Cemden beklemezdim... Her şeyim Cemin evine kalmıştı anahtarım, valizim her şeyim orda kaldı ama telefonumu yanıma almıştım. Saat gece yarısıydı. Kısa kollu pijama üstüm ayağımı göstermeyen bollukta beyaz bir pijama altı üstüme hiçbir şey almadan dışarı çıktım. Sadece ayakkabılarımı giyip çıktım. Ağlayarak Deniz kenarına ilerlerken aklıma Bartuyu aramak geldi. Belkide ona okulda tokat atmamdan sonra telefonumu açacağını sanmıyorum ama bir ihtimalle aradım.
Bartu telefonu açmıştı. Ona tokat atmama rağmen telefonu açması bir mucize... Burnumu çektim ve : Alo... Bartu: Alo?? Derin?? Telefonda ağlamaya başladım. Bartu: Noldu Derin ?? Göz yaşlarımı sildim ve normal ses tonuma gelerek : Bir şeyim yok ben biraz nezleyimde nezle olunca ağlarım... Bartu: Ağlar mısın ??... Ben: Ya ağlamıyorum. onun gibi bir şey oluyo. Ne saçma bir konuşma neyse direk konuya girdim. Ben: Bartu benim kalacak yerim yok. Telefonda uzun bir sessizlik olduktan sonra sessizliği bozmak için : İstemessen anlarım sonuçta okulda herkesin önünde sana tokat attım. Bunun içinde senden çok çok ama çoook özür dilerim. Bartu: Neyse önemli değil. Ee sorumun cevabı yok. Sanırım var bu bir hayır demek olsa gerek. Ben: Seninle konuşmam gerekiyo Bartu deniz kenarına gelebilir misin ?.. Sıkılmış gibi nefes verdi.. Bartu: Peki. En azından bu cevabı vererek beni mutlu etti. Deniz kenarına gelmiştim saat gece yarısını geçiyordu. Bir taksi geldi ce içinden Bartu çıktı. Hemen arkamı döndüm. Bartunun ayak seslerinden giderek yaklaştığını hissedebiliyorum. Bartu geldi. Ona döndüm ve tebessüm ederek: Merhaba. Bartu suratıma bakmadı öylece denize baktı. Ben: Bartu.. Neden bakmıyo suratıma telefonda öyle değildi. Telefonda benle konuşuyordu. Bende denize döndüm ve seyretmeye başladım. Bartu: Ne konuşcaz Derin gecenin bir vaktinde. Hemen ona döndüm. Bartu suratıma kızgın bir ifadeyle baktı ve suratımı incelemeye başladı. Tokat atılan yanağıma elini götürdü. Eliyle dokundu. Kızgın bir ifadeyle Bartu: Bunu sana kim yaptı böyle !!? Ben: Be...ben sana bunu anlatmak için geldim. Bartu ellerini dar kotunun ceplerine yerleştirdi. Derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım. Cemin bana tokat atmasını kızın bana tokat atmasını baştan sona her şeyi anlattım. Cemin geçtiği her kelimede elini yumruk yapıyordu. Son olarakta ona : Sen haklıydın Bartu. Sana güvenmemekle ve sana tokat atmakla hata ettim senden özür dilerim. Bartu kafasını denize doğru çevirdi. Hadi ama... Daha ne dememi bekliyor. Bartu tebessümle : Peki özürün kabul edildi. dedi. Sonra konuşmamız bitti. Görüşürüz dedi. Elini sallayıp gitti. Ama görüşücez. Hemen taksi geldi ben Bartu diye bağırdım. Bartu taksiye beklemesini söyledikten sonra koşa koşa yanıma geldi. Bartu : Ne oldu ?!! Ben: Ben sana bir şey söylicem aslında bunu sana telefonda söyledim ama sen cevabını vermedin. Bartu: Dinliyorum ? Ben: Kalacak yerim yok... Bartu: Hm.. Hmm ne demek şimdi ? Bartu: Peki gel. Tebessüm ettim ve dalgınlıkla ona sarıldım. Bartu bana sarılmadı çünkü şaşkınlık içindeydi. Bende hemen sarıldığımı fark edince boğazıma bir şey kaçmış gibi ses çıkardım ve : Ben özür dilerim. Bi..bilerek olmadı. Bartu boğazına bir şey kaçmış gibi ses çıkardı ardından: Ne..neyse sorun değil. Hadi gidelim.. Bartu önden ilerledi bende hemen arkasından geliyorum. Ilk benim geçmemi istedi hemen yanıma gelsin diye kaydım ama arka koltuğun kapısını kapatıp ön koltuğa oturdu. Gitmemiz gereken adresi söyledi. Hemen cüzdanından parayı çıkarıp ödedi. Bartunun evine geldik. Evde kimse yoktu belliki tek yaşıyordu aramızda bir konuşma geçmeden bana yatacağım yeri gösterdi. O kadar yorgundumki kafamı yastığa koyar koymaz uyudum.
