Bu psikopat çocuk neden benim için bu kadar önemli olmuştu ki? Bunun ismi aşkmıydı acaba...
Saçmalama Ayla! Ne aşkı, Sarp'tan nefret ederken Sarp'ın kopyasına neden aşık olayım ki üstelik ismini dahi bilmediğim birine.. Kendi kendime söylenirken yani saçmalarken o geldi kalbim durdu sanki nefes alamıyordum öldüm ama gömülmedim. Bu çocuk bir an şair'e dönüştürmüştü beni. Göğüsü yarıya kadar açık, beyaz çizgili siyah gömleği baya seksi gösteriyordu, ben bu çocuğa fepfeci tutulmuştum ama neden..? Göz göze geldiğimiz an dondum kaldım, saniyeler içinde renkli gözlerine haps olmuştum. Hızlıca okulun bahçesine girdi ağzındaki sigarayı sert bir şekilde umursamaz tavırlarla fırlatıp hızlıca okula doğru yürümeye devam etti sigarayı fırlatığında parmak gücüyle rüzgara kafa tutuyordu sanki yada ben abartıyordum. Peşinden gitsem mi? gitmesem mi? takip etsem mi? etmesem mi? diye her zaman ki gibi saçmalıyor kendi kendime konuşuyordum ki..
- Şştt, öğrencimisin? Bu soru resmen kanımı dondurmuştu.
- Ee-vve Eveett.
- Konservatuar nerde?
- Caff-eteryanın arr-kasında. Karşısında adeta dilim dönmüyordu..
Konservatuarı arıyordu böyle bir tipten ressam, müzisyen veya oyuncu olur mu? Aslında bu karizmayla oyuncu olunur tabi ki. İnsan bir teşekkür ederdi ya..
Bu karizma zaten bir teşekkür, teşekkür etmesende olur - Rica ederim. Kendi kendime konuşuyordum yine, acaba herkes benim gibi kendi kendine konuşuyormudur diyerek hâlâ saçmalamaya devam ediyordum.. Telefonumun çaldığını fark ettim dünyanın en yakışıklı adamı arıyordu..
- Efendim babacım..
- Nerdesin? eve gidiyorum gelecekmisin?
- Okulun bahçesinde oturuyorum.
- 5 dakikaya ordayım.
- Hayır. Dersim var ben mirayla beraber dönerim baba öpüyorum..
Kulaklığı takmış müzik dinleyip ritme kulak veriyordum..
En yakın arkadaşımın dürtmesiyle kulaklığımı çıkardım, bu arada en yakın arkadaşımın ismi Mira antreman amaçlı ingilizce konuşuyor bu arada bende yabancı dil okuyorum 2.sınıfım..
Mira;
- Come on, Ayla will be late for class.
( hadi Ayla derse geç kalacaz.)
Kalkıp kulaklığı çantamın küçük cebine sıkıştırdım sonra Mira'nın koluna girdim, okula girdik sınıfa doğru yürüyorduk okula yeni gelen çocuğu anlatsam mı derken Mira sınıfın kapısını çaldı içeri girip arkadan üçüncü sıraya kurulduk, Mira'yı dürttüp okula yeni gelen çocuğu gördün mü? dedim..
- No
- Miraaaa! Lütfen kendi aramızda bari ingilizce konuşma..
- Tamam olur kusura bakma canım, kendimi fazla derse verdim sanırım özür dilerim.
- Neyse.. Okula yeni gelen bir çocuk var. Çocuk resmen beni hipnoz etti konservatuar okuyor sanırım.
- Nerden biliyorsun?
- Bu gün konservatuarın nerde olduğunu sordu.
-Eeee
- Cevap verirken dilim dönmüyordu, yakışıklı, kaslı ve renkli gözlü bir çocuk. Beni benden alıyor ama anlıyamadığım birşey var; Çocuğun ismini dahi bilmediğim halde göz göze geldiğimizde kanım çekiliyor, kalbim atmıyor sanki..
- Bunun adı aşk kızım.
- Saçmalama ne aşkı daha çocuğu tanımıyorum bile..
- İşte bu yüzden bunun adı aşk, ismini bilmiyorsun tanımıyorsun ilk kez görüyorsun ve kalbinin ritmini değiştirebiliyor..
