15.Bölüm &Huzur&

1.3K 56 8
                                    

Merhabalar:) Bugün bir farklılık yapayım dedim.. Kerem ve Zeynep'in ağzından yazdım. Bakalım böyle nasıl olacak? Beğenecek misiniz?.. 

Multimedia'daki şarkıyı bitince tekrar başlatabilirsiniz.:)

Öpüyorum :*

-Kerem-

Zeynep'e her şeyi içten ve abartısız duygularımla anlattıktan sonra bir şey söylememesi daha da çok canımı yakmıştı. Gözyaşlarımı tutamazken pek bi' sevdiğim koku yaklaştı bana. Zeynep.. Birden bana sarıldı. Şuanda onu o kadar görmek isterdim ki. Kollarımı Zeynep'in beline doladım. 'Ben buradayım, hep burada olacağım. Yanından hiç ayrılmayacağım söz veriyorum' cümleleri kulağıma dolduğunda ister istemez gülümsedim. Sarılmamıza son vererek ayrıldık. 'Gerçekten mi?' diyebildim.

'Evet Kerem.. Ben buradayım unutma' dedi ve o çok sevdiğim koku giderek uzaklaştı. Sanırım yerine geçmişti. 

Ellerimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. 

-Zeynep-

Yaptığım bir şeyden ilk defa memnun kaldım belkide. Kerem'e sarılmak hem bana iyi gelmişti. Hemde Kerem'e. Gülümsediğini görmek çok mutluluk vericiydi. Ben en son kimi gülümsetebilmiştim ki.. Gözyaşlarını sildi ve benimle konuşmaya başladı.

'Özür dilerim' dedi.. Niye özür diliyor ki? Acaba memnun olmadı mı sarılmamdan? Ama niçin özür dilesin.. Of Zeynep of..

'Niye özür diliyorsun?' 

'Sende benimle uğraşıyorsun boşboşuna . Ama doktorluk dimi, işte.' dedi dudaklarını kenara doğru çekerek.

Ne boşboşunası. Seninle doktorun olduğum için uğraştığımı sanman çok acı verici. Seni ben.. Ben seni.. İşte bir nedeni var. Seni ben çok..

'Zeynep?' Zeynep.. Gittin mi?' sesiyle kendime geldim. Az önceki düşüncelerimle sadece boğuşmuşum anlaşılan. 

'Burdayım.. Kerem sen benim hastamsın. Yani hastam derken. Yanlış anlama, öyle değil. Yani ben doktorum sen bana hastasın. Bana hasta değilsin. Hastasın..Of!'  dedim yine cümleleri toparlayamazken. Bravo bana.. 

Konuşmamı bitirir bitirmez odayı inleten kahkaha sesleri geldi Keremden.

'Ne gülüyorsun ya?' dedim şımarık kız modeliyle.

'Hastasın değilsin ' dedi ve tekrardan gülmeye başladı. Bir iki saniye sonra dayanamayıp Kerem'e eşlik ettim bende. Bizim kahkahalarımız odayı doldururken kapı çalındı. 

'Gel..' diye çağırdım içeriye. Bir yandan da gülmemi kesmeye çalıştım.

'Kahkahanız bol olsun.' dedi Mısra içeriye girdiğinde.

Kerem'in birden suratı düştü. 'Moralimiz bozulmasın dedim ama Mısra bunu söyleyeyım sen benim kör olmamı kullanıyorsun. Görmediğim için beni buraya getirmişsin..'

'Abi iyi olur diye düşündüm.' 

'Evet, iyi oldu Mısra. Sağol.. Ama abicim kullanma benim noksanlıklarımı olur mu?' dedi gülümserken.

'Özür dilerim' diyerek gidip abisine sarıldı Mısra. Bende onları izlemekle meşguldum. 

'Ee.. Zeynep müsait misin şimdi?' dedi Kerem bana doğru bakmaya çalışırken. Ama bana bakmıyordu. Nerde olduğumu bilmiyordu ki.. En nefret ettiğim işte.. 'Burdayım' deyip kafasını bana doğru çevirsem kalbi kırılır belkı. En iyisi.. diye düşünerek Kerem'in baktığı yere doğru gittim.  Mısra gülümsedi..

'Müsaitim sanırım senden sonra randevum yoktu.'

'Sahile gidelim mi?'

'Sahile?'

'Evet.. Üçümüz'

'Ben kaçar, bay.' diyerek Mısra odadan kaçtı. Kim bilir aklında ne cinlikler var bu kızın.

'Olur..' dedim ve Kerem'in sandalyesini ittirmeye başladım.. 

&&

-Kerem-

Sahile doğru yaklaştığımızı anlamak pekte zor olmadı. Arabada açık camdan gelen deniz kokusu gülümsetti beni yine.

'Geldik'  dedi Zeynep.

'İndirebilecek misin?' 

'Ta..Tabi ki!' diyerek yine beni kırmamaya çalıştı. Sesindeki o 'Nasıl indireceğim' endişesini anlamak pekte zor değildi.

Zeynep beni zar zor indirdiğinde kendime bir daha kızdım.. O arabayı düzgün kullansaydım. Direksiyonu çevirebilseydim belki.. 

Düşüncelerimi sildiğimde Zeynep beni tekerlekli sandalyemden itmeye başlamıştı bile.

'Şöyle bankın oraya mı gidelim, dolaşalım mı?'

'Bankın oraya gidelim.. Sende dinlen'

'Olur mu öyle şey. Yorulmuyorum ben'

'Zeyneep.'

'Kereem' dedi ve ikimizde gülmeye başladık. Gülüşünü o kadar çok merak ediyorum ki.

Biraz daha ilerledik ve sanırım bankın oraya geldik. 

'Bende oturayım şöyle' dedi.

'Denizi özlemişim' dedim içime çekerek. Huzur buydu işte. İnsanın içinin ferahlaması, acılarının azda olsa dinmesi için sahile gelmesi yetiyordu sanki. Bir kez daha içime çektim.

'Bende özlemişim, kokusunu..' dedi..

'Çok güzel..'

'En güzel koku' dediği an aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

'En güzel koku senin kokun'...

KUYTU KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin