3-Yağmur Altında Üşüyen Ruhlar

118 19 21
                                    

Medya: Duman-Rüyanda Görsen İnanma

-3-

Eskiden annem bana hep "Sen güçlü bir kızsın." derdi. O öyle söylediğinde güçlenirdim ben. Tüm dünyayla savaşabilirmişim gibi gelirdi. Şimdilerde ise kendimi kanadı kırık bir kuş gibi hissediyordum. Bir sokak lambasının üzerinde kanatlarını göğe çırparak uçan kuşları seyreden bir serçeydim sanki. Seyrettiğim manzara yüreğimi öyle burkuyordu ki ağlıyordum. Ve bilmiyordum aslında serçelerin ağlayınca öldüklerini.

Karşımda duran yabancıya ne demeliydim bilmiyordum. Kafamı allak bullak ediyordu. Bir gecede aniden hayatımın ortasına dalıp zihnimi böylesine karıştırmasından korkuyordum. Ona sormak istediğim bir sürü şey varken cevap alabilir miyim bilmiyordum. Gözlerinin tam içine bakıyordum. Bir duygu görmek istiyordum gözlerinde, bir yanıt. Bulamıyordum. Sadece kaybolmuş gibi hissediyordum. Gözlerimi kapatıp derince bir nefes çektim içime.

"Ben senin oyuncağın mıyım?"

Söylemek istediğimi söylediğimde yavaşça açtım gözlerimi. O ise hala aynı şekilde gözlerime bakıyordu.

"Sormak istediğin bir şeyler yok mu?"

"Çok şey var."

"O zaman geliyor musun gelmiyor musun iyi düşün."

Cümlesini bitirdiğinde arkasını dönüp arabaya doğru ilerledi. Ve hızlı bir şekilde sürücü koltuğuna yerleşti.

Peki ben ne yapacaktım? Evime mi gidecektim, yoksa bu tanımadığım adamın arabasına mı binecektim? Mantıklı olan evime gitmemdi. Ama hayatıma bodoslama dalan bu adamın kim olduğunu öylesine merak ediyordum ki. Düşündüğümde, kaybedecek neyim vardı? Bu gece ölsem en fazla ne yitirirdim? Belki de aileme kavuşmuş olurdum. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.

"Ne yapmalıyım?"

Gözüme kayan bir yıldız takıldı. Burukça gülümsedim.

"Seni seviyorum anne."

Gözlerimi silip derince bir nefes aldım. Annemin bana "Sen güçlü bir kızsın" deyişi yankılanıyordu kulaklarımda. Eğer güçlü bir kızsam, hayatımdaki bilmecelerle de savaşabilirdim. Sanırım bir karar vermiştim. Daha fazla düşünmeden hızla arabaya ilerledim ve sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum.

Ne olacaktı bilmiyordum. Ama her ne olacaksa kafamdaki sorulara bir yanıt bulmak zorundaydım. Hiç tanımadığım bu adam beni nereden tanıyordu bilmek zorundaydım.

Araba hareket ettiğinde artık bu sessizliğin bozulmasını istiyordum. Nereye gidiyorduk bunu bile bilmiyordum. İçinde bulunduğum durum o kadar saçmaydı ki. Tam ağzımı açıp konuşacağım sırada yanımda oturan adamın telefonu çalmaya başladı. Başımı cama çevirip derince ofladım.

"Ne oldu?"

Benimle değil telefonla konuşuyordu.
Daha ne olduğunu anlayamadan ani bir frenle yerimde sıçradım. Yanımdaki adama baktığımda gözleri kocaman açılmış bir halde telefonda söylenenleri dinliyordu.

"Hangi hastane?!"

Sanırım kötü şeyler oluyordu. Yüzüne baktığımda o kadar telaşlı görünüyordu ki. Ağzımı açıp bir şey sormaya korkuyordum. Araba ani bir şekilde harekete geçtiğinde ne yapacağımı şaşırmıştım. Tam konuşacağım sırada o benden önce davranmış oldu.

SAFDERUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin