18.Bölüm & Gerçekler &

1.1K 54 9
                                    

Bölümlerin çok geç geldiğinin farkındayım. Geç ve kısa.. Ama şuanlık yazabileceğim bu kadar. Tatildeyiz, bayram tatiliyle birleşen izinden dolayı eve gidemedik hala. Kusura bakmayınız :)

Umarım beğenirsiniz..

-Mısra-

Söyleyemezdim. Cidden söyleyemezdim. Bu basit bir konu değildi ki!. Annem babamı aldatmış desem anneme neler derdi? Kadını mezarında rahat ettirmezdi.. Onun yanına gitmez. Başında dua etmezdi.. Annem'in belkide bize en ihtiyaç duyduğu yerde biz onu yalnız bırakırdık. Olmaz.. Sırf ablama güvenecek diye ben annemi yerinde huzursuz edemem..

'Olmaz' dedim aniden. Vereceği cevabı merak ediyordum. Elini masaya koyarak konuştu..

'Nasıl olmaz Mısra?' diyerek sandalyeyi çekti ve oturdu. Devam etti. 'Bu yalana devam edemeyiz'

'Ben içeri gidiyorum abla, sakın böyle bir şeyi söylemeyi düşünme. ' dedim ve içeriye geçtim. Ağzından bir kelime kaçarsa sonum gelecek..

-Zeynep-

Nasıl bu kadar acımasız oluyor ya! Böyle bir konuyu nasıl söylemez. Ama ben söyleyeceğim. Sevdiğim kişiden.. Yani hayır arkadaşımdan yalancı muamelesi görmeyi istemiyorum. İkincisine dayanamam.

İçeri geçtim. Sahi.. Biz mutfağa niçin gelmiştik?

'Kerem..' dedim. Ve Kerem'in karşısındaki koltuğa yerleştim. Korktuğum an yaklaşmıştı. Kafasını sesimin geldiği yöne doğru çevirdi. Ve konuştu.

'Ha.. Geldin mi? '

'Geldim, geldim.' diyerek ellerimle oynamaya başladım.Baya stres yapmıştım.. Bu kadarı biraz fazlaydı..

'Kerem bak sana bir şey söylemek istiyorum. İkinci bir yalancı muamelesine katlanamam, senide başka bir yalana itemem tamam mı?' dedim ve Mısra'ya baktım. Gözleriyle sanki bana yalvarıyordu. Adeta 'Söyleme abla, lütfen' diyordu o gözleri. Ama kararımı vermiştim. Kerem'i bir yalana itemezdim. Onu bu karanlığında boğamazdım..

'Ne söyleyeceksin?' dedi merakla. Gözlerimi bir Kerem'e bir Mısra'ya kilitliyordum. Mısra sessizce bana seslendi.

'Abla sakın!'

'Söyleyeceğim Mısra karışma!' dedim onun zıttına sesimi daha da gür çıkartarak.

'Çabuk ol, hadi!' dedi Kerem elleri rahat durmazken, merak etmesi gayet normaldi..

'Annen..' dedim. Ve durdum. Doğru muydu?..

'Ee.. Nolmuş anneme! Öldü ya daha ne olabilir!?' dedi. Şuanda karar verdim. Yaptığım en doğru şeydi. Söyleyecektim.

'Annen babanı aldatmış.. Benim babam ile' dedim ve gözlerimi kapattım. Vereceği tepkiyi görmek,duymak bilmek istemiyordum.

'Ne!' dediği an gözlerimi açtım. Ellerini sandalyesine vurdu ve kalkmaya çalıştı, çabalarına rağmen ayağa kalkamadı.

'Mısra'nın babası, senin baban değil. Benim babam. Yani Mısra ile kardeşiz.' dedim.. Gerçeklerin ortaya dökülmesi kalp kırıyordu. Ama sonradan öğrenilmesi daha berbat olacaktı.

'Annem yaşasaydı da ondan hesabını sorsaydım' dedi dişlerini sıkarak. Ve devam etti. 'Ama hesap soracağım başka kişi var. Sadece hesap soracağım değil.Geberteceğim başka biri var!'

Mısrayla ikimiz birbirimize baktık.

'Kim?' dedik aynı anda ayağa kalkarak. Ben Kerem'in yanına yaklaştım ve ellerini tuttum. Duymak istemediğim bir isim geliyordu sanki ağzından..

'Babanıza, sevgili babacığınıza!'

Ben bunu düşünemedim.. Babama zarar verebileceğini düşünemedim..

KUYTU KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin