9.Bölüm & Liste &

1.3K 53 14
                                    

Sonunda sınavların işkencesinden kurtuldum. Ve buradayım. Daha sık bölümler gelecek emin olabililirsiniz. Umarım beğenirsiniz .. İyi okumalar:)

Zeynep kapıyı aralayıp içeriye meraklı gözlerini diktiğinde Mısra'da kapı gıcırtısıyla o yöne baktı. Ablasını gördüğünde kaşlarını şaşırdığı için istemsizce çattı. 

Zeynep de bu sese sahip insanı gördüğünde aynı şoku yaşamıştı. Belki de daha fazlasını.. Her yerde karşılaştığı, 'Hayvan' diye nitelendirdiği, rüyasındaki adamdı..

Mısra merakla ayağa kalkıp Zeynep'in yanına gitti. Kapıdan çıkarken abisine seslendi.

'Abi,lütfen sakin ol ben geleceğim birazdan' dedikten sonra kapıyı kapattı.

'Abla?' dedi.

'Mısra abin miydi?' diyerek o kişinin Mısra'nın abisi olmasına şaşkınlığını atmaya çalıştı. Görmüyordu hemde..

'Abim abla .. Abim' dedi ve Zeynep'e sarıldı. Ağlamaya başladı..

'Annemi kaybettik abla.. Annem artık yok. Beni doğuran kadın, bu yaşıma kadar bakan , bana öğrendiklerini öğreten,  annem artık yok' 

Zeynep Mısra'ya iyice sarıldı.. 'Şş.. Sakin ol.. Bak abin yaşıyor, eminim annen seni böyle görmek istemez' dedi annesi ölmüş küçük çocuklara dendiği gibi.

Mısra ise Zeynep'den geri çekildi .. Gözlerini elinin tersiyle sildikten sonra konuştu.

'Abin yaşıyor diyorsun abla.. Ama eminim böyle yaşamak istemezdi. Görmüyor.. Artık renkleri , çiçekleri göremeyecek. Beni göremeyecek..'

'Öyle deme, onun hayatta olabilmesi bile sana güç veriyor ben bunu biliyorum.'

'Bir kaza hayatımızı nasıl da değiştirdi.. Annem yok.' dedi ve yutkundu.. Sonra devam etti.

'Abim ise kuytu karanlıklarda.'

'Ben hepsinden beterim yaşayan bir ölüyüm'

'Mısra kendine gel! Öyle bir şey yok. Bundan sonra daha güçlü olman gerekiyor. Abin için!' diyerek Mısra'yı kollarından tutup sarstı Zeynep. Mısra ona kedi yavrusu gibi bakınca canını acıttığını fark edip kollarından elini çekti.

'Özür dilerim..' diyebildi.

'Haklısın abla, güçlü olmam gerekiyor.' dedi ve içeri girdi Mısra.

Zeynepse kapının kapanmasını izleyip uzun koridorda yürümeye devam etti.

İçinden şöyle geçirdi..

'Renkleri görememek nasıl bir şey acaba, şimdi gözlerimi kapatıyorum ve bir saniye sonra açıyorum. Ama o istesede artık açamayacak. İstesede göremeyecek. Ona gidip hesap bile sorsam, ne saçmalıyorum ben ya! Ne hesabından bahsediyorum! Ben ne kadar değiştim böyle, bu durumda bir insan için ne düşünebiliyorum! '

Kendine saydırmaları bitttikten sonra odasına girdi.

&&

'Nereye gitmiştin Mısra?' dedi azıcıkta olsa sakinleşen Kerem.

'Biri çağırdı da ben de baktım' 

'Kim?'

'Görmedin mi abi bir genç kız işte' dedi daha sonra kırdığı potun farkına vardı ama çok geçti..Dudağını ısırdı.

'Abi ben öyle demek..' diyerek toparlamaya çalıştı. Ama Kerem izin vermedi.

'Tamam Mısra!' diyebildi Kerem. 

'Abi gerçekten özü..'

'Çıkın artık! Yalnız kalmak istiyorum'

'Abi.' dedi ve Kerem'in elini tuttu.

'Mısra çıkın dedim!' diyerek kolunu kenara çekti Kerem.

Mısra ise Aksel'in elini tutup kapıya doğru yürümeye başladı. Yine hakim olamamıştı onlara, gözyaşlarına..

&&&

Kerem kapının kapatıldığını duyduktan sonra ağlamaya başladı. Bir erkek böyle ağlayabilir miydi? Gözyaşlarını tutamıyordu. Ağlayınca ağlayası geliyordu. Onu en çok yıkan şey Mısra'yı koruyamayacak olmasıydı.

'Göremiyorum işte' diye söylendi boş odada.. 'Göremiyorum!'

Birkaç dakika daha kendi haline sövdü.. Daha sonra aklına gelen düşüncelerle çarpılmışa döndü.

'Annem, babam!'

Ve Mısra'nın duyması için bağırdı. En yüksek sesiyle..'Mısra!' Mısra!'

&&&

'Yiyecek bir şey almamı ister misin?' dedi kafeteryada Aksel.

'Yok kahve iyi geldi..'

'Canım sıkma canını her şey düzelecek, ameliyat olur belki abin..'

'Sana söylemedim..'

'Neyi?'

Ali Bey'in yanına gittim 'Ali bey hiç mi bir şey yok? Düzelemez mi?' diye sordum abime görme engelli damgası vurulduktan sonra.

'Şöyle söyleyeyim şuanlık yapacak hiçbir şey yok. En azından oradaki damarlara gelebilecek kanların yenilenmesi gerek. Ama kısa süre içinde olmaz Mısra hanım..' dedi bana.

'Anladım..' diyerek abimin yanına geldim bende.

...

'Böyle işte Aksel. Olmayacak işte'

'Sen yine ümidini kesme.. Bakarsın her şey düzelir. Berra'yı aradın mı?'

'Aa.. Yok . Arayayım abime iyi gelecek.'

&&

Kerem odada ölü gibi yatarken kapı çaldı.

'Gelebilir miyim?' dedi Berra kafasını içeriye sokup.

'Berra sen misin?'

Berra anlamsızca Kerem'e baktı. 'Aşkım benim kör müsün?' dedi ve güldü.

Kerem ise ellerini yumruk yapıp Berra'ya seslendi.

'Evet Berra, körüm!'

'Ne saçmalıyorsun Kerem?' dedi hala işin gerçeğini anlayamayan Berra.

'Berra, görmüyorum anlıyor musun! Kaza geçirdim ve görmüyorum artık!'

'Görmüyor musun?' 'İnanmıyorum!'

'Berra otur şöyle' dedi sesini alçaltmaya çalışan Kerem.

'Kerem bizim hayallerimiz vardı..'

'Vardı ve olmaya devam edecek! Öldüm demiyorum Berra!'

Berra Kerem'e bir şey demeden odadan çıktı. Arkasından gelen 'Berra'......'Berra' seslerine rağmen oraya dönmedi.

İki saat sonra Zeynep odasında uyuya kalmıştı. Kerem ise odasında.. Mısra ile Aksel hala Kerem'in başında bekliyorlardı.

Sabah olduğunda Zeynep gerinerek uyandı. Etrafına baktı ve 'Burda mı uyumuşum..' dedi..

İlk iş günü başlıyordu. Randevu kağıdına baktı ve bir isim dikkatini çekti. Soyadı gayet tanıdıktı.. Babasının bahsettiği insanlardan biriydi ..

'Kerem Sayer..'

KUYTU KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin