2

47 4 0
                                    

Medya; Naz Güven

Her gün aynı şeyi yaşamaktan sıkılmıştım.  Sürekli kokusunu, sarılışını, gülüşünü özlüyordum ve bu çok canımı yakıyordu. Bir şeylerle uğraşmak istiyordum ama olmuyordu. Bugün Naz ile gezmeyi planlıyorduk. Hem biraz kafa dağıtmış olurdum. Naz da benim halimi gördükçe yüzünü asıyordu, o da benim için bişeyler yapmak istiyordu ama elinden bir şey gelmiyordu bunun farkındaydım. Naz bize geldiğinde annemden izin almaya çalışıyordu ve bende o sırada giyeceklerimi seçmekle oyalanıyordum. Yine sıradan giyinecektim her zaman ki gibi. Siyah bir pantolon, üstümede salaş bir açık gri tişört giymiştim. Aşağıya indiğimde annem çoktan ikna olmuştu bile. Annemi öptükten sonra "Görüşürüz annecim, ben çıkıyorum." deyip ayakkabılarımıda giyip çıktım Naz ile beraber.

"Ee kardeşim bugün nasılsın?" dediğinde Naz'a döndüm ve "iyiyim." Diyebildim sadece. Naz bana ilk önce bir cafe de oturup ondan sonra da biraz dolanırız, eve gideriz dediğinde kabul etmiştim.

***

Cafe'den çıktığımızda AVM 'ye gittik, ikimizde aynı eşyaları aldık. Elbiseler, pantolonlar, tişörtler... Hepsi Aras'ı kafamdan atmak için di. O günden sonra bir hafta geçmişti. Naz gibi bir dostum olduğu için çok şanslıyım. O benim yaklaşık yedi yıldır arkadaşım ve artık birbirimizi kardeş gibi biliyoruz. Bana Aras'ı unutturmak için sürekli benimle ilgileniyordu. AVM'den çıktıktan sonra farkına varmıştık, hava kararmış saat sekiz falan olmuştu. E evin yolunu tutmuştuk haliyle. "Annem şimdi kafamızı kırıcak." diye mırıldandım. Naz da güldü ama gözlerinden korktuğu belli oluyordu. Çünkü eve annemin gelin dedi saatte gidememiştik.

Eve gittiğimde annem bana sert bir bakış attı , ben direk odama gitmek için koşar adımlarla merdivene yöneldim. Bugün şanslı günümdeydim sanırım, annem birşey söylememişti, bağırmamıştı.

***

Ahh olamaz bir haftadan sonra,yine mi bu alarm. En sevmediğim ses alarm sesi. İnsanı en tatlı uykusundan uyandırıyor. Ha bide alarm sesini duyunca hemen yataktan kalkanları ve saçı başı düzgün olanları kıskanmıyor değildim. Bugün Naz 'ı evden alıp stajerlik için aynı ofise gidicektik. Çalışmıyorduk ama stajerlik yapıyorduk, anlarsınız ya.

Sonunda tavanla olan bakışmam son buldu ve yataktan kalkmayı başardım. Dolabıma bir baktım ne giyebilirim bugün diye ve buldum. Beyaz bir pantolon giyecektim ve üzerime de beyaz  desenli bir tişört ayağıma da beyaz süperstarımı giyecektim. Kahvaltı ettikten sonra üzerimi giyindim ayakkabılarımı giyip çıktım. Naz'ı almaya gidiyordum, Allah'tan uzak değildi evleri bir sokak vardı aramızda. Kapıyı Naz açtı."Kardeşim hoşgeldin gel içeri ben daha hazır değilim hemen giyinip geleyim." Dedi."hoşbulduk kardeşim."dedim ve içeri geçtim." Ya bu kız deli dolu çok seviyorum onu . Hep güleryüzlü, yardımsever ve dost canlısı çekingen birisi değil ve bu huyunu çok seviyorum. Çünkü ben bu yaşıma geldim hala çekiniyorum herkesten." Diye iç sesim konuşurken Naz geldi ve "Ben hazırım." Dedi ve yola koyulduk.

Ofise geldiğimizde yeni alışmaya başladığımız için bütün ilgi üzerimizdeydi. Tabi üzerimizde olucak sonuçta misafir gibi bir şeydik adı üstünde stajerdik. Sanırım ofisi yöneten o yakışıklı çocuk yoktu. Ortalarda gözükmüyordu. Nedense gözlerim onu aradı."Kendine gel Hayal noluyor sana?" Dedim kendi kendime ah olamaz gene başladım kendi kendime konuşmaya.

Naz ile yine ayırmıştılar beni. Lanet olası okul bi bitmedin beni kardeşimden bile ayırıyorsun burda. Neyse ki az kalmıştı burdan çıkmamıza, kavuşacaktım kardeşime.Lanet olası saatte geçmiyordu bir türlü.

***

Nihayet çıkabilmiştik o ofisten, iki saatimiz b*k gibi geçmişti. Güzelce o iki saatin acısını çıkardık Naz ile.

"Naz kardeşim nasıl geçti bensiz stajerlik?" Dedim gülümseyerek. "Yani iyiydi,fena değildi." Dediğinde üstüne atlayasım gelmişti, nasıl fena değildi ben orda sıkıntıdan patlıyım o fena değil desin çıldırmamak elde değil. "Öyle mii?" Dedim ve onu gıdıklamaya başladım, kahkahalarımız sokakta yayılmıştı. Sonunda durdum ve " Eğer bundan sonra sana böyle bir soru sorduğumda fena değil ya da iyi diye bir cevap alırsam daha kötü olur." Dediğimde ona alayla bakıyordum ve kendimi tutamayıp güldüm o da güldü.

Bugünümüz güzel geçmişti. Hele o ofisten sonra Naz ile kahkahalarımız ve o dondurmayı yememiz efsaneydi.

Ne kadar saçma her gün aynı şeyi yaşıyoruz değil mi? Ama mantıklı aslında ah gene saçmaladım.

Gece olmuştu, aslında tek Naz ile gülebiliyordum artık. Annemle babamın da umrunda değildim sanırım hep kendi hayatlarına bakıyolardı ve tabi kız kardeşimi gezdirmekle meşguller.

"Kızım uyudun mu? Kek ve meyve suyu var yemek ister misin ?" Dedi annem odam da olduğum için bağırmak zorunda kalmıştı. Sonunda aklına gelebilmiştim demek, bu bir mucize olmalı. Çok geçmeden iç sesimin konuşması bittikten sonra anneme cevap verdim. " Getir annem getir." Diye seslendim. Annem odaya girdiğinde teşekkür ettim. O da odadan çıktıktan sonra hunharca gömmeye başladım kek ve meyve suyunu.

Anneminde elinde ne varsa artık çok güzel yapıyor şu keki. Sadece kek mi ? Hayır her şeyi çok güzel yapıyor kadın. On parmağında on marifet.

***

Bugün alarm çalmadı. Kendim uyanmıştım, uyanınca saçı başı düzgün olan kızlar gibi değildim ama çok mutluydum sonuçta lanet bir alarm ve annemin sesiyle uyanmamıştım. Beni bugün kimse üzemezdi. Çok mutluydum.

Derken bir ses yükseldi.

"Haydi Hayal uyan artık işler seni bekliyor."
İşte bu ses annemin sesiydi. Yaa daha yeni mutlu olmuştum ben, niye mutluluğumu bozdun ki şimdi anne hee niye.

"Tamam anne uyandım zaten." Dedim üzgün sesimle.

Kahvaltı da hazır değildi. Anneme sorduğum da " Bugün pazar Hayal kahvaltı da senden işler de." Dediği anda yıkılmıştım resmen.

Evin içinde deli gibi bağırarak; "Kahvaltı hazır." Dedim küçük kardeşim Sena koşarak salona geldi ve "Ablacık bugün kahvaltı sendense kesin zehirleniriz." Dedi ve beni g*t etmişti birşey diyemedim. Sadece o korkunç bakışlarımı onun üzerinde bırakmıştım.

Arkadaşlar, votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayın ;)

Aşk Olsun (Çocukluk Aşkım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin