Herkese merhaba! Yeni bölüm ile karşınızdayım. Bölüm şarkısı More Than A Lover-The Coral( mümkünse akustik versiyonu). İyi okumalar size.
'Leyla?' diyorum afallamış bir ifade ile kapıda duran turuncu kafa on iki yaşındaki kıza bakarak. 'Abi? Seviinmediysen annemlerin yanına gidebilirim.' diyor tek kaşını kaldırmaya çalışarak. Ama kaldıramıyor. Özelliği bu bu kızın. ' Gel buraya şebek! Begüm Sultan izin verdi mi? Ne kadar kalıyorsun? Merve'nin ayağı kırıldı onun için mi geldin? Teyzemden falan mı öğrendin yoksa ışınlandın mı?' diyorum onu kucağıma alırken. Şimdi olay şu; Annemler Ankara'da oturuyor. E ben de hem kuzenimle oolmak hem de burada bir lisede okumak istediğim için buraya geldim. On sekiz yaşımdayım, on yedi yaşında bir kuzenim var. Yarışmaya katılan ar-- Nerede kalmıştım. Hah! Bizim deli kız salona zıplayarak gidip Merve'yi sarıyor. Ay yazık ezildi Merve! 'Merve? Abim seni dövdü mü? Yine ağlamışsın? Yoksa Harry Potter mı izledin?' diyor Merve'ye bakarak. Sonra başını televizyona çeviriyor. Ekranda mürver asayı kıran Harry görünce 'Anladım ben!' bakışı atıyor. 'Sus kız! Beş yaş var aramızda. Merve Abla diyeceksin! Harry Potter aşkımla dalga geçtiğin için ise onbeş dakikalık br gıdıklama seansı kazandın!' diyor gülümseyerek. Leyla ise 'Yuuuh!' diye bağırıyor. Merve'nin gıdıklama yöntemleri acı verici!
Merve'nin Ağzından, 1 Saat Sonra, Gıdıklama Sonrası
Kapıyı açınca karşıma günde on kez bizim eve bir girip bir çıkan Deniz ve Can ikilisi ile karşılaşıyorum. Kapıyı açmam bile mucize aslında. 'Merve! Ne diye kalkıyorsun? Efecan neden açmadı? Ya yine düşersen! İçeride kim var?' diye sıralıyor Can. 'Can yavaş ol! Efecan'ın kız kardeşi geldi. ' diye cevap veriyorum. Sonra ise değneklerin ucu ile Can'ı ve Deniz'i içeriye ittiriyorum. Zaten bütün gün Leyla deli etti beni! Şu bir saat boyunca on defa filmlerde ayağı takılıp düşen kızlara benzediğimi söyledi. Gerçi haklı ama gırırımı kırımım lızım!
'Merve?' deyip beni dürtüyor Can bey. 'Hı Can?' diyorum umursamazca elimdeki kitaba bakarken. 'Legend of Korra izleyelim mi?' demesiyle doğruluyorum. Sonra Çizmili Kidi 1 bakışımı atıp Hı-hı diyorum masum bir sesle. Can kahkaha atıyor. Sonra bilgisayarımı televizyona bağlayıp Safari'yi açıyor. (Yiaaa Mac'im var benim. Ynai eskiden kalma. Olayı biliyorsunuz! İciiim, İfiii! Özledim sizi!) . (Riklim) Zaten favorilerde Yabancı Dizi İzle var. Diziciyiz biiiiiz. (Riklim) Ben ayağımı sehpaya uzatıp oturuyorum. Can da yanıma yerleşiyor. 'Efecaaaan!' diye bağırıyorum. Kefi bozuluyor tabi! 'Hııı?' 'Şu mirodalga mısırlarından üç paket yapsana!' 'Se- Hııı tamam yapıyorum. Bekle!' . Beş dakika sonra gelip mısırları veriyor. 'Nee! Leged Of Korra mı var?' 'Evet!' 'Efecan sen Legend of Korra'yı sevmiyorsun. Aang favorin.' diyor Deniz bilmiş bir edayla. Efecan başını sallayıp mısırları bize veriyor. İtaat et çekirge!
K- 'No you right. I'm a waterbender and a firebender
B- I'm really confused.
M- You're the Avatar and I'm an idiot.
Bu replik her zaman favorimdi! Ya ama ayrıldıklarında çok üzüldüm. Hele Bolin'in üçünce sezonda Mako'yla sohbeti harikaydı. 'Benim bir hayatım var burada Bolin!' diyen Mako'ya 'Masanın altında uyuyorsun!' diyen Bolin! Wıhııı! İzlediğimiz kısımda Korra şu dönen hava bükme zımbırıklarını ateş bükerek parçalıyordu. Sonra Meelo 'Yes you are a terrible teacher daddy. Wıhooo!' diye bağırınca ayağımı havaya kaldırark gülmeye başlıyorum. Sonra mısır elimden kayıp Can'ın kafasına gidiyor. Yağlı saçlı olduuu! Yazıııııık!
M- Bolin!
B- Mako! I love you!
Merve- Sevmek zorundasın! Bak ben de Efecan'ı sevmek zorudayım. diye bağırınca herkes bana dönüyor. Ne ben dürüst bir insanım!
E- Dürüstlüğünü kendine sakla! Kuzen dedik bağrımıza bastık! Yılan çıktı.
Merve- Bööö! Çok komik!
1 Saat Sonra Can'ın Ağzından
Kızlar Matinesi Merve'nin odasına geçince Efecan da beni odasına çekiştiriyor. (şarkıyı açın) 'Sen Merve'yi seviyorsun.' diyor anında. Bunu anında söylemesi ile içtiğim çayı üstüme döküyorum. 'Saçmalama sınırların yok mu senin?' diyorum. Harika bir yalancıyım! Seviyorum var mı?' 'Biliyordum!' diyor yerinde sıçrayarak. Lanet olsu sesli düşündüm! Ama salağa yatmayı tercih ediyorum. 'Neyi biliyordun?' diyorum kaşlarımı kaldırarak. 'Boşuna salağa yatma. Merve'yi seviyorsun.' deyince bir off çekiyorum. 'Evet seviyorum.' diyorum bıkkınlıkla. 'Can, Merve'yi seviyor!' diye şarkı söylemeye başlıyor. Tabi Merve'nin hemen karşı odada olduğunu hatırlayınca ağzını kapatıyorum. 'Susar mısın?' diyorum kızgınlıkla. O ise konuşmak yerine Ağzımı bantladım bakışı atıp koli badına yöneliyor. 'Yuh! O kadar demedik. Abartmasana!' diyorum bantı elinden alarak Sonra ise 'Sus ve Merve'ya çaktırma yeter.' deyip telefonumdan foruma giriyorum. Herkes Avatar'ın yeni sezonunun çıkmasının sevincini yaşıyor.
Aynı Anda Merve'nin Ağzından
İçtiğim sallama çayın poşetini Harry Potter'lı kupamdan çıkarıp çöpe atıyorum. Çocukluğumdan beri alışkanlığım olan soğuk su ekleme işini yaptığım için çayı beklemeden içiyorum. Hayatım boyunca her kahve içtiğimde kustuğum doğrudur ama çaya on bir yaşımdan beri bağlıyım. Okulda kantinde hemen ilk teneffüste isterim , hatta kantin artık ilk teneffüslerde çayımı verirdi yani söylemeye bile gerek duymazdım artık. Dağ evinde de yazmayı unutmuşum! Hastanede yine kahve yüzünden kustum. İğrencim! Ihım! Nerde kalmıştım. Hah bizimkilerle sohbet ediyorduk. 'Deniz sen Efecan konusunu ne yapmayı planlıyorsun?' diye soruyorum gülerek. 'Bilmiyorum.' diyor. 'Aa! Kabullenme aşamasını geçmişsin!' diyorum sahte bir şaşkınlıkla. 'İnkar etmeye gerek yok! Sevmek suç değil.' diyor olgun bir tavırla. Bu kızı seviyorum. (müziği kapatın)
Aşağı inip Ream'e gitmeye karar veriyoruz. Çok oldu. Bir görelim. 'Merve!' 'Deniz!' 'Ben gidemiyorum!' 'Al benden de o kadar!' Tekrar deniyoruz ama olmuyor. Hızla erkeklerin yanına gidiyoruz. 'Efecan!' 'Can!' diyoruz aynı anda Deniz ile. Bizim endişemizi görünce onlar da endişe ile bakıyorlar. 'Ne oldu? Merve? İyisin sen? Ne oldu kızlar?' diye saydırıyor Efecan. 'Ream'in kapıları!' diyorum ben yavaşça. 'Kapatıldı!' diyor Deniz de. 'Ne? Nasıl olmuş olabilir?' diyor Can da. 'Ya büyüdük ya da...' diyorum ama aklıma gelen fikirle susuyorum. Hayır bu olamaz! 'Ya da ne?' Yutkunuyorum. Bana endişe ile bakan gözlere dikkatle bakıyorum. Ellerimle oynuyorum. 'Ya da ne Merve!' diye bağırıyor Can yine. 'Ya da bileşim Arog'un eline geçti ve değişim için Ream geçici olarak kapılarını kapattı.' diyorum yavaşça. Dehşetle bana bakıyorlar. Başımı eğiyorum. Bu olamaz değil mi! 'Hayır!^Hayır ya olamaz. Merve savaşmamız lazım.' diyor Deniz. 'Bir acil durum kapısı yapmıştım. Olayı öğrenebiliriz. Eğer bileşim Arog'un eline geçmişse yeni bir nesil ve yeni bir hayat bizi bekliyor demektir.'