Halil o kadar ağırdı ki onu taşıyamadım. Gözlerimin kararması giderek arttı. Halili yerde omuzlarından çeke çeke sürükleyerek bir yere kadar getirdim. Yere düştüm ve nefessiz kaldım. Şuan bu son saniyelerim , son adımlarımdı belkide aileme kavuşucaktım , belkide onun oldukları yere gidicektim. Artık gücümü yitirmiştim. Ölmek benim için umut olabilir... Stresli hayattan kurtulabilirim , ama öbür dünyada yerim neresi ? Gözlerimi kapattım , ölmeyi bekledim. Biranda Erol'un sesi gelmeye başladı. DERİİİİİN !!! diye bağırıyordu. Hemen ayağa kalkmaya çalıştım ama olmadı her seferinde düşüyordum. Boynumda ki atkıyı Halilin ağzına sardım. Bunu biraz geç düşünmüştüm ama daha fazla zehirli hava soluması ona yararı olmayacaktı. Tepemde bulanık gördüğüm birisi duruyordu. Neydi bu ? Ölüyor muyum ? Bir anda ağzıma oksijen maskesi gibi bir şey geçirildi. Halile bakmak için döndüğümde yanımda yoktu. Halil !! Halil nerde !!!??? Kardeşim nerde !!!?? Biri beni kucağına aldı. Ama kimdi Gözlerim bulanık görüyordu. Bir ışık görüyordum ama hayata geri dönüş ışığı mı yoksa veda ışığımıydı ayırt edemedim. O...oksijen alabiliyordum. Hoh... gözlerimi açtım. Ağlayan sesler , oğlum diye çığlıklar... Gözlerim hala net görmüyordu. Giderek netleşiyordu. Bir ambulansın içinde serum bağlamışlar. Ellerim siyah , kıyafetlerim sipsiyah... Bir anda aklıma Halil geldi... Orda hemşire gibi giyinmiş bir kadın : Iyi misiniz hanımefendi ? Ben: Sa...sanırım iyiyim. Birsey sorabilir miyim ? Hemşire : Tabikide. Sizi dinliyorum. Ben : Kardeşim... Yani Halil o iyi mi ?? Hemşire : Kardeşiniz gayet iyi. dedi tebessüm ederek. Biranda derin bir nefes aldım. Ve yavaşça nefesimi verdim. O kadar mutlu oldum ki. Ben: Acaba onu görebilirmiyim ? Hemşire: Tabikide. dedi. Ayağa kalktım hemşire üstüme bir battaniye verdi. Serumu çıkarmadan gittim. Ambulansın yanına geldim. Kardeşim hala gözleri kapalıydı. Onunda yüzü simsiyahtı. Onun o haline içim gitmişti. Bana yaptığı kötülükleri bir anda unutmuştum. Yanına çıktım ve oturdum. Elinden sıkıca tuttum. Gözleri hafif aralanmıştı. Sarkık duran eli elimi sıkıca tuttu. Oksijen maske hala ağzında takılı kısık bir ses tonu ile Abla... dedi. Beni gör düğüne o kadar mutlu olmuştuki. Ağlamaya başladı. Ağlama lütfen duygulanıyorum , of lanet olası ağlamamı durduramıyorum. Sonra ordaki kişilere bir soru daha sormak istedim. Ben :Pardon bakar mısınız ? Itfaiyeden biri geldi ve : Buyrun hanımefendi. dedi. Ben: Acaba beni kim kurtardı yani ben tanıdık bir ses duydum ama sonrasını hatırlayamıyorum bile. Adam: Köşede oksijen maskeli oturan bir beyefendi kurtardı sizi. Beyefendi'ye girmemesi için o kadar direndik ki. Başaramayıp girdi kendisi. Ben: Teşekkür ederim. Adam geçmiş olsun diyip gitti. Adamın suratı simsiyah olmuştu. Ona öyle bakıyordum. Beni bu kadar kurtarmak kim isteyebilir. Bari gidip teşekkür etmeliydim. Beni hayata geri döndürdü. Hemşire ambulansın dışında bekliyordu. Bende yardım isteyerek indim aşağıya. Ve adama doğru ilerlemeye başladım. Nedense heyecanlanmaştım. Nedensiz yere , sebepsizce. Neyse geçelim hislerimi. Adamın yanına vardığımda. Ben : Beyefendi ben...ben çok teşekkür ederim. Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Size bir hayat borcum var. Adam konuşmuyodu suratımada bakmıyodu. Suratıda siyahlıktan görünmüyodu bile. Ama gözlerimin içine baktığında o kadar üzgün , kızgın ve bir o kadarda masum bakıyordu. Anlayamadım. Belkide anlamak istemedim. Ama ifadesi o kadar tanıdıktı ki. Her neyse. Belkide dinlenmeye ihtiyacı var. Adamın yanından uzaklaştım. Ve bir ses duydum: Derin... Olduğum yerde durdum...Hareketsizce...Kanım dondu... Yavaşça arkamı döndüğümde oksijen maskesini çıkarmış öksürüyordu. O...oydu E..Eroldu. Gözlerim doldu... Beni gerçekten seviyodu... Ağlamamak için o kadar tuttum ki kendimi. Ama daha kötü oldum. Benim için hayatını tehlikeye atan bir insan karşımdaydı. Yavaşça yürüdüm. Yanına vardığımda. Çıkardığı oksijeni tekrar ağzına koydum. Ben: E..Erol bunların hepsi benim için miydi ? dedim ağlamaklı bir sesle. Erol evet diyemedi ama kafasını salladı. Oksijen maskesini hala ağzında tutuyordum. Oksijen maskesi olabilirdi ama nefes alamadığım saniyeler içindeydim...