O kalbinin şifresini bana kendiliğinden vermişti ama benimkini hacklemek zorunda kalmıştı...
Ben zaten bir sekilde acılarımı icimde yaşardım. Belli etmezdim. Kalbimin güvenliğini arttırırdım beni yıkıcak virüsleri temizlerdim.
Ama o eski saldırının...
Eve geldiğimizde bem biraz daha iyiydim. Ve bu arada koluma batırılan zehir lenslerimin söylediğine. Gore bundan iki onceki kullandığım yılan zehriymis. -Adım Kim Sun Hee. Kolumdaki yılan zehrinden etkilenmemin ve tenimin anormal derecede beyaz olmasının nedeni her ay bir öncekine gore daha guclu yıkan zehri içmem yani vücudumun bagısıklıgını guclendiriyorum hatta yarında içmem gereken bir zehir var. -iyide tehlikeli degil mi ölme riskin yok mu? Dedi jungkook -Ah tabiki var hatta yarın icicegimde daha yuksek ama suan bunu yapıyo olmasam kesin ölmüş olabilirdim. Bu arada hala beni kardesin olarak kabul etmiyo musun? Gözlerim mavi emin olabilirsin hatta Birazdan Dr. Jin bizim DNA testimizi yapar. Ayna var mı lenslerimi çıkarmak ıstıyorum. -Sana inanıyorum ama yinede o mavi gözlerinde eskisi gibi kaybolmak istiyorum lutfen lenslerini cıkar Sun Hee. -Peki. Lenslerimi çıkardım ve abimin gozlerine bakmaya basladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Ge-gercekten sensin diyip birden kucağına aldı beni sarılıyoduk ve ben aglıyodum. -Abi seni seviyorum bu anı cok bekledim seni özledim. -Bende seni ozledim.Yarın o zehri icmiyceksin daha yenl bulmuşum ölmene göz yumamam. Yere çömdu hala sarılıyoduk. Bir sure sonra koltuğa oturduk. Abim kolunu omzuma atıp beni kendine cekti. Herkesin gozleri dolmuştu. -Ah kabul ederseniz artık sizdenim etmessenizde aldıgım belgeleriniz çantanın icinde kimseye vermedim zaten o yüzden anlastıgım şirketteki adam boğazımı sıktı almamalıydım belkide ama yapcak bişey yok. Bu arada eger beni aranıza kabul etmiorsanız Türkiye'ye dönücem. Sadece bu gece burda kalabilir miyim? -artık bizdensin Sun Hee. Dedi Jimin ona tebessüm ettim. -sanırım acıktım iki gündür yemek yemiyorum ve de su burnumdaki kanı silmek istiyorum ayagımada blr sargı bezi boynumada bir krem gerekiyor ah cok fazla yaralanmısım suan farkettim. -Soz veriyorum bundan sonra başına bir şey gelmiycek iki gundur yemek yememek ne oluyor? -Yemek yemesemde sorun değil en az 42 kiloya düşmüsumdur öyle umuyorum. -Ciddi misin? Su bileklerine bak ne kadar ince dedi Jimin aynı zamanda kolumu kaldırıp parmaklarının arasında bilegimin inceliğini ölçerken. Abimde onun eline vurup -Dokunma kardesime dedi. Abime döndüm ve -Beni kabul ettigin için teşekkür ederim dedim -Ya ya tamam bu kadar hadi kalkın kıza yemek hazırlayın jin sende doktorlugınu bil kıza bak bende uyuycam ses çıkarmayın. Herkes kahkaha atmaya basladı ama ben gulmuyodum duygusuzluk ele geçiriyor ikide bir beni bem gülemem olmaz en fazla tebessüm ederim. Ama abim cok guzel gülüyor onu izlemeye daldıgımı farketti ve sustu suan sadece öylece bakıyoduk birbirimize ben onun kahverengi gözlerinde kayboluyodum ki bana sarıldı ve kafamı yıllardır hayal ettigim istedigim göğsüne kapattı kokusu cok güzeldi -hadi gel yemek yiyelim bakalım. Diyip ayaga kalktı benide kaldırdı hiç düşünmeden elimden tutup mutfaga götürmeye başladı. Bende Ayağım acıdıgı icin pesinden sekerek ilerliyodum. Oda bana baktı güldü ve kucağına aldı. -ya ya o kadar küçük degilim ben beni kucağına almana gerek yok -fazla hafifsin Sun Hee tartıya çıkarmaya karar verdim seni diyip tartıya koydu ve -Hani 43 kiloydun ona bile kızmısken 37 kilo ne? -Üzgünüm bu kadar. Zayıfladıgımı bilmiyodum sağlığım cok bozulacak. Tekrar kucağına aldı ve yemek masasına oturttu ramen yapıp önüme Koydu. -tavuk sipariş edicem o gelene kadar bunu ye dedi. -peki. Dedim . Ama sorun var ben çubuk tutamam ki. Şekilden şekile girdim abimde mutfakta degildi. -aman yemicem tutamassam tutamayım Kim Sun Hee'nin yapamadığı şeyler olabiliyormuş. Arkadan kahkaha sesi geldi oraya döndüğümde Jimin vardı. -Komiksin Sun Hee gel sana ogretiyim. -Sen gel dedim. -lafın gelisi dedim ya bem gelcektim zaten. Yanıma geldi ve elimden tutarak cubukkarı yerleştirdi. Ve tutturdu ağzıma getirdi ama kendi yedi. -Yah ama yemesi gereken benim 37 kiloyum ben nasıl dovecem milleti benim yemem gerekiyor hacklemem intikam almam gereken bir sirket var. -o isleri bırakman gerekebilir Taehyung'un izin vericegini sanmam bu saatten sonra. -Bende bu konulara karısabieleceginizi sanmam birde artık izninle yemeğimi yemek istiyorum almam gereken intikamlar ve etmem gereken blr teşekkür borcum var. Elimi elinden hızlıca cektim ve yemek yemeye başladım onun öğrettiği kadar. -çubuk kullanmayı öğrettigin icin tesekkur ederim Jimin-shi. Ramen yedikten sonra tıka basa doymustum ama abim gelip önüme tavuk koydu ve herkesi çağırdı herkes oturdu ve hep birlikte tavuk yemeye başladılar. -A-abi bem doydum tavuk yemesem... -Olmaz 50 kilo olduğunu görmeden bırakmıycam seni. -Hah sen bana 13 kilo al diyosun oldu baska bir derdin sonra cirkin olurum hem sırtına atladığım zaman beni tasıyamassın. -Seni her zaman tasıyabiliriz dediler hep birlikte -Woah koroya yazdırmalıyım sizi. Tavuk aldım ve yemeye basladım ama cidden doymustum. biraz daha yedikten sonra hep birlikte masadan kalktık tabiki ben toplamadım. Hah ben hacker Kim Sun Hee masa toplıycak oldu baska bir derdi olan. Abime dönüp -Bana attığın tokadı unutmadım özrünü beklıyorum dedim ve içeri geçip laptopumu aldım. Yanında olan daha once jiminin odasından aldıgım belgeleri çıkarıp -Al bunlar senin o gun almıştım dedim utanmaz bir sekilde. -Ne kadar rahatsın be -sen rahatsız ol cunku beni kimse tehdit edemez gerci bundan sonra durumlar değişebilir ama neyse dedim. Sofrayı toplamaya calısan abime bakarak.
