Özür Dileriiim:((
Baya geç oldu biliyorum ama içime sinmiyordu ve bekletmemek için attım umarım beğenirsiniz.Atmamamın diğer nedeni de okulumdu. Çok fazla şey yaşadım ve kendimi toplamam uzun sürdü. Üzgünüm...
Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen -bana da sövebilirsiniz-
İYİ OKUMALAR
—————————————
Tam tamına iki yıldır komada olan kız için hastahane de ki herkes üzülüyordu çünkü kimsesi yoktu. Ne ailesi, ne arkadaşı, ne sevgilisi, ne de bir ismi. Ensesinde yazan Anonim dövmesiyle adı Anonim olmuştu ve onu en çok kullanan da sık sık ziyaret eden yakışıklı doktoruydu.
Doktoru sürekli ama sürekli onu ziyaret eder ve onunla dertleşirdi. Duyduğuna inanıyordu çünkü. Geçmişini anlatıyordu. Lise hayatını, çalıştığı yerleri, sevgililerini her şeyi anlatıyordu. Bir gün uyanacağını biliyordu ve kendisine yabancı olsun istemiyordu, yani öyle umuyordu. Ona Anonim demek istemiyordu hatta isim bile düşünmüştü ama hiç birini yakıştıramamıştı. Uyandığı zaman soracak ilk sorusu bu olacaktı ona.
"Bugün fazlasıyla yoğundum, gelemedim. Şimdi de eve gitmek yerine seninle sohbet etmeye kaldım. Bunun için sevinmelisin." dedi genç doktor. Elin de tuttuğu dosyaya bakıp iç geçirdi.
"Uyanmak için savaşıyorsun değil mi, Anonim? İki yıldır uyanmanı bekliyorum ve sıkıldım. Bilirsin çabuk sıkılırım sana bunu anlatmıştım daha önce." dosyayı kenara bırakıp yatan hastasına döndü tekrar.
"Hala kim olduğunu bulamadık. Ne seni arayan var ne de kim olduğunu bilen."
"Hastahaneyi daha fazla tutamam anladın mı? Daha fazla beklemek istemiyorlar ve ben bunu daha fazla uzatamam." gittikçe sinirleniyordu bu kızın öldüğüne inanmak istemiyordu. Henüz küçüktü, hem de fazlasıyla küçüktü.
"Neyse, sakinim. Sana bugün olanları anlatayım. Gözde denen asistan yine peşimdeydi, tamam bende asistanım ama biliyorsun o daha yeni benimse son senem. Neyse, iyice edepsizleşti bana seks teklifleri yapıyor, inana biliyor musun? Komik değil mi, bende güldüm ve cevap bile vermeden gittim. Bir hasta geldi -tamam baya hasta geldi ama en iyisi buydu- küçük bir çocuk. İyi dinle çünkü kendimi zor tuttum. Kaşık yutmuş hem de günde iki kez. İlki yanlışlıkla diğeri de sevdiği kızın yanın da ona inanmayanlara göstermek için." doktor kendi kendine gülüyordu ve bunu umursamıyordu sanki koma da olan hastası da gülüyor gibi davranıyordu.
"Bugün, bir şey daha oldu bu senin için ne kadar kötü bilmiyorum ama bir hastayla kalbiniz tam uyuşuyor ve senden onu almak istiyorlar. Uyanacağına kimse inanmıyor o yüzden de organlarını alabilirler. Sikeyim neden kimsen yok ki?" ayaklandı doktor ve oda da gezinmeye başladı.
"Beyin ölümü gerçekleşmiş bir kıza aşık olduğumu düşünüyorlar, bana deli gözüyle bakıyorlar. Uyanman gerek, tamam mı?" sakinleştiğine inanıp tekrar oturdu.
"Şimdi uyumak istiyorum, mümkünse ses çıkar." deyip gözlerini kapattı.
----------------
Doktor kolunun dürtüklenmesi ile gözlerini açtı. Sağ tarafına dönüp kim olduğuna baktı. Demir'i görünce gülümsedi. En azından Demir birazcık destek oluyordu. Oturduğu yerden kalkıp hastasına döndü ve değişmeyen şeyle küfür etti.
"Senin gibi örnek doktora yakışmıyor." diye takıldı arkadaşı.
"Aman ne örnek." diye mırıldandı oda. İkisi odadan çıkarken doktor arkadaşından uzaklaştı ve kolunu savurdu ona.
"Sen gel demeseydin bu hastahanede olmayacaktım ve o kızı tanımayacaktım." diye hafif sesini yükseltti.
"Pişmansan izin ver de işimizi yapalım."
"Hayır, değilim ve asla izin vermem. O kız uyanacak biliyorum."
"Dostum, nereden biliyorsun? Dövmesi olmasa ona seslenecek bir şey bulamıyorduk. Sırf denizde bulduk diye ona Deniz diyorduk en başlarda." arkadaşının söylemleriyle gözlerini kapattı genç adam.
"Önemli olan o mu? O kızı öldürmeye çalışmışlar ve şu an koma da en önemlisi de küçük o daha." arkadaşını geride bırakıp soyunma odalarına adımladı.
---------------------
Tekrar geldiği yere bakıp derin nefesler aldı doktor. Bu kız için daha ne yapabilirdi bilmiyordu. Baş hekim bugün onunla yeniden konuşmuş ve ikna etmeye çalışmıştı ama hayır o kabul etmiyordu neye güveniyordu bilmiyordu ama o kız uyanacak diyor başka bir şey demiyordu. Baş hekimi daha fazla tutamayacağını da biliyordu ama deniyordu işte kızdan ümidini kesmiyordu. Neden diye sorduklarında da o kız küçük ve yaşamayı hak ediyor diyordu. Konuşmalar tekrar aklına gelirken olduğu yere çöküverdi hemen.
"Bak geleli iki yıl oldu ve hala komada." dedi baş hekimi.
"Biliyorum ama uyanacak. Biraz daha bekleyelim"
"Beklemek zorunda değilim, istesem şu an her şeyi yapabilirim biliyorsun değil mi?"
"Lütfen, bakın o daha küçük ve.."
"Biliyorum biliyorum yaşamayı hak ediyor. Hep aynı şeyler, asistan."
"Ne zararı var, ben ödüyorum masraflarını. Kime ne zararı var?"
"Eğer izin verirsen yararı olacak." diye bağırdı baş hekimi.
"Hocam, o kız uyanacak sadece bekleyelim."
----
Hatırladıklarıyla gözlerini açmış ve çöktüğü yerden kalkmıştı. Yavaş adımlarla odaya girmiş ve tüm sevecenliği ile konuşmaya başlamıştı tekrar.
"Uyandığın zaman sana kocaman bir çiçek buketi yaptıracağım ama önce sevdiğin çiçeği söylemen gerek. Yoksa her çeşidini getiririm." deyip gülmeye başladı. Bu oda ona iyi gelmiyordu. Kendi kendine konuşuyordu ve bu alışkanlık yapmıştı onda. Her yerde kendi kendine konuşuyor ve değişik bakışlara maruz kalıyordu.
-------1 AY SONRA-------
Genç doktor hala uyanmayan kıza bakıp derin bir nefes aldı. Omuzları yenilgiyle çökerken gözleri de hafiften doluyordu. Hastahane daha fazla beklemiyordu ve bugün onu ameliyata alacaklardı ve organ bağışı için en büyük aday olacakti. Doktor daha fazla tutamıyordu çünkü kimsesi yoktu ve o uyanmıyordu.
"Anonim, uyanmalısın." diye fısıldadı. Önünde ki camdan kıza bakıyordu ve kabul etmek istemiyordu. Az kalmıştı ve o kız ona göre uyanacaktı.
O an bir şey oldu, monitör sinyal vermeye başladı ve doktorlar odaya koşmaya başladı. Genç asistan ise şoku atlatıp doktorların arkasından içeriye girdi gördüğe şeye inanamıyordu. Sonunda beklediği olmuştu. Mucize gerçekleşmişti ve herkese biliyordum diyerek hava atmak yerine hastaya bakıyordu. Doktor solunum cihazını çıkarıp durumu anlatmaya çalışırken hasta sadece birini arıyordu. Sürekli duyduğu sesi bulmaya çalışıyordu. Kuruyan boğazını umursamadan konuştu.
"Hey, Furkan!"
"Hey, Anonim!"