8

27 3 0
                                    

Medya; Karakterler

Hastaneye gittiğimde hemen Naz'ın olduğu oda'nın yerini sordum. Odaya doğru gitmeye başladım. Koridora girdiğimde Melek abla perişan bir halde oturuyordu oda' nın önünde. Hemen yanına gittim. "Melek abla nasıl oldu bu?". " Bende bilmiyorum kızım uyanmasını bekliyoruz işte."

Naz benim kardeşim ona bir şey olmaz, olamaz.

***

Kızla bir gün görüşmedik olana bak ya. Hastaneye gittiğim iki saat olmuştu, o iki saatin sonunda Naz uyanmıştı. Ama çok bitkin görünüyordu. Hemen annesiyle beraber içeriye girdik. Çok masum duruyordu. Hemen sarıldım ona nasılsın diye sorduğumda konuşamadı, yutkundu sadece. Bende zorlamadım. " Tamam kardeşim sen kendini yorma eğer bir şey istiyorsan bana söyle ben alırım." Dedim. Oda onaylarca başını salladı.

Zaman geçtikçe Naz daha iyi oluyordu. Konuşmaya başlamıştı. Ama o şoku üzerinden atması için sanırım psikoloğa ihtiyacı vardı. 'Nasıl oldu kaza?' diye sorduğumda " Ben marketten çıkmıştım,  telefon da Atakan' la konuşuyordum. Karşıdan karşıya geçerken sol taraftan gelen arabayı farketmemişim. Neyse ki araba o kadar hızlı gelmiyordu. Şu an burda olmazdım." Dediğinde " Ama burdasın sana bir şey olmadı, sen güçlüsün." Dedim

Sonra Atakan'ı sordu." Acaba Atakan beni tekrar aradı mı? Annemden telefonu alıp bir baksana kanka ya eğer aradıysa ve annem gördüyse beni hastaneden çıkmadan öldürür." Dediğinde Melek abla çoktan içeriye girmişti. Naz'ın gözleri aniden açıldı annesini görünce. "A-anne sen mi geldin. Hoşgeldin çok özlemişim seni." Diyerek şirin olmaya çalıştı. Ama başaramadı. Annesi ona nasıl olduğunu ve kazanın nasıl olduğunu sorunca anlattı. Çok geçmeden sıra Atakan'a gelmişti. "Kızım seni Atakan diye bir çocuk aradı bende açtım ve konuştuk senin nasıl olduğunu sordu.." kadın normal bir şekilde konuşmasına devam edicekken Naz hemen araya girdi ve " Anne şey ben açıklayabilirim." Dedi. "Salak kız belki de annen olayı çakmamıştır. Kapat şu çeneni de kadın anlatsın." Diye fısıldadım. Melek abla bizi izliyordu. Allah'tan bir şey anlamamıştı. Yani umarım.

Anlasaydı bu kadar sakin olucağını sanmıyorum. Sonra "Melek abla sen devam et, Naz kaza'nın etkisinde hala ne dediğini bilmiyor." Dedim. " Öyle işte kızım üniversite' den arkadaşı olduğunu söyledi. Merak Edip aramış. Bende durumunu söyledim." Dedi. İçimize su serpilmişti.
Çünkü Melek abla'nın bunu öğrendikten sonra ki yapacaklarını düşünemiyordum bile.

Doktor gelmişti ve " Hastamız gayet iyi görünüyor. Yarın taburcu olabilirsiniz." Dedi. Tabi iyi görüncek başka nasıl görünsün kel adam.

Akşama kadar hastane'de Naz'ın yanında durmuştum. Anneme bişey söylemeden çıkmıştım evden merak etmiştir. Şimdi kafamı yarıcak eve gidince. Hastaneden çıktım ve eve gidiyordum yürüyerek gitmek iyi geliyor. Hem paran cebinde kalıyor hem de bedava oksijen oh ne güzel. Tabi birde bunu ayaklarıma sorun. İç sesim kendi kendine konuşurken farkettim ki Aras'la aynı gün aynı saatte bu parkta buluşmuştuk. O parkın önündeyim şuan.
Defalarca kez geçtim bu parkın önünden ama hiç bu kadar canım yanmamıştı. Şimdi aynı saat aynı gün ve aynı yer...

Tam onun oturduğu bankın oraya gidip oturdum. O gün ne yaşadıysam aynısını yaşadım.

Tekrar kalktım , eve giderken bir yandan da gözyaşlarımı siliyordum. Karşıdan gelen bir araba durdu ve farları yaktı. Ben şaşkın şaşkın bakarken arabadan biri indi, tanıdık geliyordu ama farlardan dolayı yüzünü tam göremiyordum. Araba'dan inen kişiyle gözyaşlarımı hemen sildim. Araba'dan inen kişi Egemen'di.

"Hayal ne işin var bu saatte burada?"

"Hiiiç canım sıkılınca buraya geldim hava almaya, şimdi de eve gidiyorum. Sen nereye böyle?"

Aşk Olsun (Çocukluk Aşkım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin