22.Bölüm & Yok Olmak &

925 42 10
                                    

Umarım beğenirsiniz :) Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın..

Okullarda açıldı ne yazık ki. Hepinize başarılı bir dönem diliyorum :)

-Kerem-

Sabah kalkıp Mısra’ya en güzel kıyafetleri çıkarmasını söyledim. Altını çizerek söylüyorum ‘Zeynep’in bugün yaptığı seçimin hatalı olduğunu anlamasını sağlayacağım’.

Evet, yapacağım bunu. Ne zamandır kesmediğim, daha doğrusu kesemediğim sakallarım acaba nasıl gözüküyorlar, diye içimden söylenirken Mısra spor tarzında olduğunu söylediği kıyafetleri ütülediğini söyledi. Son kez aynada kendime falan bakmadım, nasıl bakayım? Sadece Mısra’ya sordum. ‘Nasıl gözüküyorum?’

‘Abim olmasan kesin aşık olurdum’

‘Deli ya’ deyip evden çıkarmasını bekledim.

‘Hadi bakalım abicim’ dedi ve ardından evden çıktık.

-Zeynep-

Kerem’le Kutay’ı tanıştırmakla kesinlikle doğru karar verdim. Ne olacak azıcık erken öğrense Kerem? Yapmasa mıydım ya? Tanıştırırım ama Kutay’ın kim olduğunu söylemem. Evet bu iyi fikir! Kendime baktığımda gayet iyi olduğumu farkedip gülümsedim. Gülümsemek kesinlikle en güzel şey.

Aşağıya koşar adımlarla inip mutfakta birkaç şey atıştırdım. Tatil günüm olduğundan bugün pek bi’ rahatım. Otobüse yürürken yine aklıma annem geldi. Eğer ölmeseydi, onunla dertleşirdim. Ona sorardım ne yapmam gerektiğini. Her şeyin değerini kaybedince anlarsın dedikleri bu olsa gerek. Annesizlik sanki fırtınalı havada üzerinde seni soğuktan koruyacak bir şey olmaması gibi. Kendine sarılıp ısınmaya çalışıyorsun ama o üstler gibi ısıtamıyorsun. Anne de öyle bir şey. Koruyacak kimsem yok.. Annem yok.

Yine aklıma bunlar gelince elimi gözyaşlarımı silmek için gözüme götürdüm.Hayır ya! Ben o eyeliner’ı çekerken ne kadar zorlanmıştım! Hepsi mahvolmuş. Fazla duygusallık zarar. Kesin bilgi, yayalım.

-Kerem-

Buluşacağımız yere geldiğimizde Mısra Zeynep’i görmediğini söyledi. Biraz benimle beklemeye başladı. ‘Ablam geldi’ dedi. ‘Ama tuvalete doğru gidiyor’

‘Tamam, yakışıklı bir tip görüyor musun?’ diye sorduğumda gülerek cevap verdi.

‘Şuanda önümde duruyor.’

‘Geldi mi yani?’

‘Sensin sensin..’ ve kahkahalarıyla gülmesini şiddetlendirdi. Yahu! Ne vardı bunda bu kadar gülünecek?

‘Geliyor ablam’ dediğinde elim direk saçıma gitti. Saçımı düzeltip geldiğini varsayarak ‘Hoş geldin’ dedim.

‘Hoşbuldum’ dedi. Galiba ardından sandalye çekip oturdu. ‘Kutay da geliyor’ dedi ve hoş geldin-hoşbuldum muhabbetine girdiler. Tamam yeter bu kadar konuşma!

Mısra yanımızdan ayrılalı yaklaşık 10 dakika oldu. Şu Kutay gerçekten yakışıklı mı çok merak ediyorum açıkçası. Çok mu dedim? Çok çok!

Siparişler geldiğinde Zeynep bizi tanıştırmadığını fark edip ‘Kutay Kerem, Kerem Kutay’  dediği an elimi ileriye doğru uzattım ve havada elimi ‘Nefret ettiğim’ kişi tuttu.

‘Memnun oldum’

‘Bende’ deyip geçiştirdim. Hiç memnun olmadım kusura bakma .

‘Kerem, bahsediyordum ya çok sevdiğim biri diye. İşte Kutay. İleride bir şeyler olacak ama şimdi söylemeyeyim. Sen belki anlamışsındır?’ dedi soru sorarcasına. Evet anladım merak etme sen.

‘Hıı’

 ‘Kerem, Zeynep’i çok severim tahmin ediyorsundur zaten..’

 Hepiniz bilerek mi yapıyorsunuz acaba? Bari tek tek gelin.

‘Ediyorum’

‘Pekala, o zaman.’

‘Yarın doktora geliyorsun Kerem, kontrollerin var’

‘Alıştım ben Zeynep karanlığa. Bilmiyorum aydınlık pekte cazibeli gelmiyor artık bana. Herkes aydınlığı keşfedip renklerle yaşayabilir. Ama herkes karanlığın tonlarını keşfedemez. ‘

‘Neden, dünyanın güzelliklerini görmeyelim ki?’

Dünyanın güzelliklerini değil de kalbimdeki güzelliği görmek istiyorum ben. Yani seni.

‘Öyle bir imkanım olmayacak, yani iyileşemeyeceğim için bunları konuşmanın da pek bi’ anlamı yok sanırım.’ Deyip konun değişmesini sağladım.

Biraz Kutay kendini anlattı. O anlatırken kulaklığımı takıp şarkı dinleyesim geldi. Fakat yapamadım.

‘Bizde Zeynep’le liseden arkadaşız. Arkadaştan da öteyiz hatta’ deyip gülüştüler. Cidden beni üzmek için yapıyorlar! Senden bunu beklemezdim Zeynep!

‘Aaa.. Yarın hastaneye Kutay sende gelsene’

‘Olur, Kerem içinde uygunsa’

Uygun değil diyemedim. Yine beynim kalbimi ezip geçti. Zeynep bana destek çıkıyordu zaten, bi’ de bu kendini beğenmişe gerek yoktu.

‘Uygun’ demek zorunda hissettim. Gelme diyebilirdim aslında ama Zeynep’i kırmamam lazımdı. Yarın bu herif hep Zeynep’in dibinde dolaşacak.. Be ben buna engel olamayacağım.

Ya gökyüzünde kaybolup huzurla dolacaktım, ya da kabaran, engin denizlerde kendimi kaybedip yok olacaktım.

Ben yok olmayı seçtim.  

KUYTU KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin