Bölüm 3-Kırık Ayak=Şımarık ve Duygusal Bir Merve=Çile

41 0 0
                                    

        Selam! Okuma sayısı çok az. Ama yazıyorum. Ne de olsa eğlenmek ve rahatlamak için yazıyorum. Tabi vote ve yorum falan gelirse sevindirik olurum :). Evet şimdi hem Merve Cephesi tarafından hem de Can, Efecan ve Deniz Cephesi tarafından zorlu bir bölüm olacak. Bir de Ream'e gitmiyiriz. Tamamen çaba dolu bir bölüm. Bölüm şarkısı Nil Karaibrahimgil- Bütün Kızlar Toplandık. Ehehehe bu bölüm bir de sinirlenen bir kaç erkek ve kopan üç kız ve tamamen komedi var. Hiç bir dram yok irkidişlir. He depresif Merve cabası. Hadi bakalım! İyi okumlar, seyirler, gülmeler. Not: Bazı yerler komik olamayabilir. Vurmayın litfin! Acıyın bana! Hadi...

        

3 HAFTA SONRA-Merve Taburcu Oldu. Çile Başlasın!!!!!

        'Ya ağırlığını sol ayağına ver.' diyor Can sinirle. Eh haklı! Kızdı bana :(. Yavaşça veriyorum. 'Hıh güzel. Kuzen şimdi bir değneği öne at. Sonra diğerini daha öne at. Şimdi bir kaç kez tekrarla.' diyor Efecan daha sabırlı bir ifade ile. Doğru bildiniz! Değnek kullanmayı öğreniyorum. Hee Harry Potter'ın sihirli değineği değil koltuk değneği tabi!!! Tam bir iki adım attıktan sonra sağ koluma kramp giriyor ve yere çakılıyorum. 'Offf! Sanırım buşeyleri kullanmayı asla öğrenemiyeceğim.' diyorum bıkkınlıkla karışık bir hüzünle. 'İyi de taburcu olduğundan beri aşağı katta resmen kamp kurdun! Tek ayak üstünde zıplıyorsun. Yani aşağıdan ykarı yine çıkamayacaksın ama tek ayağın acımıyor mu kuzen ya?!' diyor Efecan yumuşak bir sesle. Elimi boşver dercesine sallayıp değnekleri alıp salondan aşağıdaki odama geçerken druyorum. Hİİİİ! BECERDİİİİM!!! Herkes şaşkınlık ve memnuniyetle beni izlerken Efecan'ın kucağına atlıyorum. 'Yaptım. Yaptım. Kullandım değneği!!'. O da beni mutlulukla çeviriyor. 'Dursana be! Başım döndü.' diyorum şakadan ona vurarak. Dördümüz de gülüyoruz.  Mutluyuz ve bu muhteşem bir şey.

        Tabi yine çok fazla canımın yanmaması ve yorulmamak için salona geri dönüp 2. MERVE AK KIRIK AYAK KAMPI'na yerleşiyorum. Bu da pufuduk siyah deri koltuk oluyor. Koltuğun üstünde şeker var, çikolata var, bilgisayar var, telefon var. 'Efeeeee!'  diye seleniyorum emektar kuzenime. 'Benim adım Efecan Merve!'  diye karşılık veriyor o da. 'Banane yaaa! Öyle uzun oluyor.'  'Şuan konuşmayı uzattığının farkında mısın?'  'Evet! O yüzden hemen buraya gel!' 'Geldim baş belası.'  diyor hızla yanıma gelirken. 'Ama tatlı belası değil mi?'  diyorum çocuksu bir tavırla. Ama Efecan'ın yüzü sirke satıyor. Cidden! Bu çıcık niyi sirki kıkıyır? 'Hayır sen bildiğin acı veren bir belasın!'  diyor kızgınlıkla. 'Off tamam be susutum! Sirke kokuyorsun bir de kağıt ve kalem getir. Kalem çizim setimden olsun. Üçüncü sıradaki set.' diyorum hızla. Efecan bu kadar hızlı konuşmama şaşırıyor. Sonra hemen yüzünü topluyor ve boğazın temizliyor ama yemezler İficin Biiiy! 'Tamam getiriyorum. Sirke kokusu da sana salata yapmaya çalışırken yüzüme fışkıran sirkeden geliyor olabilir. Tam emin değilim.' diyor ve yukarı çıkıyor. Verdiği cevaba ise ben deli gibi gülüyorum. 'ASDFGJKLMLAKSLALJASKDKAHKAHSDHALSSJKÇ.'. Ehehe rendım gülüş qalp bin! 'Merve mümkünse gülme. Sen gülünce gülmekten soğuyorum.' diyor bıkkınlıkla. 'Gülmeymiş sensin gülme! Zaten Arda (Merve'nin okuldan arkadaşı. Gülüşüyle hep dalga geçiyor. Buradan kahkaham ile dalga geçen arkadaşıma selamlar. Gerçi Watty'si yok) bir sen iki!' diyorum duygu sömürüsü yapan ses tonumla. Tam yeniden ağzımı açacakken bana uzatılan kalemin neredeyse gözüme sokulacak kadar yakın olması ile apışıp kalıyorum. Icı bını kuziii. 'Al bakalım artık ne çizeceksen!' diyor ve gidiyor. Elime bir tane kalem alıp hatları çizmeye başlıyorum. Çziyorum ve çiziyorum. Ne çizdiğimi bilmeden çiziyorum ve karşıma çıkan görüntü Can'ın siyah beyaz bir portresi. Şaşırmayın! Her halde karakalem ile renkli çizmemi beklemiyordunuz! Beklemiyordunuz değil mi? Portre ile bakışıyoruz iki saat. Sonra arkasına bir not yazıyorum.  Merak ettiğim şey sonunda karşıma çıkıyor. Pekiyi ben ne yapıyorum? Onu bilmiyorum. İnternette değil de gerçek seni görüyorum. Ya burada bir kabuğun ya da internette bir masken var. Ne olursa olsun ikisinden de korkuyorum. Ben senden delicesine korkuyorum. Kağıdı alıp tüm çizimlerimi sakladığım dosyaya koyuyorum.

İki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin