Su Hayaleti

48 2 0
                                    

Bu hikaye tarafımca "The Water Ghost" adlı çalışmadan esinlenerek yazılmıştır.

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar...
Deniz kıyısında bir ev fikri herkesin kulağına hoş gelir. İnsanların gürültüsünden uzak, dalgaların ve kuşların sesleriyle uyanmak, günün geri kalanındaysa kendini doğaya teslim etmek... İşte böyle bir istekle yola çıkan halam deniz kıyısında bir ev satın almıştı 2 sene önce. Ev oldukça eski olduğu işin ilk yaz ayını ustalarla birlikte evi restore etmekle geçirmişti. Yalnız bir kadındı, evliliğe hiç sıcak bakmazdı. Ne yapıyor olursa olsun yalnız başına yapmaya alışmıştı ve onu rahatsız etmiyordu. Oldukça kafa dengi biriydi aynı zamanda, eğlenmek nedir çok iyi bilirdi, onunla vakit geçirmeyi ailecek severdik zaten nadiren vakit ayırabilirdi bize. Çok yoğun bir tempoyla harıl harıl çalışırdı. Tabii bunlar geçmiş zamanda yapılan birer eylem olarak kaldı. Halam geçen yaz boğularak öldü. Nedenini kimse anlamamıştı, iyi bir yüzücüydü ve sakin bir denizdi yüzdüğü. Kıyıdan fazla uzaklaşmamış olmasına rağmen bir şey onun ayaklarını yerden kesmişti, önce çırpınmasana sonra da can çekişip ölmesine neden olmuştu. Çevredeki diğer evlerde yaşayan birkaç komşusu olanları görüp ambulans çağırmıştı. Fakat her şey için çok geçti, genç ve güzel bir kadın olan halam dünyamıza veda etmişti.

Bu yaşandıktan sonra babam uzun süre kendine gelememişti. Ailecek çok üzgündük. En büyük ablam halamla aralarında az yaş farkı olduğu için bizden daha iyi anlaşırdı, en çok da o üzülmüştü. Ben ortancaydım, bir de benden 6 yaş küçük erkek kardeşim vardı. Annem, babam ve kardeşlerim... Başka kimsemiz yoktu. Halamın da durumu bizden farklı değildi , bu nedenle yazlık babama kalmıştı. Ne kadar tereddütlerimiz de olsa kabul etmiştik yazlığın bizim olmasını. Bu yaz ekonomik nedenlerden dolayı birçok şeyden kısmak zorunda kalmıştık. Her sene çıktığımız yurt dışı tatilini iptal etmiş, yazlığa gitme kararı almıştık. Herkes için en iyisi bu olacaktı. Kardeşim internetten , ben arkadaşlarımdan uzaklaşacaktım. Bunun iyi tarafı kitap okuyup, ders çalışabilecektik. Ablamsa ders çalışmaya evde kendini en çok kaptırması gereken kişiydi çünkü önümüzdeki sene üniversite sınavına girecekti. Annem bahçe işleriyle ilgilenmeyi epey severdi, yazlık herkese bir şeyler sunuyordu anlayacağınız.

Babam arabayı sahile doğru sürerken gergin görünüyordu. Kısa aralarla derin nefesler alıyordu. Onun için zor olduğunu biliyorduk ama bununla yüzleşmesi şarttı. Annem onu sakinleştirmek için üstün bir çaba harcıyordu. Yazlığın bulunduğu siteye geldiğimizde benim de içimi tuhaf bir his kapladı. Burada ters giden bir şeyler vardı. Topluca arabadan indik. Valizleri sırasıyla eve taşıdık. Sitenin içi yeşillikti adeta küçük bir ormana benziyordu, geniş bir alandı. Evse... Büyüleyiciydi. Halamın neden burayı tercih ettiğini şimdi daha iyi anlıyordum. Klasik beyaz bir yazlık ev değildi, ahşaptan üç katlı ve ince işçilikle yapılmıştı. Girişin bile böylesine görkemli oluşu beni heyecanlandırırken içeri girip ışıkları yaktık. İçi de dışı kadar güzeldi. Kısa sürede yerleşip yorgunluğumuzu attık. Halamın kaldığı odaya kimse girmiyordu, bana kalırsa bir anlamı yoktu girilebilirdi. Sonuçta her yere saçılmıştı halamın hatıraları. Duvarlarda kendi yaptığı yağlı boya tablolar, evin her köşesindeki heykeller, buzdolabının üzerindeki magnetler... En önemlisi de onun dizayn ettirdiği bir evde oluşumuzdu. Yine de babama duyduğumuz saygısan dolayı o odaya girmiyorduk.

Dehşetin İçinde/Kısa Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin