1-Karanlık Gece

307 33 102
                                    

-1-

Yine anlam veremediğim rüyalardan uyandığım bir geceydi. O geceden o karanlık geceden beridir bu rüyalarla uyanmaya alışmıştım. Parça parça görüntüler görürdüm. Görürdüm ama uyandığımda aklımda hiçbiri kalmazdı. Bu kez öyle olmamıştı. Bir ses duymuştum. Bir şeyler söylüyordu. Söylediklerinin arasından bir cümle kalmıştı hatırımda. Yüreğimi ezen bir cümle.

"Bazı ruhlar önceden aşinadır birbirine"

Bu yalnızca bilinçaltımın bir oyunu muydu yoksa o geceyle bir bağlantısı var mıydı, işte orasını bilmiyordum. Kendimi daha fazla yormamak adına banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda ensemden boynuma uzanan karaltıya gözüm takıldı. Dövme. o gece yapılmıştı. Bir çok kez sildirmeyi düşündüm fakat bir yanım taşımak istiyordu o dövmeyi. Bir melek dövmesiydi. Kanatları boynuma doğru uzanıyordu ve o kadar naif görünüyordu ki. Kırılgan, savunmasız ve masum. Bir anlamı olmalıydı. Bu dövmenin bir anlamı olmalıydı.

O gece doğum günümdü. Arkadaşlarım benim için bir parti hazırlamışlardı. Büyük bir partiydi ve tanımadığım bir çok insan vardı. Fakat her şey güzeldi. Her ne kadar kalabalık ortamlardan haz etmesem de benim için böyle bir şey yapılması mutluluk vericiydi. Yeni yaşıma giriyor olmanın tadını çıkarıyordum. Ta ki daha önce hiç görmediğim neşe dolu bir kız yanıma yaklaşana kadar. Elindeki tepside meyve suyuna benzer bir içecek vardı.

"Doğum günü kızına özel meyve kokteyli getirdim! Hadi ama senin için hazırlatmıştık seversin değil mi?"

O kadar neşe dolu ve hevesliydi ki. Sadece bir meyve kokteyli ne zararı olabilir ki diye düşündüm. Kıza içten bir gülümseme gönderip içeceği aldım.

"Teşekkür ederim"

Koca bardağı bir güzel içtim. İlk başlarda hiçbir problem yoktu ama sonradan hafif bir baş dönmesi hissetmeye başladım. Parti evi o zamanki yakın arkadaşlarımdan birinin eviydi. Başım döndüğü için üst kata çıkıp bulduğum ilk odaya girmiştim. Odada iki kanepe ve koca bir televizyon vardı. Kendimi kanepenin üzerine bıraktım. Başım öyle çok dönüyordu ki midem bulanmaya başlamıştı. Bu sırada odaya bir kaç kişi girdi. Hatırladığım tek şey bana içeceği getiren kızın "Alın şu kızı şuradan. İlacı alalı 10 dakika oldu artık hiçbir şey hatırlayamaz" demesiyle bedenime dokunan bir kaç el ve ardından duyduğum yumruk sesleriydi. Kötü bir amaçları olduğunu anlamak zor değildi ama sorun şuydu ki amaçları her neyse buna ulaşamadıkları ortadaydı. O gece beni kurtaran birileri ya da biri vardı. Ve bu kişi her kimse onu tanımıyordum. Uyandığımda kendi evimde kendi yatağımda sanki her şey bir rüyaymışçasına pijamalarımla yatıyordum. O gece orda olan herkesle teker teker konuşmayı deneyip neler olduğunu anlamaya çalıştım fakat herkes bir anda ortadan kaybolduğumu söylüyordu. Arkadaşlarım da dahil. Bana içeceği veren kızı ise bir daha hiç görmemiştim. Tek bir kanıtım vardı. Ensemdeki dövme.

Bu olaydan sonra arkadaşım diye bahsettiğim tüm o insanlar dikkat çekmek için kendi kendime bir yalan uydurduğumu düşündüler. Benden uzaklaştılar. Benim için düzenlenen bir partiden böylece çekip gitmemin şımarıklık olduğunu söylediler. O günden sonra onlardan uzaklaştım, bana inanmayan insanlarla nasıl arkadaşlık kurabilirdim ki? Tüm çevremi değiştirmek istiyordum. Aralarından sıyrılmak istiyordum. Hep iyi gözle baktığım o insanlar sadece birbirlerinin egolarını tatmin edip gösteriş için uğraşan tiplerdi. Arkadaşlık kelimesiyle uzaktan yakından alakaları yoktu. Neyseki bu olaydan sonra okulumu değiştirip kimseyi tanımadığım bir okulda kendime yeni bir sayfa açmıştım.

SAFDERUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin