l. BÖLÜM

511 16 6
                                    

Soğuk rüzgarın, geceden açık unuttuğum pencereden asabi bir şekilde vücuduma çapmasıyla ürkek ve titrek bir şekilde yatağımdan fırlamam bir oldu ki;
Bakıcımız Leyla sesleniyordu;

-Kahvaltı hazır Ayla Hanım, kahvaltı hazır Ece hanım.

-Tamam yüzümü yıkayıp geliyorum, derken bir yandan da kardeşim Ece'yi dürtüp uyandırmaya çalışıyordum, üzerine eşek ölüsü oturmuş gibi uyuyordu bir yandan tamam abla diyor bir yandan da yorgana daha sıkı sarılıp gözlerini sıkıyordu uzun uğraşlar sonucunda uyandırdım, yüzünü yıkaması için lavaboya kadar kucağıma aldım, kucağımda dahi gözleri kapalı bir şekilde uyanmama gayreti içerisindeydi..

Ece, yüzünü buz kesmiş kadar soğuk suyla yıkadığı halde gözlerini kapanıp kapanıp açılarak merdivenlerden beraber iniyorduk bir an burnuma ızgaralanmış sosis kokusu gelince koşkarak aşağı inmeye başladım bir kaç sosis ağzıma sıkıştırırken bakıcımızın sesisyle gülümseyip yavaşladım..

- Yavaş yavaş boğulacaksınız Ayla hanım.

- Çok güzel olmuş hergün yapsana bunu yumurta peynir ve süt içmekten içim kavruldu..

- Nasıl isterseniz Ayla hanım.

- Hanım yok, AYLA!

- Tamam nasıl isterseniz Ayla hanım.

- Leylaaaa! Neyse çok güzel duruyor sosisler ve kurt gibi açım, yine mi süt! Ben süt içme yaşını geçeli çok oldu.. Onu Ece içsin. Bana şekersiz kola ver.

- Ama ayla hanım..

- Annemin haberi olmaz merak etme aramızda sır hadi..

Ece hâlâ uyukluyordu masada, gözleri kapalı hâlde derken;

- Banane bende kola içecem yoksa anneme söylerim..

- Hayır Ece sütünü iç!

- Banane banane anneye söylerim..

- Anne Sarpla fotoğraflarınızı görse nasıl olur.. Bu arada sarp okulun en psikopat çocuğu ve çok midebulandırıcı geliyor bana, Ece bu çocuğa aşık üstelik aralarında 3 yaş fark varken.

- Tamamm tamamm pes ediyorum süt içecem.

- Söylersen sonuçlarına katlanırsın!

- Gıcık! Pislik! Seni hiç sevmiyorum.

Hiç umursamaz tavırlarla duymamazlıktan gelip, ızgaralanıp mükemmelleşmiş sosislerimi ağzıma doldururken bir yandanda kolamı yudumluyordum bir an da aklıma dün okula yeni gelen çocuk tak etti göz göze geldiğimizde kalbimin ritim değiştirmesi, keskin kaşlarının altında saklı olan korkutucu gözleri vardı söylemeden yapamıyacam, siyah gözleri bir o kadar da seksi gösteriyordu sosisleri unutmuştum bile, çizgili askeri yeşili baskılı beyaz gömleğinin yarıya kadar açık olması göğsünde ki kaslarını 4K harita gibi sergiye çıkarmıştı resmen, koyu gök mavisi hafif yırtık kot pantolon ve uzun konvers tipi ayakkabısı ve salaş bağlanmış bağcıkları bir insanı bu kadar seksi gösteremezdi tabi boynunda ışıldayıp göze çarpan ince başlıksız kolyesi.. Bu çocuk beni benden almıştı resmen..

Acaba çocuğun ismi ne? Nerden geldi? Niye geldi? gibi saçma salak sorularla dalıp gitmişken babamın süpriz diye kapıdan girmesi benim ölüm riskimi bir hayli yükseltmişti ki koşar koşmaz kendimi dünyanın en yakışıklısının kollarına bıraktım, sıkı sıkı sarılıp öptükten sonra Ece'nin mahsumca babam ile benim sevgi gösterimizi izlemesini fark eden babam gel sende gel ufaklık diyip öptü..

- Baba ufaklık ne ya koskocaman kız oldum.. diyip gözlerini sütünü dökmüş kedi mahsumiyetiyle kıstı..

- Tabi ki koskocaman kız oldun, Ayla'ya ufaklık dedim ben..

- Ooo babacım papucumuzu dama fırlattın.. diyorken

Bakıcı Leyla;
- Hoşgeldiniz Kemal bey, yorgunsunuzdur şimdi küvetinizi hazırladım.

- Yani senin haberin vardı babamın geleceğinden diyip haykırdım..

- Beyefendi söylememi istemediler Ayla hanım.

- BABA!

Kemal;
- Leylanın suçu yok. Süpriz yapmak istedim.. Neyse üstümü değiştirip prensese süpriz yapmaya gidecem, siz kahvaltı yapmaya devam edin çocuklar..

Ece;
- Hayır, banane bende gelecem Annemin yüz ifadesini merak ediyorum..

- Sütün olduğu gibi duruyor küçük hanım.. diyerek yukarı çıktı dünyanın en yakışıklısı.. Oturup yeni gelen çocuğu düşünmeye hayallere dalıp gitmeye başladım..

- Ece'ye gelen mesajın ardından telefona baktı ve bir anda dünyanın en mutlusu oldu sanki.. mutluluktan ortalığı dağıtırken Leylada bir yandan topluyor ve düzenliyordu..

Ecenin şımarıklığı babamın haykırmasıyla son buldu..

- ECEE!! Leyla'yı yorma!

- Taa-ta-taam tamam baba.

Sonunda babamın gelişiyle artık Ece'nin şımarıklığını çekmiyecektim, zaten Leyla da epey bir yorulmuştu ailenin şımarık çocuğu yüzünden.

- Ben prensesimize süpriz yapmaya gidiyorum diyip çıktı evden ve ben şaşkındım babamı ilk kez üniversite öğrencisi gibi giyinmiş halde gördüm 38 yaşındaydı ama hâlâ 25 yaşında gibiydi, beyaz sportif ayakkabısı, yırtık kot alttan bir kat katlanılmış kapisi, geniş omuzlarını ortaya çıkartan salaş beyaz tişörtü ve ve gözlerini saklıyan altıgen siyah çerçeveli güneş gözlükleri mükemmelleştirmişti resmen babamı zaten yakışıklıydı ama daha feci olmuştu..

Ecenin bilgisayar ve müzik tutkusu beni çıldırtıyordu müziği yüksek ses açıyordu bağırmama rağmen sesi kısmıyor, benim sesimin müziğe karşı hafiflemesi için sesi daha fazla yükseltiyordu...

Neyse ki annemler geldi ohh bee derken, içten serserice kahkaha ata ata içeri geçip L koltuğa yığıldılar yanlarına gidince burnum sızladı leş gibi kokuyordular belli ki epey içmişlerdi, bal gibi sarhoştular.. Annemle babamı izlerken, Ece'ylen en son birlikte gülmekten yanaklarımız ağırıyordu diye hatırlıyorum sanırım sonra uykuya dalmışız ki; Babamın öpücüğüyle uyandım yine şaşkındım yaşıyormuyum dedim kendi kendime baba bir tokat patlatsana diyip hâlâ Ecenin gözlerine bakıyordum ilk defa Eceyi uyandırmakla uğramamıştım, şaşırdım bunun altında birşeyler vardı da neyse yakında çıkar kokusu..

Uzun süre sonra Ailece kahvaltı yapıyorduk, bir yandanda yeni gelen çocuğu düşünüyordum..

Ece;
- Hadi baba geç kalacaz okula..

- Sütler bitmeden hiçbir yere gidilmeyecek!

Ece tek seferde sütü bitirmişken ben yavaş yavaş zorla içip bitirmeye çalışıyordum..

Okulun önüne gelince babam beni öpüp dikkat etmemi söylüyordu.. Babam Eceyi öpeyim diye düşünürken arka koltuğa döndü, Ece çoktan inmişti. Ece'nin aceleyle okula gitme isteği babamın onu öpmeden hızlıca arabadan inip gözden kaybolması beni kuşkulandırıyordu Ece için korkuyordum..

Gözüm duvardaki mavi kırmızı yanıp sönen ışığa takıldı arkamı dönünce okulun önünde 2 sivil 1 resmi polis aracı vardı ve okulun içinden iki koluna da polisler girmiş halde kollarında yeni gelen çocuğun geldiğini fark ettim, yeni gelen yani seksi çocuğu boynunu sıkıca tutup kafasını aşağı eğdirip polis arabasına bindirdikten sonra başta resmi araç olmak üzere okulun bahçesinden çıkıyordular arabanın filmli camlarından içinde hafif belirten çocuğun siyah ve korkutucu gözleri gözlerime çarptı yine ürkmüştüm bu çocuk beni benden koparıyordu ve araçlar hızlıca gözden kalboldular.

Bir an gözlerim dolmuştu göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyor boğazım düğümlenmiş çenem titriyor halde buldum kendimi ama neden? o çocuk hiçbirşeyim değildi ismini dahi bilmiyordum..



KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin