VİVLİO MORİAS

5.1K 325 54
                                    

Medya: Hades ve Vivlio Morias
Medya: Laughing on the Outside

"Her yürekte gizli bir ateş yanar..."

Uyanmam için perdenin aralanan kısmından yüzüme vuran güneş yeni bir güne merhaba demişti. Boş yatakta kollarımı açarak gerneştim. Dünkü olanlar aklıma gelince kendimi garip hissetmekten alıkoyamadım. Onunla o kadar yakın olmak farklı hissettirmişti. Diğer yandan hala ona karşı ne hissetmem gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir gün ona deli gibi sarılasım gelirken diğer gün yüzünü dağıtasım geliyordu.

Hades!

Ölümün efendisi sanırım benim dengelerimi bozuyordu.

Ayaklarımı büyük yataktan aşağı sarkıttım. Hades ben uyuduktan sonra beni buraya taşımış olmalıydı.

Persephone'nun odasına...

Yatağın yanındaki masanın üzerinde duran tokayla kabaran saçlarımı kafamın üzerinde topladım. Ayaklarımla soğuk zeminden destek alarak banyoya doğru yürümeye başladım. Her şey ayağıma takılan o sert cisimciğe kadar çok güzeldi. Hayallerim vardı... Banyoya girecek elimi ve yüzümü yıkayacaktım. Şimdiyse yerle öpüşüyordum.

- Ahh!

Dudaklarım arasından sızan acı nidaya engel olamazken yüzümü yerden yavaşça kaldırdım. Kapının açılma sesiyle kimin geldiğine bakmak için kafamı o yöne çevirsem de düşmemin etkisiyle dağılan saçlarım görüş açımı kapatmış ve buna engel olmuştu.

- Tanrı aşkına Hestia! Ne oldu böyle? İyi misin?

Kulağıma tanıdık gelen kadın sesiyle dirseklerimden destek alarak ayaklandım. Sıcak parmaklar kolumu kavrayarak bana yardım ettiğinde kafamı hayvanların yaptığı gibi hızla iki yana salladım ve bana yardım eden kadına baktım. Koyu kızıl saçlarından ve burnuma dolan gül kokusundan onun Rosalva olduğunu rahatlıkla anlamıştım. İrkilerek ondan geri çekildim. En son beni mekanından kovduğu aklıma gelince... Ürkmem gayet normaldi.

- Senin burada ne işin var?

-Alastor... Konseyin toplandığını söyleyince seni merak ettim.

Beni merak etmiş... Cevap vermeden oturduğum zeminden kalktım ve takıldığım cisme baktım. Bu bir tuvale benziyordu. Onu almak için uzanırken Rosalva konuşmaya devam ediyordu.

- Bak Hestia. Biliyorum hatalıyım seni öyle kovmamalıydım. Ama kişisel algılama. Ben kendi isteğiyle buraya gelenlere kızarım hep. Çünkü kendim de aynı hatayı yaptım. Başkalarının benimle aynı hatayı yapması... Hele de hatayı yapan kişi genç biriyse ister istemez sinirleniyorum.

Elimdeki tuvale bakmadan önce Rosalva'ya baktım. Samimi gözüküyordu. Ayrıca evet buraya gelmek tam bir aptallıktı! Ona karşı suskunluğum devam ederken elimdeki tuvale baktım.

- Tanrım! Bu da ne böyle?

Ağzım açık bir şekilde elimdeki tabloya bakıyordum. Bu Noble'de bulunan benim için yanan ocağın resmedilmiş haliydi. Alevler o kadar gerçekçi çizilmişti ki bir an yıllar önce Noble'ye veda ederken önünde ağladığım ocağın önündeymişim gibi hissetmiştim. Ağlamamak için direnirken Rosalva elini omzuma koydu.

- Bunu benden Hades istemişti. İstediği ilk gün Alastor'la bitirmiştik ama yeni getirebilme fırsatım oldu.

- Bu resmi sen mi çizdin?

- Evet.

- Bu muhteşem olmuş.

Gözlerimi tablodan alamazken yavaş adımlarla duvara ilerledim de boş asılı duran çivilerden birine dikkatle astım. Gözlerimi kırpıştırarak tabloya arkamı döndüğümde evimde gibi hissetmiştim.

BEDA KENTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin