VII.BÖLÜM

74 3 0
                                    

Gözlerim açılınca ilk aklıma gelen Ateşti bu gece nasıl gelecek ve nasıl bitecekti, küçük kız çocukları gibi bayram heyecanı yaşıyor gibiyim ama elim kolum bağlı kapıda kapı zilinin çalınmasını ve şeker tabağı uzatma görevini üstlenmiş gibiyim lanet olsun. Ne giyineceğime karar vermeden telefonuma gözüm kaydı, arayan Miraydı ardından kapının açılmasıyla Ece de odaya giriş yapmıştı ki bende bunlar ne zaman gelecek diyerek telefona cevap verdim neyse ne giyineceksin diye telefonu açan Miraya da teşekkür ederim. - Bilmiyorum, abartma sıradan giyinecem. Mira şaşırarak - Sen değilmiydin Ateşin üzerine şerbet döker gibi anlatan, ne oldu? - Bilmiyorum.. Mira sinirlenmişti - Kess sesini geliyorum. dedikten sonra telefonu yüzüme kapatması. Eceye dönerek, -Sanada günaydın ablaccıımm.. Ece, - Boşver günaydını, seni arabayla mı alacak? - offffffff - Ne giyineceksin? - YETERR! Delirecem sıradan bir çocuk niye bu kadar büyütüyorsunuz.. - Mira böyle düşündüğünü söylememişti, 4K felan dedikten sonra gülerek odadan dışarı kaçtı. Bir kaç dakika sonra Mirayla birlikte tekrar odaya geldiler aslında kaçmamış kapıyı açmaya gitmiş..

SARP

Mekanda uyuya kalmışız kafam Ceyhun'un bacaklarının üzerindeydi içmeyi abartmıştım galiba kafam çok pis sızlıyordu kafama darbe almış gibiyim, kapı neden açık diyecektim ki Tarık yiyecek bir şeyler almıştı, kapıdan girdi. Polat gazeteleri kurduktan sonra elim cebime gitti telefonumun şarjı bitmişti diye usumdan geçirmiştim ki güç düğmesine basılı bıraktığım parmağımdan bir kaç saniye sonra telefonda logo belirmişti açılmasını beklerken Tarık-Polat-Ceyhun küçük soframızı hazırlıyorlardı, telefon açıldı şarjım azdı diye düşünmez olayım, mesajlar, bildirimler hiçbirini okuyamadan telefon kapandı. Ceyhun'un elinden domatesi alıp telefonu ona uzattım arabada şarja tak demeden arabanın anahtarını verdim, küçük ama güzel soframız hazırdı domates, salatalık, beyaz peynir, zeytin birkaç tane de simit derken mayıştım..

ATEŞ

Babam zengin bu yüzden bende zenginim annem ben 3 yaşındayken öldü. Babamın 1 arabası olamasına rağmen bende 4 tane var zevkime düşkünümdür para harcamaktan çekinmem çünkü bir gün öleceğimi biliyorum harcamadıktan sonra para ne işe yarar ki? Bu okula gelme sebebim belli Sarp piçi burada okuyormuş, 13 yaşına kadar bu piç ile dosttuk ve komşuyduk ki kibri yüzünden yaptığı pisliklerden ben kurtarırdım. Bir gün ben kurtarmadan, bir hırsızlık olayında suçu bana atması sahte, evrak, sahte şahitler, derken 5 yıl 13 gün hapis yatmıştım hayatımın 5 yılı ellerimden kayıp gitmişti hapiste değişmiştim yüzüm keskinleşmiş, omuzlarım genişlemişti ağırlık kazanmıştım epey dost edinmiştim. Şimdi o piçin burnundan getirmeye bu lanet yere geldim, birkaç gün aynı kızla takıldı ve ben bu kızın kim olduğunu buldum. Bu akşam o sürtüğün aklını alacam, umarım bu sürtük o züppe için önemlidir. Bu halükarda Sarp züppesinin de aklını almış olacam.. 

   Dakikalar bir birini kovalıyor saat ilerliyor tik-tak tik-tak tik-tak.. Ve sahile gitme zamanı gelmişti, arabanın kapısını açmadan karşıda ki çiçekçiye gözüm çarptı beyaz güller efsaneydi ama beyaz gül yetermiydi, aslında Sarp züppesine ıslanmış bir kız ne kadar zor olabilirdi ki, yine de işimi garantiye almayı severim,  100m ilerde ki ışıldayan ufak dükkan, gümüşçüden aldığım kolye sanırım yeterli. Sahile gelince banklarda oturan onlarca kız vardı, telefonu çıkarıp yeşile basınca, denizin mavisinde kaybolmuş gibi dalıp giden kızın telefonu çaldı, kırmızıya basıp. Giyinişini beğendim sürtük, zevkliymişsin. Yanına yaklaşıp beyaz gülü uzatınca gözlerim denizde seyir eden balıkçı salındaydı oysa gülü hiç fark etmemiş kafasında yeni dünya tasarlıyordu sanırım. 

- Ayla?

- Haaa.. geri çekilip ürkmüştü.

- İyimisin?

- ....iyiyim.

Gözlerimle havada duran elimi işaret edip;  - Senin kadar güzel olmasa da alır-mısın lütfen.. 

- T-eeşekkürler.

- Rica ederim.. Hızlıca atan kalbini gözlerinden okuyordum göz bebekleri büyümüş, elleri sabit kalmıyordu ve yüzüme bakamıyor gözleriyle yerde para arıyor gibiydi.. Sanırım hiç yorulmayacaktım. - Oturalım, - Olur.. Kurulmuştuk bile iskelenin betonuna, - Burayı kasıt etmemiştim ama ayaklarımı sarkıtmak iyi geldi. İlk günü hatırladın mı? İlk gün ilgimi çekmiştin dediğim gibi sevincini yüzünden okudum resmen, çok güzelsin. Gözleri yerinden çıkacakmış gibi gözlerime baktıktan sonra hızlıca önüne döndü, - Teşek-kürl-eer, - Rica ederim. 

    Bununla fazla uğraşamazdım, direkt hızlıca başlamayı seçtim, - Hızlı olacak galiba; Benimle olur-musun?..... Cevap vermeyince taktik kullandım, yanından olabildiğince yavaşça kalkıp evet demesi içim adımlarımı atacaktım ki arkamı dönmeden istediğim olmuştu; - Düşünmek dahi istemiyorum. - Anlamadım? - Evet, demesiyle kalkıp sarılması bir oldu, sıkıca sarılıp sevgi gösterisi yapıyordum yüzümde çirkin bir tebessüm oluşmuştu, kollarımız çözülünce cebimdeki kolyeyi takmak için arkasına geçtim saçlarını kaldırıp kolyeyi takmama yardımcı olmuştu, kolumu arkasından dolayıp omuzlarından boynuna doğru parmaklarımı değdirip arabama doğru yürümeye başladık kapıyı açıp binmesini bekledim sonra kapıyı kapatıp direksiyona geçtim. Arabayı çalıştırıp ilerleyince nereye demek yerine yüz hatlarımı inceliyordu galiba yol boyunca kafası bana dönüktü, kırmızı ışığa denk gelmiştik ki hızlı bir şekilde dönüp tesadüfen olmuş gibisinden dudaklarımızı birleştirdim. Eve gelinceye kadar kafasını cama yaslamış, gözleri aynı noktaya takılı kalmış şekilde yolu izliyordu. Eve gelince hiçbir değişme yoktu aynıydı, kapısını açtığım gibi dengesi sarsıldı ve tutup - İyimisin? dedikten sonra gözleri gözlerimi buldu göz rengi kaybolmuştu, tümünü göz bebekleri kaplamış, siyahtı. 

   Kucağıma alıp eve girdim merdivenlerden çıkıp yatağıma uzandırdım, benim bu kızla başım dertteydi. - Duş almak ister-misin? - Bilmem. Bu cevabın altında kocaman bir evet yatıyordu, banyoyu parmağımla işaret edip ben atıştıracak bir şeyler hazırlarken sende duş alırsın. Atıştıracak bir şeyler hazırlamak için aşağı indim.. 

AYLA

   Ateşin büyüsüne kapılmış cayır-cayır yanıyorum ve sanırım bunu çok fazla belli ediyordum. Kahrolasıca elim ayağım tutmuyor, buz kesmişti tüm bedenim. Şuan onun evindeyim ve duş almamı istedi aslında ılık bir duş rahatlamamı sağlar, sanırım, neden rahatlamak istiyordum bilmiyorum. Yavaş-yavaş, dalgın-dalgın üzerimdekileri çıkarmıştım anadan doğma çıplaktım. Sanki evde bir tek ben varmışımcasına  rahattım ki merdivenlerden gelen sesle hızlıca duşa girdim, içimde ki şeytan; '' çık duştan, bedeninin Ateşi tahrik etmesini sağla diyordu.'' Saçlarımdan süzülen su damlacıklarının kasıklarımdan süzülmesini izlerken bir yandan da içimde ki şeytana hak veriyorum. Kapıyı açtım ıslak bedenime hiçbir şey örtmeden odaya girdim ki Ateş yoktu. Yanmak istiyordum tekrar duşa girip Ateşin odaya girmesini bekledim, lanet olasıca, - Geleceği yok. - Ateşşşşş, - Efendim, ne söyliyecem diye usumdan geçirmiştim ki; - Suyu ayarlıyamıyorum, kapı açılmıştı ardından duş kapısının açılmasını beklerken kapının önünde durup nasıl yapacağımı anlatmaya başladı. - Olmuyorrrr, sen yapsan? - Peki, dedikten sonra kapıyı açıp bana bakmadan suyu ayarlayıp test ediyordu, bedenimi ellerine değdirince gözleri bana döndü bedenimi inceliyordu, yavaş-yavaş doğruluyordu, doğrulurken dudaklarımız yakınlaşmıştı nefesini burnumda hissediyordum, gözleri gözlerimin içindeydi. Elimin çarpmasıyla suyun açılması Ateşi ıslatmıştı gülerek usumdan geçirerek tam da istediğim buydu; Dudaklarımız birleşmiş, elleri bedenimde gezinmeye başlamıştı..


KAOSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin