Medya; Selin (Hayal'in kavgalı olduğu kız.Bu bölümde göreceksiniz.)Tam iki ay olmuştu, Aras'ın hayatımdan çıkıp gittiği. Biraz daha alışmıştım onsuzluğa, ama hala sorular var kafamda. Niye böyle yaptı? Neden beni öylece bırakıp gitti? Beş seneyi nasıl bu kadar çabuk çöpe attı? Bunların hepsinin cevabı var eminim. Ve birgün gelecek bütün sorularımın cevabını vericek bunu biliyorum.
Yine okula gidicektik bugün Naz'la. Yani üç saat falan ders işleyip ordan ofise geçicektik, Stajerlik için.
Uyandığımda da Naz mesaj atmış.Gönderen; Naz
" Uyan artık Hayal, geç kalıcaz senin yüzünden."Hemen saate baktım okul saatine daha vardı. Ama kız benim iki saatte hazırlandığımı bildiği için geç kalıcaz diyor,ee haklı. Bende cevap verdim hemen. " Uyandım kanka merak etme geç kalmayız, kahvaltı etmeden giyinip saçıma düzleştirici çekerim ;)" yazıp gönderdim. O da gülücük attı.
Her zaman ki gibi yataktan çıkmakta zorluk çekiyordum. Ama mecburdum bunu yapmaya yoksa okula paçoz gibi gitmek zorunda kalacaktım. İç sesim bana "haydi Hayal kalkabilirsin,bunu başarabilirsin. Nasıl olsa akşam gelip güzel bir uyku çekeceksin hadi Hayaal." Diyerek teselli ediyordum kendi kendimi.
Sonunda kalktım, banyoya girip güzelce bir duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giydim ve saçımı taramaya başladım. Saç taramak en nefret ettiğim şeylerden birisiydi, sadece ben mi sevmiyordum bilmiyorum ya.
Üstümü güzelce lacivert pantolonumu ve güvez tişörtümü giydikten sonra saçıma güzelce düzleştirici çektim. Neyse ki yetiştim tam zamanında işte buuu. Ama maalesef kahvaltımı edememiştim.
Hepsi o kitap yüzünden gece onu okumuş olmasaydım, uyusaydım kahvaltı da ederdim. Onu geç saate kadar okuduğum için sabah aynı saatimde kalkamamıştım. Bugün de Naz bize geldi beni almaya. Aa hep ben mi gidicem canım biraz da o gelsin.
***
Okula gittiğimizde kapıdan içeriye girerken derin bir nefes aldım. Çok sıkıyordu artık okul. Kendime tost alırken "neyli?" dedi kadın. Benimde hiç sevmediğim Eskiden kavga ettiğim bir kız vardı. Aras için kavga etmiştim o kızla neyse daha sonra onu anlatırım. Kavgalı olduğum kıza bakarak "kaşarlı olsun abla , ama eğer kaşar yoksa şu karşındaki kızı alabilirsin." Dedim bağırarak. Oradaki herkes dediğime güldü kıza bakarak. Kız benim yanıma gelmeye başladı büyük adımlarla, Tabi tırsmadım değil.
"Bana mı dedin onu sen." Dediğinde kafamı onaylarca salladım.
Kız tam elini kaldırmıştı ki Naz geldi kızın elini tuttu ve " Sen kime el kaldırdığına dikkat et, düşünerek kaldır o elini yoksa senin için hiç iyi olmaz." Dedi. Ben diyorum ya bu kız benim canım. Nasıl da yetişti.
Kız bişey diyemeden arkasını dönüp gitti. Zaten pısırık bişeydi. Bir bok yapacağı yoktu zaten. Neyse şimdi tostumu yemekle meşgulüm, kimseyle uğraşamam. Tabi ilk Naz'a teşekkür ettikten sonra yiyeceğim tostumu.
İlk ders matematik, ikinci ders edebiyat ve üçüncü derste mesleki gelişim' di . Ne kadar sıkıcı değil mi? Benim yaşıma gelince anlarsınız. Tabii ilkokul, ortaokul ve lise gibi değil burada da serbestsiniz, kafanıza göre takılıyorsunuz yani anlayacağınız.
Dersi hiç dinleyemiyordum, veremiyordum kendimi. Boş boş bakıyordum. Neden? Çünkü uykum vardı
***
Ah Allah'ım neyse ki bitmişti, yani ders bitmişti daha ofise gidicektik.
Ee malum stajerlik yapıyoruz şurda.Naz ile yine aynı ofise gittik. Naz sanırım kendine birini bulmuştu bile oradan. Adı da Atakan. Onlar beraber çalışmıştı, ben yine tek kaldım diyecekken Egemen geldi, bizde onunla beraber çalışmaya başladık. Bana bişeyler anlatıyordu. Ama tabiki de anlamıyordum. Her dediğine"tamam." Deyip geçiyordum ve bir an dediğini sonradan idrak ettim, önümüze bir sürü dosya koydu.
"Bunların hepsini internete geçireceksin." Dedi ve ben onu dinlemedim için tamam dedim sonradan anladım ne dediğini. Bir anda gözlerim açıldı. "Ne o çok mu geldi? alt tarafı 15-20 tane dosya var o kadar." Dedi ciddi bir yüz ifadesiyle. Ama ev işi yapmaktan daha zor bu ya. Kim bilir saat kaçta bitecekti işim burda. İnsan alıştırma olsun diye ağırdan başlardı be insafsızlar.
15-20 dosya nedir?Daha ikinci dosyaya yeni geçtim. Ne çok şey yazıyordu öyle içinde. Ay Hayal kendine gel adı üstünde dosya, ne olmasını bekliyordun ki?
Beş, on , on beş derken bitmişti. Derin bir nefes aldım, sonunda bitmişti. Ne kadar sıkıcı bir şey ya niye bu bölümü seçtim çok merak ediyorum. Gerçi ben seçmedim, o salak kıvırcık yüzünden bende seçmek zorunda kaldım. Aynı bölümü okuyalım diye. O şimdi adamla ne güzel kahve içip muhabbet ediyordur, nolucak oh ne güzel gel keyfim gel. Bende burda patlıyım sıkıntıdan.
İşim bittikten sonra birde Naz'ı beklemiştim bir saat boyunca. Ayrılamıyor tabi flörtünden.
"Kızım sen nabiyosun? Telefonu da açmıyosun hayırdır!" Dedim ciddi bir tavırla.
"Dur kız hemen bağırma neler anlatıcam neler." dedi gözlerim hemen açılmıştı. Acaba neler anlatacaktı. Çocuğun ne kadar yakışıklı olduğunu anlatıcak başka ne anlatabilir ki. Yürüdük yürüdük hala anlatmamıştı.
"Ee hadi anlat bekliyorum Naz." dedim. O da "Aa şimdi olmaz biraz merak et hem bunları çikolata yerken daha ballandırarak anlatırım. Sonuçta biliyorsun çikolata yemeyi severim." deyip güldü, bende güldüm.
***
Yarım saatin sonunda eve gelmiştik, artık çok merak ediyordum ne anlatacağını. Biraz dinlendikten sonra kalkıp bardaklara kola döküp getirdim. Eve dönerken çikolatada almıştık, onları da ayarladıktan sonra üstümüzü değiştirip salona geçtik. Annem babam ve kardeşim İzmir'e gitmişti, evet her zaman ki gibi beni bırakıp gezmeye gitmiştiler neymiş ben stajerlik yapiyomuşum, saçmalık. Her neyse salona oturduktan sonra günümüzün nasıl geçtiğini konuştuk vee " Naz sanırım senin bana anlatıcakların vardı kardeşim, hani yolda 'neler anlaticam neler' demiştin ya aklım orda kalmış tühh." dedim gülerek.
"Aa sahi kardeşim ben onu unutmuşum heyecandan kusura bakma dur hemen anlatayım." dedi ve başladı anlatmaya...
"Bak şimdi şöyle oldu kanka. Biz senle ayrıldıktan sonra beni başka birinin odasına gönderdiler. Sohbet falan ettik, sonra çocuk bana dedi ki ' Telefon numaranı verebilir misin? İstersen konuşuruz hoşuma gittin sıcakkanlı, güzel kızsın' dedi. Bir anlık kalp krizi geçirdikten sonra kekeleyerek 't-ttabi' dedim ama çocuğu bir görsen ne kadar kibar ne kadar yakışıklı, Karizmatik anlatarak olmuyo ne görmen lazım adı da Atakan." dedi
Amin diyesim gelmişti, anlata anlata bitirememişti çocuğu." Ah inşallah sevgili olursunuz ve mutlu olursun kardeşim. Benim gibi senelerce ilişkin olsun ama sonunuz benim gibi olmasın." dedim oflayarak. Saat geç olmuş, hava kararmıştı. Naz'a bir taksi çağırarak onu eve gönderdim. Evi bir sokak ötede olsa bile tenha yer olduğu için bu saatte onu tek gönderemezdim eve, canım kardeşime zarar gelsin istemem.
Bende yiyecek bir şeyler arıyordum evde. Nasıl olsa evde tekim, o bücür Sena'da evde yokken evde tek olmanın tadını çıkarayım.
Dolapta azcık geçen gün yaptığım mantıdan vardı, onu aldım yedim ve ardından tatlı olarak bir şeyler aradım ve buldum. En sevdiğim tatlı buydu sanırım 'profiterol' vardı. Onu da yedikten sonra suyumu içtim, dişlerimi fırçaladım ve yatağıma geçtim. Sabah beni uyandıracak kimse yoktu, ne annem ne kardeşim ne de alarm sesi yani kısaca yarın rahatım ve mutluyum.
Arkadaşlar, yorum yapmayı ve votelemeyi unutmayın lütfen :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun (Çocukluk Aşkım)
Teen FictionO kadar sevmiştim seni, o kadar bağlanmıştım, Beni bırakıp gittiğin gün bile nefret doluydum ama aşıktım sana. Sensiz nefes alamam, yaşayamam sanmıştım, seni unutamam sanmıştım. Zor oldu ama unuttum ve sen tekrar karşıma çıktın. Yeniden başladı hika...