Olamaz..!

148 8 3
                                    

Alarmım kuruluydu sabahın köründe kalktım. Baktım Bartu okul formalarıyla beni koltukta bekliyor. Merdivenlerin başında gözlerim kısık saçlarım dağınık bir şekilde : Okula mı ? Bartu: Evet.. yanlız benim okul formalarım valizde ve valizim de Cemin evinde. Ben: Ben gelmicem.  Bartu: Neden ? Ben: Eşyalarım Cemin evinde kaldı almaya gidicem. Bartu: Hayır.

Ben: Bartu gitmem gerek. Bartu: Bensiz bir yere gidemezsin o çocuk sana tokat attı. Ben: Bartu bu olayı kendim halletmek istiyorum. Bartu derin bir nefes alıp geri üfledi.  Çantasını alıp evden çıktı. Bartu  çok inatçı. Neyse kendi isteğiyle evden çıktı. Bende hemen üstümü giyinip çıktım. Bir şey unuttum mu diye baktım. Unutacak sadece pijamalarım var onlar olsa ne olur olmasa ne olur. Evden çıkmadan su içmek için mutfağa gittiğimde orda 30 lira para ve üstünede not bırakmış. Kağıdın üstünde : Bu para senin. Yol parası. Bartu. diye yazıyo. Hemen aldım. Çünkü 5 kuruş param yok. Hemen evden çıktım ve taksi tuttum. Köşede müsait bir yerde inmesi söyledim ve 20 tl verdim.  Of geriye 10 lira kaldı neyse onun bir miktarıylada otobüse binicem. Evin önünde derin bir nefes aldım ve kapıya doğru ilerledim. Tam kapıyı çalcaktimki Cem kapıdan acele çıktığı için bana çarptı. Ne güzel bir karşılama (!) kendimi yerde buldum ! Kızgın bir şekilde yerden kalktım ve üstümdeki kirleri ellerimle silkeledim. Cem : De...Derin... Ben: Eşyalarımı almaya geldim ! dedim ve onu kenara iterek içeri girdim. Hemen ayakkabılarımı çıkarmadan yukarı çıktım. Herşeyimi çabucak topladım. Valizimi merdivenlerde çarpa çarpa indim. Cem: Derin nerde kalacaksın.. Ben: Senin olmadığın yerde kalıcam Cem !! Ayrıca bundan sanane ?! Seni ilgilendirmez !! Bu sefer onu tekrar kenara iterek dışarı çıktım. Cem: Ayrıldık... Durdum. Sinirle ona döndüm. Cem: Eylülle ayrıldık.. Ben: Banane !!! BANANEE ! ÖLSEN BİLE UMRUMDA OLMİCAKSIN !!! dedim ve sinirli bir şekilde sırtımı döndüm. Taksi çağırdım. Valizimi arkaya koyup arka koltuğa oturup sinirle kapıyı çarptım.  Taksideki adam bana yavaş kapa diye bir bakış attı. Bende utanarak: Pardon abi...  Sinirli bir şekilde Ceme tekrar bakış atıp kafamı yola çevirdim. Taksiyi kullanan adam arkasını döndü ve : Eee Ben: Ne demek "eee" ben mi söylicem nereye gideceğimizi. Taksideki adam : Eğer bir yere gitmek istiyorsan nereye gidecegini söylemen gerekiyo. Ben: Söyledim ya ! Taksideki adam : Valla abla senin söylediğin şey " Pardon abi " oldu. Öyle bir yer varsa gidiyim. Öyle bir yer ilk defa duyuyorumda.  Of ya tabi söylemedim. Ben: Pardon ya kafam biraz karışıkta. Taksideki adam : Tamam abla söyle sen nereye gidiceksen.  Ceme baktım ve hala kapının orda üzgün bir şekilde bana bakıyo. Söyledikten sonra tekrar Ceme tekrar sinirle baktım. Sonra taksi hareket etti. Benim istediğim yere geldik. Aaa ben otobüse binicektim... Tabiki tekrar 20 lira tuttu ve benim 10 liram vardı. Adam cebimden çıkardığım paraları gördü. Adam: Sorun değil. dedi. Elimden paraları aldı. Ben: Çok teşekkür ederim. dedim. İnip taksinin bagajından eşyalarımı aldım.  Ben: Kolay gelsin abi. Hayırlı işler. Adam: Eyvallah. dedi ve gitti. Telefonuma mesaj geldi. Haliden mesaj gelmiş ?? Yani kardeşimden. Halil mesajda : Abla acil eve gelmen gerekiyo. Ohoo gelemem para kalmadı. Mesaj olarak : Kusura bakma gelemem . Gelmek içinde param yok. Halil: Abla EV !!! Hemen aradım. Ben: Halil ne oluyo !! Halil telefonu öksürerek açtı : Abla ev yanıyo !! Ben: NE EV Mİ YANIYO !!! NERDESİN SEN !! Halil öksürmekten konuşamıyodu. Telefonda bağırarak : HALİİİL ! Hemen Valizimi Bartunun evinin önünde bırakarak koştum.  Yorulmadan , yıkılmadan koştum.  Ağlaya , ağlaya koştum.  Oraya varana kadar hiç durmadan koştum. Mahallemize yaklaştığımda ambulans sesleri,  itfaiyenin su püskürtmesinin suları görünüyordu. Polisler etrafı sarı kâğıtlarla çevrelemiş onların etrafını insanlar çevrelemiş. Hemen koşarak insanların arasından geçmeye çalıştım. Erol dışarda şaşkın bir şekilde duruyordu. Hemen sarı çizginin altından geçtim. Polisler : Hanfendi çok tehlikeli giremessiniz sarı çizgiyi lütfen geçmeyin. diyerek itiyorladı. Ben: İÇERDEKİ BENİM KARDEŞİM ANLIYO MUSUNUZ ONU ORDAN ALMADAN HİÇ BIR YERE GİTMİYORUM !! dedim. Ve hepsini kenara itip koşarak içeri girdim. Heryer duman içinde kalmıştı. Elimi ağzımla kapatıp : HALİİİİL !! NERDESİN HALİİL !! diye ateşlerin içinden korkak şekilde geçiyorum ama söz konusu olan kardeşimdi ailemden geri kalan tek o vardı. Onuda kaybedemezdim buna izin veremem. Öksürük sesleri çoktu. Sadece içerde olan Halil değildi.  Başka çocuklarında öksürük sesleri geliyordu. Apartmandaki herkes dışardıdaydıda bunlar neden evin içindelerdi. Duyduğum ses Halil'in sesiydi söyle bir ses geldi : A...abla o sesi duyduktan sonra ateş dolu olan odalara atlayıp çıktım. Halili ateş dolu odada yerde yıkılı bir şekilde gördüm. Tam geçicekken kapı geçişinin önüne duvar yıkıldı. Haykırarak: HALİİİİİL !!! yerde yıkılı , öylesine duruyordu. Sadece bir umut ışığı , bir güneş ışığı görmek istiyordu. Benimde gözlerim kararmaya başladı. Ateş yoğunluğu giderek artıyor , dumanların yoğunluğuda onunla birlikte artıyordu.  Ama Halil'e ulaşmanın bir yolu daha vardı. Yan odadan onun odasına giriş vardı. Gözlerim ne kadar kararıp dursada bu benim için bir engel değildi. Yan odaya hemen girdim ve Halili gördüm. Halili gördümde burdan nasıl çıkıcaz...?

Masum BalerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin