-Bölüm 4

132 18 0
                                    

  İyi okumalar, umarım beğenirsiniz :D

 

  Sabah yüzüme boşaltılan bir şişe suyla uyandım. Bağırarak ayağa kalkmam ve karşımda sırıtan bir Beren görmem bir olmuştu.

  "Napıyorsun sen!" diye bağırdım sinirle o ise hala gülüyordu. "Uyanmadın bende en ilgimi çeken yöntemle seni uyandırdım."dedi. Bir kerede düzgün kaldırsa olmazdı zaten. Bizim evde ilk kalkan hep Beren olurdu ve ardından beni kaldırırdı. 

  "Beren gel buraya !" diye bağırarak evin için de onu kovalamaya başladım. Bir süre sonra yorulduk ve kendimizi salondaki koltuklara attık. Nefeslerimiz düzene girdiğinde Beren "Hadi hazırlan bir saat sonra okul var" dedi.

  Önceki gün planımı yapmıştım ve bu sefer karşısına hazırlıksız çıkmıyacaktım."Tamam hadi sende hazırlan." dedim ve odama gittim. Çantamı hazırlayıp yatağımın üzerine koyduktan sonra hızlıca bir duş alıp giyindim. Saçlarım zaten kısaydı yani ben evden çıkasıya kadar kururlardı. Okulun başlamasına yarım saat kaldığını gördükten sonra hızlıca bir şeyler atıştırdım ve Beren'in odasına gittim. Kapıyı çalmaya bile gerek duymadan odasına daldım.

  "Hadi, çıkalım." dedim. Sırıtarak telefonuna bakıyordu. Sonra bana baktı ve "Üzgünüm canım benim zaten bir sevgilim var, şansına küs." dedi. Gözlerimi devirdim ve "Ulaş ile mi konuşuyorsun?"dedim. Sırıtarak "Evet." dedi.

  Bana baktı ve konuşmaya başladı. "Bade galiba ben bu sefer gerçekten seviyorum." dedi. İnanmayan gözlerle ona baktım. Şuana kadar kimseyi sevdiğini söylememişti ayrıca biz sevmezdik. Benim için erkekler güvenilmezdi. Duygulara sahip olduklarını bile sanmıyorum. En güvenebiliceğim erkek olan babam bile beni bırakmıştı ötesi var mı?

  "Sana inanmıyorum birini seviyorsun ve bunu şimdi mi söylüyorsun?" diye bağırdım. Sonra Beren "Bende yeni fark ettim daha önce böyle olmamıştım hiç." dedi. Hemen gidip Beren'e sarıldım ve amaçsızca kahkaha atmaya başladık. İkimiz de zor zamanlardan geçmiştik ve onu şimdi mutlu görmek beni çok sevindirmişti.

  "Hadi kalk okula geç kalacağız bu gidişle ama okul çıkışı bunu kutlayalım." dedim. Sonra apartmandan çıktık ve motorlarımıza binip kasklarımızı taktık. Okul evimize yakındı kısa sürede gelmiştik. Havalı girişlerimizden birini yaptık ve sınıflarımıza doğru ilerlemeye başladık. İkimizde sayısal okuyorduk ama her dersin sınıfı farklıydı. İlk iki dersimin geometri olduğunu hatırlayıp sevindim. Diğerlerinin aksine ben severdim. Beren ise yolda Ulaş'ı görmüştü ve onunla birlikte gitti. Onun için gerçekten seviniyordum.

  İlk beş ders gerçekten hızlı geçmişti. Göründüğümün aksine dersleri gerçekten seviyordum. Öğlen yemeğinde Beren'in Ulaş ve Can ile oturduğunu görüp yanlarına gittim. Can Ulaş'ın kuzeniydi ve hep beraber takılırlardı. Okul da bir Yiğitlerin grubu çok konuşulurdu birde Ulaş ile Can.

  Beren'in yanındaki yere oturdum ve "Selam millet!" dedim. Hepsi bana bakıp gülümsedi. Can da "Hoşgeldin güzellik." dedi. Gülümsemekle yetindim ama bu sırada Beren koluyla beni dürtüp bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Üç aydır olduğu gibi yine Can ile çıkmamı istiyordu. Şu dörtlü takılma olayını çok büyütüyordu. Ayrıca Can iyi bir çocuktu, benimle çıkıp üzülmesini istemezdim. Beren'e gözlerimi devirmekle yetindim.

  Öğle yemeği bitmitşi ve ben kimya sınıfına gidiyordum o sırada önüme üç cadı çıktı. Ortada ki Ezgi'ye bakıp "Cadılarımız bu gün süpürgelerini unutmuş mu yoksa?" dedim dudağımı bükerek. Yanındaki Eslem ise "Aptal sarışınımızın dili niye bu kadar uzadı acaba?" dedi.  Ben ise "Aptal üçlüyle uğraşıcak halim yok." diyip Duru'ya omuz atarak ilerledim.

  Bu üç cadı yani Ezgi, Duru ve Eslem okulumuzun asıl sürtükleriydiler. Okulda birlikte olmadıkları erkek kalmamıştı sanırım. Beren ve ben her ay sevgili değiştiriyor olabilirdik ancak hiç biriyle yatmazdık yani o kadar ileri gitmezdik. Ayrıca o cadılar gibi sevgilimiz varken aynı anda başka ereklere sulanmazdık. Bir de dediğim gibi biz erkeklere değil onlar bizim ayağımıza gelirdi. Bizim üçlü ise onların peşinde dolaşırdı. Bizim sürtük gibi gözükmemizin sebebi ise sık sevgili değiştirmemiz ve başkalarına karşı soğuk davranmamızdı.

  Tam kimya sınıfına giricektim ki biri hızlıca beni kolumdan tutup çaprazımızdaki boş sınıfa soktu ve kapıyı kilitledi. Sen ne yaptığını sanıyorsun diye ciyaklamaya başlayacaktım ki beni getirenin Yiğit olduğunu anlamam ve beni duvara yaslaması bir olmuştu. Ah hadi ama bu klişe sahneyi mi yaşıyacaktık? 

  "Ne oldu güzelim sustun kaldın." dedi sırıtırken. Bu karşımdaki kimdi ve Yiğit'e ne yapmıştı? Onu hiç gülerken görmemiştim. Yani evinin önünde ki olayı saymazsak. Galiba o da benim gibi dışarıya karşı soğuktu. 

  "Sen ne yaptığını sanıyorsun, çekil önümden dersim var!" dedim. Gözlerimin içine bakıyordu ve bu bende başka yere bakma isteği uyandırıyordu ama gözlerimi o harika mavilerden alamıyordum.

  Kulağıma yaklaştı ve fısıldamaya başladı."Yoksa benden etkilenmiyor musun?" dedi. Benim kalbim hızlı mı atıyordu yoksa bana mı öyle geldi? Hayır olamaz, hiç bir erkek beni etkileyemez. Tam kendimi toplamış bir şeyler söyleyecekken gözlerinin dudaklarıma kaydığını gördüm. Beni öpemezdi. Şu ana kadar hiç bir erkek önce ben onu öpmeden beni öpmemişti. Yani o olaydan sonra. O zamanları hatırlayınca ürpermiştim. Yiğit ise bunun ondan etkilendiğim için olduğunu sanmıştı. Bir şey diyecekken beni öpmeye başladı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım. Farklı öpüyordu. Diğerlerinin aksine sanki hissediyordu. Ne yaptığını anladığımda hemen kendimi geri çektim ve dolan gözlerimle ona baktım. Yaşlar yanağımdan akarken o anı hatırlamıştım. Hatırlamak istemediğim ve unutmaya başladığım o lanet günleri hatırladım.

  "Seni aptal!" diye bağırıp yüzüne tokat attım. Sonra hıçkırarak ağlarken kapıya gittim ve kapını üstünde bıraktığı anahtar ile kapıyı açtım. Sonra koşar adımlarla çıktım okuldan. Arkamda ise şaşkın bir Yiğit bırakmıştım. Yine.

Hatalı BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin