabeyiyle ne hasbihaller ederlerdi yazıları hakkında. Onunla gurur duyar hep destek çıkardı. Hürriyet adı altında bu yazıları basması için onu yüreklendirirdi. Ancak bazen üzerinden atamadığı, ne kadar cesur olsa da, çekingenliği vardı. Ama artık bunu bir hayalden ibaret değil de yürürlülüğe geçmesi geren bir vazife gibi görüyordu.Adının bilinmemesi gerekirdi. Gizli kimliğini bir tek kendine saklamalı ve matbaadakilere belli etmemeliydi. Halit İkbal'in kendisinin kuryeliğini yaptığını söylerse eğer artık ona ihtiyaçları olacaktı. Çünkü yazılarının sevileceğinden emindi. Bu toprakların kurtuluşu ve insanların farkındalıklarına faydası olacağı için Halit İkbale ihtiyaçları olacaktı. Geceleri matbaaya basım için gittiğinde yazdığı yazıların yakalanmaması için de ayrı bir çaba harcaması gerekmekteydi. Aksi takdirde yaşamazdı.
Yaşatmazlardı.
Keserlerdi yazı yazan o masum elleri.

Daha nesine bakıyordu. Kararını vereli çok olmuştu. Şimdi onu basmak için geceyi ve evin uyumasını beklemeliydi. Hokkasını mürekkepten çıkardı ve kağıda son bir detayını ekledi. İmzasını.

Halit İkbal

* * *

Leon yolculuk boyunca yoldaşı Yorgo'dan gideceği İzmir şehri hakkında çok şey öğrenmişti. Yorgo anlattıkça bir yenisini daha ekliyordu bu da Leon'da o şehrin sokaklarında kaybolma arzusunu arttırıyordu. Yorgo daha evvelinde bu şehirde bulunmuştu. O da tekrardan özlediği bu güzel Ülkenin meşhur şehirlerinden olan İzmir'e gitme heyecanındaydı. Nihayetinde bir yerde noktalayabildiğinde

'' Bu daha bir kısmı Leon. Daha fazlası da var orada, belki yaşanılacak çok güzel bir hayat vardır. Irkları ayrı binlerce insan dostça yaşıyorlardı.. Ancak Atina'da da duyduğumuz gibi harp varmış. Tek umudum bunun kısa sürede bitmesi. "

Leon yüzü hüzünlenen kardeşine üzülerek bakıyordu bakıyordu.

Oturduğu yerde dirseklerini dizlerine koydu ve ellerini birleştirip yumruk haline getirerek çenesine dayadı. Hüzünlü gözlerini Yorgo ya çevirdi. Bır farklılık vardı. Anlayabiliyordu ancak arkadaşı ona bir türlü tanımlamıyordu.

" Bu şehrin sende bıraktığı derin etkiyi görebiliyorum Yorgo ancak en çok neyi merak ediyorum biliyor musun... Bu şehir yüreğinde nasıl bir etki bıraktı onu çok merak ediyorum."

Smyrna'ye Esir Düşmüş Kral TheseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin