4.BÖLÜM - SEN BANA NEFESİMİ VERMEDİN

15.4K 1.3K 118
                                    

Aslında bölüm pazar günü gelecekti, ama ben Sokak Arası Aşk ile karıştırdım günleri ve dün 'YB' soranlara 'Cuma günü demiş bulundum. o yüzden de sözümü tutmak istedim =) keyifli okumalar.

--------------------------------

Yusuf ceketini ilikledi ve masasının arkasından çıkıp kapıya doğru geldi. Yüreğinde tarif edemediği bir çarpıntı vardı. Kalbi yerinden çıkacaktı. Yıllar sonra yine karşılaştıkları tarihte kızın çıkıp gelmesi ne garipti...
Sadem çocuğu sekreterin yanına bırakıp, kendini sakinleştirip, kapıya gitti. Kapıyı tıklatınca, içeriden ‘Gir’ diyen adamın sesi ile, elleri titreyerek kapıyı açtı ve içeri girdi. Göz göze geldikleri an ikisi de derin bir nefes alıp, yutkundu.
“Merhaba.”

Yusuf ellerini cebine sokup, yumruk yaptı. Yoksa kadına sarılacaktı. Uzun uzun baktı ona. Bunca sene sonra gelmesini anlayamıyordu. Üstelik bıraktığı nota aldırmamıştı bile.
“Merhaba,” dedi o da kadının duygusuzluğundan öfkelenerek. “Bunca sene sonra karşılaşmak tuhaf bir... Tesadüf.”
Kadın gülümsedi, ama içten olmadığı çok belliydi. “Evet tuhaf... Ama tesadüf değil.”

Adam alayla kaşlarını kaldırdı. “Ya... Demek tesadüf değil.” O da duygusuzluğu oynamaya çalışıyordu.
Bu sefer öfkelene Sadem oldu ve adama değen bakışları sertleşti. “Evet tesadüf değil. Ama dediğin gibi tuhaf. Beni bir gece becerip, sabahında terk edip gitmene rağmen gelmem, çok tuhaf.”
“Sadem, sana tecavüz etmişim gibi konuşma lütfen. O geceyi ikimizde istedik. Ayrıca arasaydın, sebebini öğrenirdin.”

“Arasa mıydım? Daha neler!”
“Şimdi ne değişti Sadem, yanlış anlama gelmene bir dediğim yok, sadece anlamaya çalışıyorum, yani onca sene sonra mı aklına geldi o nota icabet etmek?”
Kadın kaşlarını çatarak adama baktı. “Ne notu?”
Adam ellerini cebinden çıkarıp, kadına bir adım yaklaştı. “O sabah sana not bıraktım. Aramanı söyle-”

Kadın ellerini iki yana açtı ve öfkeyle bağırdı “Ama ben o notu görmedim Yusuf Eray Doğulu! Ben o notu görmedim ve-” -ve gittim... diyemedi.
Adam yüzünü eliyle sıvazladı. “Nasıl görmedin? Komodine koydum. Beni mutlaka aramanı yazmıştım.”
Kadın alayla gülse de içinde alevler yeniden yanmaya başlamıştı. Başını öne eğdi ve “Görmedim...” diye mırıldandı.

Adam sinirle güldü. Kadın içinden hıçkırıklarla ağladı.
“Peki, ne değişti de geldin?”
“Bilmiyorum. Ben...” masadaki kadınla ufak bir bebeğin fotoğrafını gördü. Yutkundu. Kendi oğluna ne kadar benziyordu. Sonra aklına gelen şeyle, yüreğine bıçaklar saplandı. ‘Evlenmiş...’ diye geçirdi içinden. Ya ne olacaktı. Bunca yıl bekleyecek miydi? “Gitsem iyi olacak.”

Adam kaşlarını çattı. “Bunun için mi geldin yani sadece? Sebebini sormayacak mısın? Neden gittiğimi sormayacak mısın? Lanet olsun sana ulaşacağım bir soyadın bile yoktu.”
Kadın eliyle yandaki fotoğrafı göstererek, acıyla gülümseyip, mırıldandı. “Gecikmişim...”

Adam kadının gösterdiği fotoğrafa baktı ve acıyla yutkundu. “Geciken bendim, sen değil.”
Kadın soru dolu gözlerle baktı adama. “Nasıl?”
Adam ona koltuğu gösterdi, kadın bir an dış kapıya baktı, sonra adamın gösterdiği yere oturdu.
“O sabah... Bir telefon aldım. Bütün hayatım ellerimden kayıp gitmişti. Tutamadım.”

“Ne-ne oldu ki?” –O zamanlardan evli miydi? Lanet olsun bu neden hiç aklına gelmemişti.
“Kız kardeşim, yeğenim ve eniştem... Enişte dediğime bakma, çok yakın bir arkadaşım, dostum, kardeşim, her şeyimdi.” Parmakları ile gözlerini ovaladı. “Dört yıl önce bugündü...” dedi kadının gözlerine bakarak.
“Biliyorum...”

Adam acıyla gülümsedi. “Yeğenim ve eniştem trafik kazasında hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşim de, tekerlekli sandalyeye ve bir odaya mahkum oldu.”
Kadın elini kalbine koydu. “Na-nasıl yani?”

GECENİN FERMANI - KARADENİZ SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin