11

18 1 0
                                    

Medya; Hayal

Neyse ki rüyaymış. Sabah uyandığımda acaba gerçek miydi diye bir çok kez düşündüm ama gerçek olma ihtimali yüzde sıfır falandı. Nerden giricek ki benim odama. Hemde kendi isteyerek ayrıldı benden tekrar geri gelmesi saçma olurdu. Tabiki de rüyaydı.

Derin bir nefes aldım ve yataktan kalktım. Yüzümü de yıkadıktan sonra aşağıya indim. Kahvaltı hazırdı her zaman ki gibi.

"Kızım uyandın hele şükür seni bekliyoruz deminden beri." Dedi annem gülerek.

Bende bişey demeden masaya oturdum. Kahvaltımı ettim. Daha sonra Naz'ı aradım. Nerede buluşacağımızı sordum. Yine sokağın başında buluşup gidecektik okula. Yukarıya çıkıp güzelce üstümü giyindim. Artık özen gösteriyordum giyinirken. Üzerime siyah bir kazak, altıma da siyah kırmızı kareli eteğimi ve siyah kilotlu çorabımı giymiştim. Kırmızı beremi taktıktan sonra birde siyah kadife botumu da giydikten sonra evden çıktım.

Naz sokağın başında bekliyordu. Beni şöyle bir süzdükten sonra "Kızım bu ne lan taş gibi olmuşsun." Dedi ve güldü. Bende ona eşlik edip güldüm. Kankam gülüyorsa vardır bir bildiği.

Yolda giderken Atakan'ı gördük. Çocuk zengin abi, altındaki Ferrari ile yanımıza yaklaştı ve " Kızlar günaydın. Okula gidiyorsanız bırakabilirim hemde biraz sohbet ederiz." Dedi neşeli bir ses tonuyla.

Tabi Naz'ın flörtü olduğu için hemen kabul etti. Bende mecburen kabul etmek zorunda kaldım. Naz gittiği için bende gitmek zorundayım, okula tek başıma yetim gibi gitmek istemiyorum.

Naz ön koltuğa bende arka koltuğa oturmuştum. Onların konuşmasını dinlerken içim şişmişti. Aslında kıskanmıyor da değildim. 'Geberin' dedim içimden. İkisi birden bana döndü. Sanırım sesli söylemiştim. "A-aa şey size demedim telefonda birilerini gördüm onlara dedim yoksa sizinle ne alakası olsun. Yok yani sizinle bir ilgisi yok." Dedim ve çok konuştuğumu, konuştukça da battığımı anlayıp sustum. İkiside gülerek önüne döndü.

Okula gelmiştik. Sonundaa kurtulmuştum şunların acayip mutluluğundan. Aslında Naz benim kardeşim onun mutluluğu benimde mutluluğum ama kıskanıyordum işte. Gıcık şeyler sizi.

Atakan da şirkete gitmişti. "Ay kanka çok tatlı değil mi bu çocuk ya ölüyorum ona o bakışı var ya bitiriyo beni." Dedi Naz mutlulukla gülümseyerek. "Hıı evet aynen." Dedim umursamazca.

Derse girdik ve ilk ders matematikti. Bitmiyordu işte lanet okul. Bitmesine bir ay falan vardı. Ama o bir ay bir ömür gibi geliyordu. Zaman duruyordu sanki. Matematikten de bir bok anlamıyordum. Bazen dalıyordum bir köşeye, başlıyordum düşünmeye.

Ah nihayet bu matematik dersi de bitti. Ardından edebiyat, meslek dersleri falan filan derken bugün de bitmişti. Telefonuma mesaj geldiğinde hemen telefonu elime alıp baktım. Whatsapp'tan bir mesaj vardı. Bir an yüzüme gülümseme gelmişti.

Gönderen; Egemen
Hayal bugün işin yoksa buluşup bir şeyler yapalım mı?

Ne desem diye düşündüm. Aslında işim yoktu bugün gitsem güzel olurdu. Egemen'le de iyi anlaşıyorduk, yeni tanışmamıza rağmen.

Bende çok bekletmeyip 'işim yok aslında iyi olur.' yazıp gönderdim. Sonra saati ve nerede buluşacağımızı konuştuktan sonra telefonu kapattım. Zaten okuldan çıkıyorduk şimdi Naz'la.

Egemen de beni parkın önünde bekleyecekti. Her zaman ki yerimiz orasıydı. Nedense her şeyi orada yaşıyorum zaten. Naz'a da Egemen ile buluşacağımı söyledim. Oda hemen " oo işi pişirdin sen de iyice ne o hep bir buluşma falan." Dedi gülerek. Bende güldüm ve " bunu sen mi söylüyosun Naz kendine bak bulsan çocuğun içine düşücen." Dedim bu sefer kahkaha atma sırası bendeydi. Naz öylece bakakaldı bana, bir şey diyemedi. Diyemez tabi ne diyecek.

Aşk Olsun (Çocukluk Aşkım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin