Multimedia: Su
Sabah erken kalktım.Hemen duşa girdim.Çikolata kokulu harika bir jel ile yıkandım ve çıktım.Hava güzeldi.Dolaptan şortum ve göbeği açıkta bırakan tişörtümü çıkardım.Ardından saçlarımı kuruttum ve düzleştirdim.Zaten uzun olan saçlarım düzleştirnce biraz daha uzatı ve belimi geçti.Seçtiğim kıyafetleri giydim.Makyaj masasına oturdum ve rimel ile kirpiklerime şekil verdim.Tam göz kalemi çekicekken telefonum titredi açıp mesaja baktım.Tuna'dandı.
-Bu gün için planlarım var Can'da haber vericem 2 gibi hazır ol.
Cevap vermeden kalem çekmeye devam ettim.Son olarak kırmızı rujumuda sürdüğümde hazırdım.Aşağı indim.Kahvaltı hazırdı Sibel abla çayını içip bir dergiyi karıştırıyodu ama Can ortalıkta değildi.Masaya oturdum ve başlayabilirmiyim dercesine Sibel ablaya baktım."Başlayabilirsin tatlım Can geç kalkar onu beklersek aç kalırız."Bende yemeğe başladım.Tabağımdakiler bitmek üzereyken Sibel abla "Azracım ben 1 belkide 2 hafta yokum Tuna o sürede burda kalıcak ve ev tamamen sizin olucak ama bana haber vermeden parti yok anlaştık mı bebeğim." Hani tuna neyse o zararsız ama Can denilen köpekle beni başbaşa bırakıyolar töbe töbe ya.O sırada Can aşağı indi.İkimizede günaydın dedikten sonra bu müjdeli(!) haberi verdi."En yakın arkadaşım ve bir prensesle 2 hafta bana uyar" dedi ve pis pis sırıttı.Sözün anlamını sadece ben anlamıştım sanırım.Yemeğim bitince yukarı çıktım.Kulaklıklarımı taktım ve Zakkum Ben ne yangınlar gördüm şarkısını dinlemeye başladım.Sonra uyumuşum.Can'ın sesiyle uyandım.
"Tuna geldi hadi çıkıyoruz kalk."
"Emredersin."
"Ya hadi işte uzatma saçını başını düzelt çıkalım senin keyfinimi bekliyicez biz."
"Tamam ya kalktım işte ne bağrıyosun."
Can gidince (şükürler olsun ) bende lavaboya gittim.Makyajımı tazeleyip saçımı düzelttim.Ayakkabı dolabından şortum ile uyumlu kot mavisi sandaletlerimi çıkarıp giydim.Aşağı indiğimde Tuna ve Can konuşuyodu.
"Ben hazırım çıkalım." diyerek konuşmalarını böldüm.Tuna beni görünce ister istemez gülümsedi.Noluyoz???
"Tamam kimin arabasıyla gidiyoruz?"
"Senin arabayla gidelim Can benimki evde."
Tuna da Can'da 18 yaşındalardı yani ehliyetlerinin olması normaldi.Gerçi ikiside zengin bebeleri isteseler parayla bana bile ehliyet alabilirler.Her neyse hep beraber evden çıktık.Tabi Sibel ablanında olaydan haberi vardı.
"Nereye gidiyoruz?"
"Önce sana güzel biyerde öğle yemeği yediricez sonra nereye canımız isterse artık Mersin'lisin her zaman dışarıda olucaksın bu yüzden çok acele etme."dedi Tuna
"Tamam" ön koltuğun kapısını açtığım anda Can oraya oturdu.
"Yaa kalksana Can ben oturucam oraya"
"Arkaya güzelim hadi hadi bekleme yapma."
Bende tıpış tıptş arka koltuğuma oturdum.Onlar maç konuşmaya kendilerini kaptırmışlardı.Tam onları dinlemeye başlıyıcakken telefonum çaldı.Arayan Su.Benim canımdan değerli kardeşim dediğim diyebildiğim her zaman güveniceğim tek insan.Açtım.
-Alo
-Azraaaaa!!1!!1 seni çok özledik kızım insan bi arar dimi? Neyse nasılsın bebeğim ?
-Çok iyiyim tatlım bende sizi çok özledim.
-Nasıl gidiyo Mersin'de hayat?
O sırada Tuna ve Can'da beni dinlemeye başlamışlardı.
-Daha dün geldim kanka sakin biraz nefes alaydımda öyle sorsaydın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
Teen FictionSecimler insani hep yanlisa goturur.İki kisi arasinda kalmak...Kendi evinden uzakta olmak... O'nun icinde zordu.Bir pisligemi asikti?Yoksa baska bir pislige mi?