Sarp
- Yayılmıştım.. Aylayı aramak için arabaya doğru kalkınca - Aga nereye? - Arabadayım.. Öksürünce ciğerlerim çıkacakmış gibi oldu tükürünce kırmızılığı fark ettim gülmeye başladım - Öleceksin Sarpp öleceksin.. Kah-kah-kahah, kapıyı açıp direksiyon koltuğuna yerleştim, telefonu alıp Aylayı çevirdim aranıyor... Telefon çalıyordu, cevap vereceği yoktu telefon açılmıştı.. Aloo?.. cevap yoktu tek gelen ses zevkten bağıran Aylanın sesiydi, kaşlarım çatılmış yumruğumu sıkmıştım, - Seninim Ateş. Gözlerimden ateş, kafamdan duman çıkacakmış gibiyim kafayı yiyecem. Kornaya deliler gibi basıyordum, kapıdan ilk çıkan Ceyhundu sonra Polat-Tarık. - Agaa? Bir şişe aç gel. Kafamda ki kaostan kaçmak mı desem, bilmiyorum ama sus gibi içmiştim koskoca viskiyi..
ATEŞ
Bu sürtük tahmin ettiğimden daha kolaymış, Sarp piçi şimdi kudurmuştur diye usumdan geçirirken uzanıp paketten bir sigara çıkardım çakmağı arıyordum, sürtük bir anda sigarama doğru çakmağı ateşledi ilk dumanı suyun altından çıkınca aldığım oksijen kadar sevgi dolu içime çekip geri yaslandım, kafası omuzumda beni izliyordu dudaklarına odaklanınca sürtükte ne güzel ve dolgun dudaklar varmış diye usumdan geçirdim, - İlk anımızı oluşturmaya hazır mısın? Mal gibi suratıma bakıyordu - Telefonunu çıkar ölümsüzleştirelim, telefona uzanıp ekran kilidini açtıktan sonra ön kamerayı açtı poz vermeden önce çarşafı göğüslerine örttü sonra telefonu kaldırıp bir-iki fotoğraf çektikten sonra dudaklarını dudaklarıma ulaştırdı telefonu köşeye bırakmıştı, kendi telefonumu elimi uzattığım gibi bulmuştu dudaklarımı dudaklarından ayırmadan bir elimle çarşafı sıyırıp göğüslerini avuçladım gittikçe aşağı indiriyordum çarşafı elimi bacak arsına ulaştırınca telefonu kaldırıp iki-üç fotoğraf yakaladıktan sonra telefonumu fark etmeden köşeye bırakıp sevişmeye devam ettim bu sürttük doymuyordu ve beni delirtiyordu..
AYLA
Telefonum ekranında Miranın fotoğrafını görünce ayrılmak zor olsa da dudaklarımızı ayırdıktan sonra telefonu elime alıp Ateşe sessiz ol dedikten sonra telefonu açtım.
- Ayla?
- Efendim,
- Nerdesin?
- Kafamı dağıtmam gerekiyor biraz sonra anlatırım olur mu?
- Son zamanlarda gözden kaybolmaya başladın, hadi bakalım.
Telefonu kapattıktan sonra hiç düşünmeden dudaklarımızı tekrar birleştirdim..
Havluyu sırtıma dolayıp duştan çıkmıştım, Ateş aşağıda ki banyoda duş alıp yukarı çıkıp giyinmişti, hızlı olduğunu yatakta fark etmiştim diye usumdan geçirince bile utanmıştım..
- Aşağıdayım..
Tamam.. Giyinip aşağı inmiştim elimi tutup arabaya doğru yürümeye başladı ama arabaya binmemiş garaja doğru yürüyorduk elimi bırakıp garaj kapısını açtı, üç arabası vardı dışarıda olan arabayla beraber dört, gözlerim açılmıştı. Araba markasından anlamıyorum ama en seksi olan arabaya binmişti arabayı garajdan çıkarıp arabadan inip garaj kapısını kapattı sonra gelip kapımı açıp binmemi bekleyip bindikten sonra kapıyı kapatarak direksiyona geçti.
- Söyle bakalım ne yapmak istersin?
Hiç düşünmeden çılgınlar gibi eğlenmek, dedim. Gaza yüklenip bahçeden çıkmıştı tabi benden çığlık sesleri eksik olmamıştı, - Kemerini tak. Kemerimi taktığım gibi kafam vücudumla beraber geriye doğru gitmişti saatler birbirini kovalıyordu, resmen şehrin her yerini dolaşmıştık, telefonum çalıyordu -Dur-dur..Arabayı köşeye yanaştırıp durmuştu, babam arıyordu, derin nefes alıp telefonu açtım. - Efendim - Neredesin - Cafe'de, birazdan gelirim. - Hemen bekliyorum! Dedikten sonra telefonu kapatmıştı. Babamın bu tavrı canımı sıkmıştı babam hiç kızmazdı habersizce bir hata mı yaptım acaba diye usumdan geçirirken, - Canım? - Eve gitmem lazım. -Peki. - Yardım edebileceğim? - Şimdi hız yapmanın zamanı, demez olaydım, uçuyorduk resmen abartısız iki dakika içinde evin önündeydik Ateşin gitmesiyle babamın kapıyı açıp sert bakışları bir oldu, - İçeri geç çabuk! İçeri geçince tüm ailemin beni öldürmek ister gibi duygularla oluşan yüz ifadeleri gözlerimi doldurmuş kıllarımı diken-diken yapmıştı, annemin sinirli değil de kırgın ve neden diyen yüz ifadesi vardı çaresiz gibi bakıyordu, korkarak ufak adımlarla içeri doğru ilerledim..