Hermione Granger
Hani bilirsiniz, kendinizi bazen aldatılmış hissettiğiniz anlar olur. İşte o anlardan biri de bu andı. Draco Malfoy, bana yaklaşıp her seferinde kendini Dean ile karşılaştırması gerçekten sinirlerime dokunmuştu. Zaten onu Pansy ile gördüğümde kıskanmıştım, bunun sinirini yaşarken, beni köşeye sıkıştırdığında patlamıştım işte.
Bana gerçekten oyunlar oynayan bir adamın sözüne ne kadar güvenilebilirdi ki zaten?
Hafızamı silmekle çok büyük hata etmişti.
Bunu yapmaması gerektiğini bilmeliydi. Beni kendisi kaybetmişti, şimdi ie ortada hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Bana yaklaşabiliyordu, ve bir gün içerisinde resmen tüm ruh hali değişmişti. Gerçekten, bu çocuğa ne olmuştu?
Bunların başıma geldiğine inanamıyordum.
Acaba hafızamı geri almakta büyük bir hata mı yapmıştım? Derin bir nefes aldıktan sonra dolan gözlerimi kuruladım ve bizimkilerin yanına gülümseyerek gittim. Kendimi yanlarına attığımdan sadece bir kaç dakika sonra Draco gelmişti. Kendini tekrar Pansy'nin yanına atmıştı. Onlar gülüşürlerken, gerçekten başıma gelenlere bir anlam veremiyordum. Gerçekten, o ikisini yakın görmek canımı o kadar acıtıyordu ki. Acilen annem ile buluşmalı ve başımdan geçen şu iğreç şeyleri anlatmam lazımdı. Bana en iyi o yardımcı olabilirdi. Herkes dağılırken, Draco ile tokalaşmışlardı, Pansy ise beni şaşırtarak bana sarılmış ve gülümsemişti. Bu beni oldukça şaşırmışken, ikinci darbe Malfoy'dan gelmişti. Beni çekip kendine sarıldığında, kaskatı kesilmiş karşılık verememiştim. Sadece ben değil, herkes. Diğer herkeste benimle aynı tepkiyi verdiğinde, yavaşça benden uzaklaşmıştı. Gözlerinde ki pırıltı görülmeye değerdi.
Arabaya bindiğimizde, herkesi evine bırakmıştık.
"Dean sevgilim, ben bu gün annemde kalmak istiyorum." diye mırıldandığımda, yolu bırakıp bana baktı.
"Bu ne demek şimdi? Sen annende kalmak istediğinde he kötü olursun. İyi misin, bişey mi var?"
"Sadece... sadece onu çok özledim."
Kafasını sadece aşağı ve yukarı salladı. Zorlamamıştı.
"Eve gidince cisimlenip asanı getirirm." dediğinde kafamı sallamakla yetindim. Beni annemin evine bıraktığında teşekkür etmiş ve dudaklarına bir öpücük kondurmuştum. Annemin buraya geldiğimden haberi bile yoktu. Benim için gerçekten o kadar önemli bir durumdu ki, aramamıştım bile. Hızla kapıyı çaldığımda, kapıyı açan babam olmuştu.
"Meleğim, hoşgeldiin." dedi ve bana sarılıp kafama bir öpücük kondurdu. Bu hareketine gülerken, annem içeriden "Kimmiş?" diyerek çıkmış ve beni görünce bir sevinç nidası atı yanıma gelmişti. Anneme sarıldığımda, göz yaşlarımı tutmak için verdiğim savaş gerçekten görülmeye değerdi. İçeri girmiş otururken, anneme mutfakta burada kalacağımı söylediğimde, hemen kötü bir şey olduğunu anlamıştı. Salonda otururken, tam salonun ortasına cisimlenen Dean ile annem ve babam yerlerinden sıçramışlardı.
"Ah şey ben korkutmak istememiştim." dedi Dean, özür dileyerek. Annem ve bebem mahsuru olmadığını söylediğinde, Dean cebinden asamı çıkarıp bana vermişti. Teşekkür ederek asayı aldıktan sonra, elimde taşımak yerinde hızla masanın üzerine bırakmıştım. Dean gelmişken, annemler onu asla bırakmazdı.
*
Dediğim gibi de olmuştu, Dean evden cisimlenirken saat yaklaşık olarak gece on bire geliyordu. Herkes yatarken, bende eski odama geçmiş ve yatağıma girmiştim. Annemi bekliyordum, giyini yanıma gelecekti. Odamın kapısı çalındıktan sonra yavaşça açıldı ve üzerinde pijamaları ile annem girdi içeri. Çift kişilik yatağımda yana kayıp ona yer açtıktan sonra, annem hızla geldi ve yatağa oturdu. Yastığını düzelttikten sonra sırtını karyolaya dayadı ve "Anlat bakalım." diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i love her // dramione
FanfictionHiçbir zaman görevler görev olarak kalamazdı, zaten.